Karla Gelen
Pencerenin önünde karın yağışını izliyordu Cevher. Pamuk şekeri gibiydiler. Farklı bir sevinç vardı içinde. Kış mevsimini seviyordu. Avuçlarını dışarı uzattı. Dokunanlar kayboluyordu elinin sıcaklığında.
Kristallere bakarak, “Kaybolmuyorsunuz aslında, biliyorum; avuçlarımı ıslattınız suya dönüşerek.” dedi, içinden.
Kitabımızda doğadaki hikmetleri anlatan çok ayet vardı: yağmurdan, denizden ve gökyüzünden bahseden.
Tekrar yüzünü cama dönüp avuçlarına düşen, sonra eriyen kar tanelerini düşündü.
Öğretmenleri sınıfta bir deneyle de anlatmıştı bunu.
“Çocuklar, tabiatta hiçbir şey yok olmaz; geri dönüşümü vardır. Yağan yağmur, dolu ve kar yerin altına sızar. Kaynayan pınarlar bunlardan biridir. Yeryüzüne farklı yerlerden çıkarlar ve o kaynaklar içme sularımızdır. Dağlara ve tepelere geziler ve gözlemler yapar iseniz bunlarla karşılaşabilirsiniz de. Hemen söze atılmıştı Cevher de:
“Bizim köyde Göktepe diye bir yer var öğretmenim, buz gibi kaynak suyu içebiliyoruz oradan.” dedi.
“Birebir gözlem yapmak ve onu yaşamak çok güzeldir Cevher, insan içinde yaşadıkça yaratılanın daha çok farkına varır.
Sevgili çocuklar, bu damlalar yer altına sızdığı gibi göl, deniz ve okyanusları da çoğaltır. Bir kısmı ısıyla buharlaşır, bulut olup yeniden yağışa döner.
Dökülen bitkiler, kabuklar ve artıklar toprağa karışır. Topraktaki faydalı bakteriler onları ayrıştırıp toprağı verimli hale getirir. Güneş bizden giderken öbür yarımküreyi aydınlatır.
Yaratılan her varlığa ilgi ve merakla bakmak ‘hayret’ makamında olmak demektir. Allah’ın yaratmadaki inceliğini ve güzelliğini görüp şaşırmak Allah’a inanmak ve bağlanmaktır. Onu tanıdıkça insan, ona daha çok kul olur. Yaratılan her şeyden lezzet alır.” dedi.
Kelebeğin desenlerini, gelinciğin gelin yapraklarını, kartalın gagasını ve aslanın pençesini ilgiyle izlemişti belgesellerde de. Bu hayret, yaratılışları içindi.
Yaratılan varlıkları düşünmek ve onlara bakıp yaşantılarını incelemek çok hoşuna gidiyordu Cevher’in. Her varlık çok özel yaratılmıştı.
“Onlara bu şekilde bakman Allah’ın varlığını ve birliğini bilmendir, ibadettir; O’na yönelmendir.” demişti annesi de.
Cevher’in içini güzel bir huzur kaplamıştı. Belgesel seyretmek daha anlamlı olacaktı artık. Ve tabiat gezileri de…
Sevdiği pencerenin önünde karın yağışıyla tekrar hayallere daldı Cevher.
Avuçlarına dokunan karın hikâyesiyle yol aldı Allah’ın canlılar için yarattığı güzelliklere.
Nilüfer Z. AKTAŞ
YazarAilemin yok tadı, sen yoksan eğer,Kemirir beynimi kurt anneciğim…Güzelim gökyüzü matemde meğerTalan olmuş oba, yurt anneciğim.Nâra düştüm, kime derdim yanayım,Üsküdar’dan sana güller sunayım.Tut sarıp...
Şair: Halil GÖKKAYA
Allah (cc) bizleri en şerefli ve en güzel şekilde yaratmıştır. Dünya ve ahiret mutluluğumuz için gerekli olan her şeyi var etmiştir. Allah'ın yaratma kudretinde hiçbir zorluk yoktur. O bir şeye ol ded...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Bir avuç tebessüm koydum yanaklarına Alnındaki çatık kaş çizgisi, silinsin diye... Bir avuç tebessüm koydum gözlerine Işıltısı hayata yansısın diye... Bir avuç tebessüm koydu...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Hoşgörülü olmak; başkalarının düşüncelerine, inançlarına ve davranışlarına saygı göstermek, farklılıklara karşı anlayışlı ve kabul edici bir tutum sergilemektir.Hoşgörülü insanlar; bakışları, duruşlar...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ