Vâ Hasretâ Vâ Firkatâ
Es Seyyid Osman Hulusi Efendi Hazretleri
Ey yârânlar kılın duâ, düşdüm ben yârımdan cüdâ
Kavuşdursun bizi Hudâ, vâ hasretâ vâ firkatâ
dizeleriyle başlayan şiirinin üçüncü beytinde,
Vasl ile gülmedi yüzüm, hasretle kan ağlar gözüm
Derd ile mahvoldu özüm, vâ hasretâ vâ firkatâ, der.
Hasretliği o kadar güzel anlatır ki ne zaman okusam gözyaşlarımı tutamam. Yaratılışımız itibarıyla hamurumuzda var olan hasretlik, normalde acı veren bir duygu olsa da böyle mübarek insanlar tarafından dile getirilince insan yaşarken güzel hissediyor.
Aslında hasretlik ilk olarak esas vatandan, adına “dünya” denilen bu yere gelindiğinde başlamıştır. Ehl-i aşk olanlar, bu duyguyu sinelerinde en ağır şekilde yaşarken, Rabb’ine en güzel şekilde kavuşmanın gayreti içinde geçirir gecesini gündüzünü. Çünkü Bezm-i Elest’te Rabb’ine söz vermiştir ve Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin bir şiirinde dediği gibi, “Âşık, mert oğlu mert gerek.”
“Habibim senin nurun olmasaydı ben âlemleri yaratmazdım.” hadisi uyarınca Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in nurudur ilk yaratılan ve bütün kâinat ve dahî insan onun nurundan yaratılmıştır. Bu sebeptendir ki tüm kâinat, canlı cansız her nesne ona müştak, ona hasrettir aslında. Tabii insan, bunu imanının derecesine göre hisseder. Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri, “İstemem” redifli şiirinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e duyduğu sevgi ve hasreti zarif bir anlatımla yüreğimizin içinde hissettirir:
Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim,
Sılası sen olmayan gurbeti istemem, vatanı istemem.
Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın,
Senden gayrı başka bir aşkla kül olursa kalbim,
Bu kalbi istemem, ateşi istemem, kor’u istemem.
Seni göremediğim vahalar bedevilerin olsun,
Ben senin çölünü isterim, suyu istemem
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi, Fatih Sultan Mehmet ya da burada adını sayamayacağımız birçok şairin şiirlerini okurken, içimden teşekkür etmek gelir onlara. Her hâlimize sözün en güzel hâliyle, aşk ve hakikat ile duygularımıza anlam katan ve bize insan olduğumuzu hatırlatan bu dizeleri yazdıkları için.
Şiirlerini “Muhibbi” mahlasıyla yazan Kanûnî Sultan Süleyman'ın bir beytiyle sözü bağlayalım:
Nur-i âlemsin hem dahî mahbub-u Hüda
Eyleme âşıkların bir lahza kapından cüda
Raziye SAĞLAM
YazarBir düğün mevsimini daha geride bırakıp sonbaharın ortalarına geldik. Gerçi son yıllarda düğünler artık illaki yaz ve bahar aylarında olmayıp kışın da yoğun bir şekilde yapılıyor. Görücü usulü ya da a...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Dostluk, aslında en şeffaf ve en mağrur kelimedir. Bizim “dost” dediğimiz, sağ yanımıza aldığımız ve her fırsatta şefkatli bir omuz saydığımız dostlarımızı seçerken dikkat etmemiz gereken en önemli şe...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Kitabın adı: Osmanlı Süper BeyinleriYazar: Mazlum AkınResimleyen: Enis TemizelYayınevi: TimaşYayın yeri ve yılı: İstanbul/2021Sayfa sayısı: 144Yaş aralığı: 14+İşlenen konular: Osmanlı Devleti zamanınd...
Yazar: Sait ÖZER
Bel tutulması, ani ya da ters hareket sonrası bel bölgesinde meydana gelen travma, kas-tendon veya ligamen zedelenmesi ve ağır kaldırma gibi sebeplerin meydana getirdiği, günlük aktiviteleri yapmayı z...
Yazar: Nesibe AYDIN