Geçtik Esrar-ı “Ene’l-Hak”tan
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin Divan’ını okurken
“Geçtik esrar-ı ‘Ene’l-Hak’tan, o Hallâc değiliz.”
dizesiyle başlayan bir şiiri çıktı karşıma. Daha önce hiç rastlamadığım bu şiirin dördüncü beyti, “Mene derman edecek yâr Karîbullah’dır.” diyerek devam ediyordu. Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin mürşidine olan muhabbetini ve Allah’a yakınlığın bütün dertlere deva olduğunu tekrar tekrar okuyunca gördüm ki bu şiirinde de -diğerlerinde olduğu gibi- bizim de hislerimize tercüman oluyor.
Aslında aylık yazımı yazmak için bilgisayarı açtığımda aklımdaki konu bambaşkaydı. Bildiğiniz gibi, gençlerimiz üniversite sınavına girdiler ve bugünlerde tercihlerini yapıyorlar. Ben de konuyla ilgili naçizane birkaç tavsiyede bulunmak istiyordum. Ancak elime Hulûsi Efendi Hazretleri’nin Divan’ını alınca konu kendiliğinden buraya aktı. Ümidimiz odur ki:
İsteyen seni odur, sen anı istemesen
Dileyen senden odur, sen anı dilemesen
Bildiren sana odur, sen anı bilemesen
Sen yâr olmasan dahi, yârdir sana sevdiğin.
Bu dizelerdeki hikmetten de anlaşılır ki tasavvuf yolu “yâr” yoludur. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri, henüz küçük bir çocukken İsmail Hakkı Efendi Hazretleri ile Darende’de karşılaştığında aralarında geçen konuşma sırasında şöyle demişti:
“Yâr yolu, yâre giden en kısa yoldur.”
Buradaki “yâr” kelimesi; içinde muhabbeti, hasreti, gülü, gülşeni öyle güzel barındırıyor ki insan “yâr” derken bile mananın sırrına eriyor. Maddenin, hırsın, yalanın ve özellikle de zulmün bu kadar arttığı bir dünyada “yâr” yolunu bilmek ve bu yolda yürürken bu derin duyguları hissedebilmek gerçekten çok önemlidir. Bu da bu yolun sultanlarının feraset sahibi ve hâl ehli olmalarındandır.
Zaten tasavvufu anlatırken hep şu cümle gelir aklıma: “Tasavvuf, daha çok muhabbet ve bu muhabbetle dinimizi yaşamaktır.”
Madem niyetimizde gençlerimiz vardı, o zaman naçizane birkaç tavsiyede bulunalım:
Her şeyden önce, hangi mesleği seçerlerse seçsinler, o alanda kendilerini çok iyi geliştirmeliler. İhramcızâde Hazretleri ve Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’ni örnek almalılar. Onlar gibi vatanına, milletine hizmeti kendilerine düstur edinmeliler. Bizim zamanımıza göre okumak da zor, istenilen meslekte iş bulup çalışmak ve geçinmek de... Ama bir sohbette bir hocanın dediği gibi, “Müslüman huzurlu olur ve bu huzur da Allah için O’na kulluk etme gayretinden gelir.”
Sözümüzü yine Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin dizeleriyle bitirelim:
Çalış, tefeyyüz eyle; yücel, temeyyüz eyle
Fazilette, sehada örnek insan ol, örnek.
Raziye SAĞLAM
Yazar
İçinde bulunduğumuz ayda, 29 Mayıs 1453, İstanbul’un fethini kutluyoruz. İstanbul’un fethi, son zamanlarda bazı çevrelerce basitleştirilmeye çalışılsa da insanlık tarihindeki en önemli olaylardan biri...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Felek, çoktan kırdın kanatlarımı,Çırpındım çırpındım, uçamıyorum.Ah etsem duyan yok can feryadımı,Ne etsem elinden kaçamıyorum.Kafdağı heybetli, ulaşamadım,Dönüp etrafını dolaşamadım,Bu derin acıya al...
Şair: Rabia BARIŞ
Sevgili okurlarımız;Yaşadığımız dünya; gökyüzüyle, toprakla, denizlerle ve içinde barındırdığı sayısız canlıyla Allahu Teâlâ’nın kudretini gösteren büyük bir ayet gibidir. Gözümüzü nereye çevirsek Rab...
Yazar: Editör
Vakitler içinde seheri sevdimKâğıtlar içinde defteri sevdimOkumak yazmaktır tek işim şükürUğrunda döktüğüm bu teri sevdimTörpüsü keskindir fânî dünyanınHakikati yoktur nice hülyanınMecnûn’un olduğu ya...
Şair: Ekrem KAFTAN