Yaş Kesen Baş Keser
Sevgili çocuk dostlarım;
Orman yangınından kurtulan dostlarımız Kadife Kuyruk, üç geyik kardeş, kaplumbağa ve sincaplar için çiftlikte yer yapıldı. Yangından kaçarken yaralanan geyik tedavi edildi. Ömer’le Zeliş, köyün bütün çocuklarını bir araya getirip “Gönüllü Orman Bekçileri Derneği”ni kurdular.
Toplantı sonrasında Ömer konuşmasında;
- Ormanlar bizim en büyük hazinemizdir. Ormanları ve içinde yaşayan canlıları korumak için çok dikkatli olmalıyız. Kimsenin onlara zarar vermesine izin veremeyiz, deyince çocuklar onu kuvvetle alkışladılar.
Sonra Zeliş söz aldı;
- Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra yaptığı konuşmada ağacın önemine dikkat çekmiş ve “Yaş kesen, baş keser.” diyerek bunu yasaklamıştır.
Arkadaşlar! Atalarımızın çizdiği yoldan yürüyerek, ağacıyla, kurduyla, kuşuyla cennet vatanımızı en güzel şekilde korumak ve güzelleştirmek bizim en büyük görevlerimizden biri olmalıdır.
Çocuklar, Zeliş’i de coşkuyla alkışlarken Uzun Kulak;
- Camgöz, bu çocuklar ne kadar bilgili.
- Evet, hem çok okuyorlar hem de cennet vatanlarını çok seviyorlar, dedim.
Aldıkları kararlara göre çocuklar, yaz tatili boyunca her gün ormana yakın yerlerde ya da piknik yapanların arasında dolaşacak, ateş yakan ya da sigara içenleri görünce hemen yetkililere haber verecekler. Bazı çocuklar da gönüllü olarak nöbet tutacak.
Çiftlikteki yeni dostlarımızla birlikte günlerimizi geçirirken, bir gün Hafize Teyze hepimizi Rüzgâr’a bindirdi ve çocuklarla birlikte ormana gittik. Her ne kadar çiftlikte çok rahat etseler de kendi ormanlarını, kendi yuvalarını istiyorlardı.
Ormana girdiğimizde, yanmış yerleri görünce Kadife Kuyruk ile üç geyik kardeşin gözlerinin dolduğunu gördük. Biz de duygulandık. Zira ormanın bir kısmı yanmıştı ve o alan simsiyah, cansız görünüyordu. Çocuklar bunu görünce, bütün güçleriyle ormanları koruyacaklarına bir kez daha söz verdiler.
Ormanın içinde ilerlerken Kadife Kuyruk, kendi yuvasına yaklaşınca hızla koşmaya başladı. Yuvada bir hasar görünmüyordu. Kadife Kuyruk hemen yuvasına girdi. Çok mutlu olduğu gözlerinden okunuyordu. Bize;
- Arkadaşlarım! En zor günümde yanımda oldunuz. Çok teşekkür ederim, dedi.
Hafize Teyze onun başını okşadı ve yanında getirdiği yiyecekleri yuvanın önüne bıraktı. Diğer dostlarımızın da yuvaları zarar görmemişti. O gün ormandan ayrıldıktan sonra bir süre daha onlara yiyecek taşımaya devam ettik.
Bir felaketi böylece yardımlaşarak az hasarla atlattık. Ancak dikkat edilmezse çok büyük felaketler olabilir. Ormanlarımızı ve çevremizi çok iyi korumamız, hepimizin en büyük görevi olmalı.
Görüşmek üzere çocuklar, hoşça kalın.
Raziye SAĞLAM
YazarÇocuk iki gündür geçmeyen karın ağrısıyla bugün de baş etmek zorunda kalacaktı. Uyandığından beri karnında olan anlam veremediği o ağrı, yine canını yakıyordu. Annesi çocuğun hâline üzülüyor ve elinde...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Sevgili çocuk dostlarım;Çok hareketli günler içindeyiz. Öğleden sonra, yakınımızdaki ormandan birden alevler yükselmeye başladı. Alevleri görünce Uzun Kulak’la birbirimize baktık ve aynı anda;“Ormanda...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Allahu Zülcelal Hazretleri Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) hakkında Tevbe Suresi’nde şöyle buyurmuştur: "Ey mü’minler! And olsun ki içinizden size sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, siz...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Okul kuralları; öğrenci, öğretmen, veli ve tüm çalışanlarının okulda neleri, ne zaman ve nasıl yapacaklarının belirlendiği çerçevedir.Okullar içerisinde yüzlerce öğrencinin aynı anda bulunduğu, ...
Yazar: Naciye BEYZA