ON DÖRDÜNCÜ HUTBE
“Bak Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter.” (4/Nisa, 50.) Ey Cemâat-i Müslimîn! Dünyâda her hayrın, her iyiliğin esâsı Allah (c.c.)’ı tanımak, O’na ibâdet, O’nun gösterdiği yoldan gitmek ve oradan hiç sapmamaktır. Bütün faziletler buna dayanır, bütün güzellikler buradan başlar. Dünyâ, âhiret saadeti hep bununla kâimdir. Her nev’i fesadın, dalâletin esâsı da şirktir, İmansızlıktır. Bunu böylece bilmeli, Allah (c.c.)’ın birliğinde zerre kadar şek ve şüpheye düşmemeli, mahlûkâtından hiç birini O’na şerik koşmamalı, denk tutmamalı, O’na emrettiği gibi ibâdet etmeli; ibâdeti, duayı, niyazı yalnız O’na yapmalı. Ey Mü’minler! Size doğru yolu gösteren, sizi saadete da’vet eden Kur’ân-ı Kerîm’den ayrılmayınız. Peygamber (s.a.v.)’in emirleri hâricine çıkmayın, tefrikaya düşmeyin. Birliğinizi muhafaza edin, memleket işlerini omuzlarına yüklediğiniz zâtlara yardım edin, kendilerine dâima doğru yolu gösterin. Hak ve hakikati saklamayın. Yerine göre sözünüzle, malınızla, canınızla yardımda bulunun. Emirlerine itaat idin. Yalan söylemekten, dalkavukluktan, münafıklıktan son derece sakının. Olduğunuz gibi görünün, göründüğünüz gibi olun. Allah (c.c.)’a, Peygamber (s.a.v.)’e, ulü’l-emre bu yolda itaat edenlerden Allah razı ola. Bir de sakın dedikodu yapmayın. Zihinleri bozacak sözlerde bulunmayın. Yalan yanlış her duyduğunuz şeyi naklederekten ötekinin berikinin aleyhine söz söylemeyin, gıybet etmeyin. Koğuculuk yapmayın, Salla’llâhu aleyhi ve’s-sellem Efendimiz buyuruyorlar ki: “Yalan yanlış demeyip de her duyduğunu söyleyenin hiçbir günahı olmasa, bu onlara yeter.” Sonra olur olmaz şeylerden çokça soruşturmayın, insanların gizli hallerini anlamaya çalışmayın, malınızı yok yere israf etmeyin, çünkü bu, şahsî ve içtimaî pek çok fesada sebebdir. Cenâb-ı Hak ise fesadı ve fâsidleri sevmez. Hulâsa dünyâ ve âhiret de saadet ve rahat yaşamak için Allah (c.c.)’in emirlerine sıkı sarılmak, Peygamber (s.a.v.)’in sünnetini bırakmamak lâzımdır. Bu yolu tutanlara müjdeler olsun, muhakkak surette selâmeti bulmuşlardır.
Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Yazar1. Kûşe-i vahdetimiz halvetimiz yâr iledirSarmışız sînemize vuslatımız yâr iledir2. Sorma zâhidlere bilmez “len terânî” sırrınıTûr-ı Eymen’de nihân sohbetimiz yâr iledir3. Okuduk Mushaf-ı hüsnündeki “...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
1. Dil-i şeydâ-yı muhabbetle sarışsak ne olurİkilik birliğe birlikle karışsak ne olur2. Yâra ermek şerefiyle bu tarîk-ı aşkdaCân u baş vermede yârânla yarışsak ne olur3. Ser-i kûyu tavâf u sa‘yla müye...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
1. Karanfiller tütsün dursunÇiçeklerin başı güldürBülbülleri ötsün dursunGözlerimin yaşı güldür2. Somuncu Baba’nın iliTâze açar gonca gülüBağında öter bülbülüKokar dağı taşı güldür3. Hulûsî sulbümüz e...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
1. Bugün bâbına geldik müflisânızUmarız vasla ni‘met âcizânız2. Garîb-i kûy-ı yârız hicrân içindeTarîk-ı Nakş-bend’e sâlikânız3. Yüzümüz yok tehî-dest ü gedâyızVelî bâb-ı rızâda âşıkânız4. Hulûsî derd...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi