Berceste Bir Mısra Gibisin
Ferit Kam (1864-1944)
Bir mislini getirmiş olsaydı kilk-i kudret
Beytü’l-kasîd olurdun manzûme-i cihânda
Mısrâ’ısın ki sun’un berceste tâ ezelde
Ferdiyetinle kaldın dîvân-ı kün fe-kânda
Koca Ragıp Paşa der ya; “Eğer maksûd eserse mısra-ı berceste kâfîdir” diye. Ferit Kam da uzun uzadıya bir na’t yazmıyor. İçindeki duyguları, söz kalabalığından ayırıp dört mısra ile sunuyor bize.
Ferit Kam bu dört mısralık şiirinde klâsik edebiyattaki bazı terimleri kullanmak sûretiyle bir na’t yazmış. Önce günümüz Türkçesiyle nesre çevirelim:
“Kudret kalemi, senin bir benzerini getirseydi, sen, cihan manzûmesinde beytü’l-kasîd olurdun. Sen tâ ezelden beri bu sanatta bir mısrâ-ı bercestesin, bu hâlinle kün fe-kân dîvânında yegâne kaldın.”
Dîvân, klâsik edebiyatımızda şairlerin şiirlerini topladığı eserdir. Beytü’l-kasîd, kasidenin en güzel beytidir. Mısrâ-ı berceste hâfızalarda hemen yer eden, derin anlamlar taşıyan, güzelliği ile dikkat çeken tek ve seçkin mısra anlamında bir terkiptir. Ayrıca ferd (ya da müfred) de altı üstü olmayan, yani başka beyitlerle bağlantısı olmayan beyit anlamında bir terimdir.
Şair, bütün bu Dîvân edebiyatına ait terimlerle Allah ve Onun sevgili Rasûlü hakkında övgülerde bulunuyor. Yarattığı dünya ve halk ettiği canlılar Allah’ın dîvânıdır.
Ferit Kam, burada Peygamberimiz’e “Allah, eğer senin benzerlerini yaratmış olsaydı bile bu benzerlerinin içinde sen yine farklı olacaktın.” diyor. Böylece Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yaratılmışların içinde en seçkin olma özelliğini ifade ediyor. Ayrıca bu ifade, Peygamberimiz’in “Mustafâ” adına da işaret ediyor.
“Kaside” kelimesi övgü bildiren şiir anlamında bir terimdir. Bu mânâda Peygamberimiz’in memdûh sıfatlarından “Muhammed” ve “Ahmed” (çok, en çok övülmüş) adlarına da telmihte bulunulmuş.
Kün fe-kân “olan oldu” anlamındadır. “Kün”; “ol” demektir. Allah’ın bir şeyin olmasını arzu etmesi hâlinde “ kün” emri yeterlidir. Kün, kâinâtın ve bütün mahlûkatın yaratılış emridir ki şair bunu bir “dîvân”a teşbih ediyor.
Vedat Ali TOK
YazarKarabulutları tutunca ağrı,Başlar bir sağanak sel gider gelir.Sevdalı suların yarılır bağrı,Uzak kıyılara sal gider gelir.Üstünde toprağın altında göğün,Aldırma biriksin dert yığın yığın.Meseldir, aşı...
Şair: Satılmış ŞEN
Gönlün açık olsun, cümleyi sığdırKimseyi incitip üzmeye gelmezSıyrıl benliğinden, boynunu eğdirDik tutup dünyada gezmeye gelmez.Boşuna yorarsın başını boşaEremezsin gökte kanatlı kuşaHayatı Âmentü emr...
Şair: Ramazan PAMUK
Gürün'üyle, Doğanşar'ıyla, Kangal'ıyla, Koyulhisar'ıyla, Yıldızeli'siyle, Hafik'iyle, Suşehri'yle, Şarkışla'sıyla, Divriği'siyle ve Zara'sıyla Sultan şehirdir Sivas. Şemseddin Sivasî'siyle, Pir Sultan...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
İnsan için en kolay olanı başkasına buyurmasıdır. Oturduğu yerden emirler ve direktifler vererek diğerlerinin yapmasını istemesidir. Bu şekilde kendisinin yapmadığı şeyleri başkalarından istemek nefse...
Yazar: Enbiya YILDIRIM