Yâr Yolu
İnsan bir yolcudur, uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmış bir yolcu...
Dünya pazarında heybesini güzelliklerle, kullukla doldurup 'sonsuz huzura' kavuşmaya çalışan bir yolcu...
Yol vardır, sonunda gül bahçesi vardır, huzur vardır, cennet vardır, Yüce Rabb’imizin rızası vardır.
Yol vardır, bizi asıl hedefimizden alıkoyan tehlikelerle doludur. Sonunda sıkıntı vardır, hüsran vardır, pişmanlık vardır, azap vardır.
Yollar yürümek içindir. Yol vardır hedefe götürür, yol vardır uzaklaştırır yolcuyu amacından.
Yollar hep düz değildir, inişli çıkışlı, virajlı, kaygan olanları, tehlikelerle dolu olanları vardır. Ama yol ne kadar uzun ve zor da olsa, yolcusu vardır her yolun. Her yokuşun bir de inişi vardır. Büyüklerimiz “Dağ ne kadar yüksek olsa da yol üzerinden aşarmış.” derler.
Yolcu yolunda gerek derler. Yola erken koyulmalı insan. Erken kalkan yol alır, çünkü... Yolunu kaybeden, belki bir süre sonra bulur ama en kötüsü yolda olmamaktır.
Yolcunun azığı olmalı yanında, yoksa kalır orta yerde. Güçlü bir binek ve bir de yol arkadaşı olmalı, iyi günde, kötü günde ona yoldaş olacak ve ona doğru yolu gösterecek bir dostu olmalı...
Her yolcu varamasa da hedefine; hedefe varanlar, ancak yola çıkanlardır, derler. "Varamasam da yolunda ölürüm.” diyen azim ve kararlılığın sembolü karınca misali...
Tavşanla kaplumbağanın yarışını dinlemişizdir büyüklerimizden. Yolcu değişir, yol değişir ama menzil değişmez.
Sevgili arkadaşlar, bir de 'yâr yolu' vardır.
Sevgiliye, dosta ulaştıran en kestirme yoldur yâr yolu... Yoldaki gözümüzü ve gönlümüzü meşgul eden her ne varsa hepsinden yüz çevirip, bir an önce 'dosta' ulaştıran yoldur yâr yolu...
Söz, yâr yoluna gelmişken büyüklerimizden bir hatırayla tamamlayalım.
Sivaslı İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Hazretleri bir gün Darende'ye çok sevdiği bir dostunu ziyarete gelir. Kendisini dostunun evine götürmesi için yol kenarında bulunan çocuklardan yardım ister. Kendisini gitmek istediği eve götüren çocuk yoldan değil de 'kestirme' tabir edilen kısa yollardan götürür.
İhramcızâde Hazretleri "Evladım sen bizi nerelerden götürüyorsun?" diye sorunca "Efendim ben sizi 'yâr yolundan' götürüyorum." cevabını alır. Bu cevaptan son derece memnun olan İhramcızâde Hazretleri ismini sorar ve "Para mı istersin himmet mi?" der. Bu soru karşısında "Himmet isterim efendim." diyen 7 yaşındaki çocuk Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nden başkası değildir.
Yâr yolunun yolcuları olmamız dua ve temennisiyle, kalın sağlıcakla...
Esra Elif ŞAHİN
YazarHulûsi Efendi; Yüce Rabb’imizin; “Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.” iltifatına mazhar olan Rasûl-ü Kibriya’nın manevî varislerindendir. O, gül neslinin gül kokulu şahı gönlümüzün sultanıdır.“İnsan...
Yazar: Naciye BEYZA
Bazı davranışlar vardır, insanı meleklerden daha üstün yapar. Bazı davranışlar vardır insanı hayvandan daha aşağı yapar.İnsanı insan yapan güzel ahlakı ve imanıdır.Allahu Teâlâ âdemoğlunu yarattığında...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Küçük baykuş, büyük adımlarla, üzgün bir şekilde, yürüyordu. Güneş tepede gülümsüyor, baykuşun üzüntüsünü azaltmaya çalışıyordu. Ama nafile!Dolaştı minik baykuş tüm gün. Aslında ne ayakları yürümek, n...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
İnsan hayatta kimseye ihtiyaç duymadan tek başına yaşayan bir varlık değildir. Toprağa atılan bir tohumun bir çiçeğe, bir fidana dönüşmesi için sevgiye, ilgiye ve bakıma ihtiyacı vardır. S...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN