İSVEÇ GÜZEL BİR ÜLKE AMA KENDİ ÜLKEM HARİKA
İsveç Göteborg’dan izlenimlere devam ediyoruz. Şehirde caddeler geniş ve otoparklar dışında kesinlikle yol kenarlarına araba park edilemiyor. Şehir merkezine günün belli saatlerinde arabayla girildiğinde, devlet vergi alıyor ve bu durumu ilk Norveç’te gördüğümde çok şaşırmıştım. Trafiği ve hava kirliliğini önlemek adına böyle bir önlem alınmış. Kiralık ya da satılık olsun evler çok pahalı. Kiralama için sokağındaki emlakçıya gidip sormuyorsun ya da internetten beğendiğin evi hemen gidip kiralayamıyorsun. Belli başlı emlak siteleri var ve onlara üye olup sıraya giriyorsun. Sıra bazen birkaç ayda bazen de senede gelebiliyor. Ev alırken de yine emlak sitesinden başvuruyorsun ve aynı eve başkaları da talip olursa online olarak açık artırmaya gidiliyor. Çocuksuz çiftler ya da tek başına yaşayanlar, genel olarak 1 1 evleri tercih ediyorlar ama mutfak ve banyolarında dolap sayısı fazla olduğu ve alanı iyi değerlendirdikleri için küçük olanlar bile kullanışlı olabiliyor. Çocukları olduğunda ise daha büyük evlere ya da ekonomik gücü olanlar villa dedikleri müstakil evlere geçiyorlar. İsveçli genç çiftler en az iki tane çocuk sahibi oluyorlar. Çocuk sahibi olan anne ve babaların oldukça çok izinleri var. Anne babalar hava ne kadar soğuk olursa olsun çocuklarıyla birlikte, spor ya da gezmeden geri kalmıyorlar. Devlet çocuk sahibi olmalarını her yönden teşvik ediyor. Kiliseleri var ama müdavimleri pek yok. Zaten yapılan bir araştırmaya göre, İsveçlilerin sadece beşte biri kendilerini inançlı olarak kabul ediyor. Şehirde bir tane cami var. Suudi Arabistan Devleti yaptırmış. Orada olduğumda Cuma Namazlarına gidiyorum. Hutbe hem Arapça ve hem İsveççe veriliyor ve baya uzun sürüyor. Hacca gitmiş gibi her renk ve milletten Müslümanlar bir arada ve insanlar çocuklarını da getirmeye dikkat ediyorlar. Gençler 18 yaş ve üstüne geldiğinde ailelerinin yanından ayrılıyorlar. Üniversiteye başlayanlar devletten bir miktar para yardımı alıyorlar geçim için. Zaten gençler yazları çoğunlukla çalışıyorlar. Liseyi bitirip bizdeki gibi “Aman hemen bir okula kapağı atsın.” düşüncesi yok. Okula biraz ara verip seyahate çıkanların sayısı oldukça fazla. Suç oranı düşük bir ülke ama bazen öldürme ya da yaralanma haberleri geçiyor ki; bunların büyük bir kısmı göçmen mahallerinde oluyor. İsveç’te yarısından fazlası Konya ve çevresinden olmak üzere yaklaşık yüz bin civarında Türk bulunuyor. Türkler arasında beyin göçü olarak da adlandırabileceğimiz yetişmiş gençlerimizin olduğu kadar, 30-40 yıl önce gelip kebapçı, dönerci açan ve çoğunlukla ardından gelen çocuklarının da aynı işi yapmasının yanı sıra otobüs şoförü, market çalışanı ve daha başka işlerde çalışanlar da mevcut. Sonuç olarak İsveç, gezdiğim şehirleri, havası, suyu, doğası ile çok güzel bir ülke ama ne kadar güzel olsa da kendi ülkeme dönmesi harika bir duygu.
Raziye SAĞLAM
YazarTorun sevgisi bu dünyadaki en güzel sevgilerden biridir. Biri dört, diğeri iki yaşında olan Atlas Kerim ve Ada Melike’yle en güzel oyunları oynarken bunun daha çok farkında oluyorum. Çocukların büyüdü...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım;Havalar ısınınca, ağaçlar tomurcuklanıp çiçek açmaya, kuşlar hep bir ağızdan daha canlı ötmeye başladılar. Uzun bir kışın ardından bugün ilk kez Selman, Ömer, Zeliş ve köyün ke...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Tatil mevsimi nedeniyle yurt içi ve yurt dışı seyahatlerin arttığı bir dönemdeyiz. Ben de seyahat etmeyi çok severim. Çünkü benim için seyahat etmek, gezip gördüğüm yerlerde Allah’ın nimetlerini düşün...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu seyretmekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı am...
Yazar: Ayşe Gül PINAR