Zamana Kök Salan İyilik Mesleği
Bazı meslekler vardır, saatle ölçülmez.
Bir dersin, bir bakışın, bir kelimenin ömrü insan ömründen uzun olur.
Öğretmenlik işte öyle bir meslek.
Günü gelince değil, her anında öğreten; sınıfın kapısından değil, kalpten içeri giren bir yolculuktur bu.
Yıllar geçse de bir öğrencinin sesi yankılanır kulaklarda: "Canım öğretmenim, nice şeyi senden öğrendim."
Benim öğretmenimin sesi de kulaklarımda hâlâ...
"Nilüfer Hanımefendi!" diye seslenmesi beni nasıl onurlandırırdı.
Nezaketi içselleştirmek kutlu bir yolculuk ise öğretmenin rolü çoktur.
İşte o ses, bütün emeklerin zaferidir.
O an anlarsınız ki tohum yeşermiş, kök salmış, filizlenmiş.
Belki bir yürek sabrı öğrenmiş, bir diğeri umudu, bir diğeri merhameti…
Ve siz, bir ömrün içinde nice ömürlere dokunmuşsunuz fark etmeden.
Öğretmenlik, kelimelerle yürekleri yoğurmak,
bilgiyi değil, insanı büyütmektir.
Bu yüzden öğretmen, yalnızca anlatan değil,
yetiştirdiği her insanda yeniden doğan bir rehberdir.
Bir çocuğun gözlerindeki ışıkta, bir gencin yön buluşunda, bir yetişkinin hâlâ “Hocam!” deyip elinizi öpmeye çalışmasında saklıdır asıl ödül.
O yüzden bu meslek, terfiyle değil tevazuyla büyür.
Kazandıkça değil, verdikçe çoğalır.
Her öğretmen, zamana kök salan bir iyiliğin mütevazı bahçıvanıdır.
Ve her Öğretmenler Günü, bir minnettarlık günü değil, bir hatırlayış, bir içsel teşekkür vaktidir.
Çünkü öğretmenlik,
Zamana kök salan iyilik mesleğidir.
“Bir öğretmenin sesi, yıllar sonra bile bir öğrencinin kalbinde yankılanır.”
Öğretmenlik,
İnsanın insana en zarif şekilde dokunabildiği, kelimelerle değil kalple icra edilen bir meslektir. Gönül işidir.
Her çocuğun gözlerinde ayrı bir dünya vardır.
Kimi sessizdir, içine kapanıktır kimi coşkuludur. Rüzgâr gibidir kimi. Onu besleyen, yol veren, sükûnete vardırandır öğretmen.
Sadece sözcüklerle değil, bakışıyla, sabrıyla, sevgisiyle yapar bunu.
Tahta başında anlatılan bir cümle, belki yıllar sonra bir hayatı kurtarır.
Bir omuza konan el, bir “Aferin sana!” sözü, bazen bir çocuğun kaderini değiştirir.
Çünkü öğretmenlik, meslek olmanın ötesinde bir duruştur. Hayatları onaran upuzun bir yolculuktur.
Görülmeyeni görmek, duyulmayanı duymak, sönmek üzere olan bir ışığı yeniden yakmaktır.
Öğretmenlik, bir meslekten çok, bir dua gibidir.
Her kelimesi geleceğe, her öğrencisi bir umuda dönüşür.
Ve öğretmen, her gün yeniden doğar kim bilir kimlerin gönlünde.
Ve o ses kalır birilerinin kalbinde. Yankılanan o kadim kelimelerdir toplumu imar eden:
“Canım hocam! Okumayı, yazmayı ve hayatı öğrendim sizden...”
Nilüfer Z. AKTAŞ
Yazar
Sağlıklı bir saç derisinde ortalama 100 bin adet saç bulunur ve erişkinlerde yıkanma ve taramaya bağlı olarak günde ortalama 50-100 adet saç teli dökülmesi normal kabul edilir. Saç dökülmesi; hormonal...
Yazar: Nesibe AYDIN
"Hayâ imandandır." hadisiyle başlayalım söze.Edep ve hayâ, toplumsal hayatın en önemli değerlerindendir. İnsanların birbirlerine ve çevrelerine karşı saygılı, ahlaklı ve ölçülü davranmalarını sağlayan...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Dizilerden bahsedildi bugün, dost meclisinde. Laf döndü dolaştı, televizyondaki hayatlara geldi. Üç beş kelime etmeden duramadım; çünkü bu mesele yeni değil. Yeşilçam’dan bu yana ekranlar bize hep par...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
"Melek tabiatlı olmak"; saflığın, temizliğin, berrak olmanın sembolize edildiği bir deyimdir.İnsan ruhu, her an kirlenmeye müsaittir. Buna rağmen fıtrata bağlı kalmak için mücadele eden insanlar için ...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ