Gül Kokulu Huzur
Yaz, güneşin altın ışıklarıyla evin perdelerine dokunduğu sabahlarda kendini hissettirmeye başlamıştı. Okullar kapanmış, Elif ile İlay yılın yorgunluğunu bir tatil hayaliyle geride bırakmıştı. Ancak bu yıl deniz değil, bambaşka bir güzellik çağırıyordu onları: Malatya’nın gönül bahçesi Darende.
Bir sabah kahvaltısında cesaretle dile getirdiler arzularını. Her yaz Akdeniz kıyılarına yapılan yolculuğun yerine, bu kez gül kokan bir diyara gitmek istiyorlardı. Babalarının bu isteği duyduğundaki tebessümü umut olmuştu onlara. Asıl müjdeyse annelerinin sıcak sesiyle gelmişti; “Bu yaz Darende’ye gidiyoruz, kızlarım.”
İkizler sevinçle bilgisayara koşup Darende’yi araştırdılar. Somuncu Baba Türbesi, Tohma Kanyonu, Günpınar Şelalesi… Her biri bir masal gibi gözlerinin önünde belirmişti. Gidecekleri günü heyecanla beklemeye başladılar.
Nihayet yol hazırlıklarını yaparak çıktıklarında baba direksiyon başında, “Somuncu Baba yalnızca ekmek pişirmezmiş, gönülleri de yoğururmuş.” dedi. Anne de türbede hissedecekleri huzurdan bahsetti. Babaları 17. yüzyılda Darende’ye gelen Seyahatname yazarı Evliya Çelebi’nin o günün Darende’sini “Kalesi harap olduğundan dizdarı ve neferleri yoktur. Şehir, nehir kenarında kerpiç ve taşla yapılmış 1000 kadar haneli, bağlı ve bahçeli, 7 mihrap camili, hanı, hamamı, çarşısı, pazarı olan şirin bir kasabadır.” diye söz ettiğini söyledi.
Darende’ye giderken yol üzerinde geçtikleri yerleri gördükçe sevinçleri bir kat daha artıyordu. Darende girişinde “Güller diyarına hoş geldiniz” levhasını gördüklerinde minik yürekleri göğüslerinden çıkacak gibiydi. Tohma Çayı’nın serinliği, kuş sesleriyle dolu bahçeler ve Somuncu Baba Türbesi’nin vakur sessizliği karşıladı onları. Türbeye girdiklerinde Elif ve İlay ilk kez kalpten dua etmeyi öğrendi.
Sonraki günlerde ilçenin güzelliğine güzellik katan Günpınar Şelalesinde yürüdüler, kanyonda serin rüzgârı hissettiler. Elif, yanında getirdiği küçük defterine şu satırları yazdı: “Bu yaz tatilinde sadece gezmedik, ruhumuzu da dinlendirdik.”
Dönüş yolunda Elif fısıldadı; “Seneye yine böyle bir yere gidelim mi?” İlay gülümsedi; “Kesinlikle. Burası, içimize iyi geldi.” diyerek babalarından gelecek sene yapacakları tatilin sözünü de aldılar.
Erbay KÜCET
Yazar
Kitabın adı: Küçük BulutYazar: Gülçin DurmanResimleyen: Zeynep Kevser DemirelYayınevi: Kayalıpark YayınlarıYayın yeri ve yılı: Konya/2017Sayfa sayısı: 46Yaş aralığı: 8+İşlenen konular: Yağmurun ve kar...
Yazar: Sait ÖZER
Karadaki en hızlı memeli olan çita, kısa mesafelerde saatte 97 veya 113 kilometre hıza ulaşabilir. Ancak genellikle avını bu hızın yalnızca yarısı kadar bir hızla kovalar. Bir kovalamacadan sonra, çit...
Yazar: Hamidullah HALICI
Meryem, sabahın erken ışıklarıyla gözlerini açtı. Geceyi hatırladığında kalbi sıkıştı; patlama sesleri, korku dolu çığlıklar ve babasının koruyucu kolları zihninde canlandı. Gazze'nin o karışık ortamı...
Yazar: Erbay KÜCET
Kâbe’yi çok özleyenKüçücük bir karınca,Gece gündüz düşünürGitmek istermiş hacca.Bir gün “bismillah” deyipKoşarak çıkmış yola,Kırk gün kırk gece gidipÇöllerde vermiş mola.Onu gören yolcularGülmüşler ka...
Şair: Bestami YAZGAN