Sarı Saçlı Çocuk
Annesi ve babasıyla deniz kenarında yaşayan sarı saçlı bir çocukla tanışmıştım. Annesi her gün masallar okurdu ona. Ben de uzaktan onları izlerdim. Okuduğu masallardan birindeki çocuk, kâğıda minik serçeler çiziyordu. Sonra da kayık yapıp denize bırakıyordu.
Çünkü minik bir serçesi olmasını çok istiyordu. Bıkmadan serçe resimleri çiziyordu. Ve hiç üşenmeden her gün gidip onları denize bırakıyordu. Bu arada etrafındaki kuşlara her gün yem vermeyi de unutmuyordu. Masalın sonunda çocuğun gerçekten de bir serçesi oluyordu.
Sarı saçlı çocuk o masalı dinledikten sonra, her gün defterine renkli kalemleriyle ağaç evler çizmeye başladı. Ben yine uzaktan izliyordum. Hep bir ağaç evi olsun isterdi. Ağaç evin merdivenlerini bile çizerdi hatta. Tahtalarının çizgilerine kadar evle ilgili tüm detayları... Merdivenlere oturmuş kedisini, annesini, babasını... Annesi her gün resimlere bakıp, çocuğa gülümsüyordu. Belki çocuğun istediği ağaç evi hemen yapabilirlerdi ama beklemeyi tercih ettiler.
Bir gün çocuk deniz kenarında yürürken (ve ben de yine onu uzaktan izlerken) karaya vuran tahta parçalarını toplamaya başladı. Önceleri ne yaptığına anlam verememiştim. Sonra anladım ki, ağaç evi için parçalar topluyormuş. Ama ıslak tahtalarla ev yapılmazdı ki!
Günler sonra çocuğu gördüğümde topladığı ıslak tahtalarla derme çatma bir ev yapmaya başladığını gördüm. Yanına gidip başarısız olacağını söylemek geldi içimden. Bence bunu kendisi de biliyordu. Sanırım o ağaç evi gerçekten istiyordu ve elinde sadece ıslak tahtalar vardı.
Birkaç hafta sonra yürüyüşe çıktığımda, annesinin ve babasının evlerinin arka tarafında bir ağaç ev yapmaya başladıklarını gördüm. Ve biliyor musunuz kullandıkları tahtalar ıslak değildi! Annesi ve babası çocuğun azmine hayran kalıp sonunda ağaç ev için gerekli malzemeleri getirmeye karar vermişlerdi.
Çocuğun mutluluğunu uzaktan bile görebiliyordum. Gülümsedim. Hayatta, bir şeyi sadece istemek yetmiyordu. Evet, istemekle başlıyordu her şey. Ama azmin ve çalışmanın olmadığı yerde istemenin de bir önemi kalmıyordu.
Seda BAYRAK DURGUT
YazarDuyulunca tatlı sesinBayram olur anneciğim.Nurlu yüzün gülümsesinBayram olur anneciğim.Hak’tan indi yüce ferman,"Öf " diyenin hâli yaman.Rızanı aldığım zamanBayram olur anneciğim.Başımda sen durduğund...
Şâir: Ahmet Sami BENLİ
İki sincap ceviz ağacının dibinde ceviz arıyordu. İçlerinden biri, bir çıtırtı duyunca diğerini uyardı:-Kaç birileri geliyor!İkisi de var güçleri ile yakında bulunan kestane ağacına doğru koştular. Ağ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Eline iki kalem aldı çocuk ve kelimeleri... Kırmızı kalemle kelimeyi, mavi kalemle anlamını... “Şefkat” yazdı önce. Fazla düşünmesine gerek yoktu. İki gün önce bir arabanın altında uyuyakalan ked...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Çocuk kutuyu yavaşça açtı. İçindeki kartonları tek tek önüne dizdi. Dört büyük karton ve onlarca minik pulu da kartonlardan büyük olanın üzerine koydu. Arkadaşlarını çağırmadan önce son kontrollerini ...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT