V. Murad’ın Hırslı Kızı Hatice Sultan
Sultan V. Murad’ın, henüz şehzade iken, eşi Şayan Kadınefendi’den doğan büyük kızıdır. Doğum tarihi 5 Nisan 1870’tir. Hatice Sultan, babasının padişah olduğu 1876 yılında, 6 yaşındaydı. 93 gün de olsa o mesut günleri idrak edebilecek bir çağda bulunuyordu. Fakat babasının tahttan inmek zorunda kalmasıyla, bu saadetli günler kısa sürmüştür. Aile fertleriyle beraber Çırağan Sarayı’na yerleşmiştir.
Babası, diğer kızları gibi Hatice Sultan’ın da eğitimine itina göstermiştir. İmkânlar çerçevesinde hususi dersler aldırarak iyi bir tahsilden geçmesini sağlamıştır. Bilhassa musiki eğitimi üzerinde durmuş; bizzat kendisi piyano dersleri vermiştir. Zira V. Murad ileri düzeyde piyano çalıyor, besteler yapıyordu.
Hatice Sultan’ın evlenmesi, kardeşi Fehime Sultan’da da olduğu üzere gecikmiştir. Çünkü üst üste yaşanan büyük hadiseler ve padişah değişimleri, bu sürecin uzamasına sebep olmuştur. Sultan II. Abdülhamid, 1876’da tahtın kesin sahibi olunca ancak izdivaçları başlatabilmiştir. Hatice Sultan, kız kardeşi Fehime Sultan’la birlikte Yıldız Sarayı’na alınmış ve evlilik hazırlıklarına başlanmıştır.
Abdülhamid Han, kendi kızları için yaptırdığı çeyizlerden onlar için de hazırlatmıştır. Esasen, Sultan Abdülhamid Hatice Sultan’ı sever, yeğenleri arasında ona ayrı bir alaka beslerdi. Onu Enderun’da sorgu işleriyle uğraşan Ali Vasıf Bey ile 12 Eylül 1901’de, kız kardeşi Fehime ile aynı anda Yıldız Sarayı’nda evlendirmiştir.
Neşeli, güzel ve şık bir hanım sultan olmasının yanında hırslı, asabi, sabit fikirli ve mağrur bir kadın da olan Hatice Sultan, kocasının mağfur bir aileden olmaması ve yüksek mevkilerde bulunmaması sebebiyle, bu evliliği tahkir edici bulur ve gurur meselesi yapar. Amcası Sultan Abdülhamid’e karşı duyduğu tepkiyi, kızı Naime Sultan’ın eşi Gazi Osman Paşa’nın oğlu Kemaleddin Paşa’ya ilgi göstererek dışa vurur.
Oturduğu saray, Naime Sultan’ın Ortaköy’deki sarayına bitişik olduğundan Kemaleddin Paşa’ya sık sık mektup göndererek yakınlaşmaya çalışır. Nihayet yazdığı mektupların Sultan Abdülhamid’in eline geçmesiyle âdeta kıyamet kopar. Vaziyete fevkalade celallenen Padişah, 1904 yılında Kemaleddin Paşa’yı kızından boşatır. Bununla da kalmaz, tüm rütbelerini alarak Bursa’ya sürer.
Hadiseyi duyan V. Murad, duruma çok üzülür ve kızı için şöyle der: “Bunu da mı yaptı? Şimdiye kadar ben haysiyetimi muhafaza ettim, benim ölümüme sebep Hatice olacak!” Hakikaten V. Murad’ın şekeri yükselir ve birkaç ay sonra vefat eder. Yaşanan gelişmeler, Hatice Sultan’ın itibar kaybetmesine ve saray çevresinde kınanıp istenmeyen kadın ilan edilmesine yol açar.
Hatice Sultan bunun üzerine sarayına kapanır ve uzun zaman kimseyle görüşmez. Vasıf Paşa ile izdivacı da göstermelik bir hâl alır. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle Kemaleddin Paşa’nın sürgün hayatı biter ve rütbeleri iade edilir. İstanbul’a dönen paşa, Hatice Sultan’a evlenme teklifinde bulunursa da reddedilir.
Bu arada Hatice Sultan da kocasından boşanır. 1 Mayıs 1909’da kendisinden bir yaş küçük olan Hicaz Defterdarı Hayri Bey’in oğlu dışişleri kâtibi Rauf Rey’le tanışır ve ikinci evliliğini gerçekleştirir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rauf Bey’den de boşanır. Bu evlilikten Hayri isminde bir oğlu ve Selam isminde bir kızı dünyaya gelir.
Halifeliğin kaldırılmasından sonra yurt dışına sürgün edilen tüm hanedan ailesi gibi Hatice Sultan’ın da gurbet hayatı başlar. Kızı Selma ve oğlu Hayri ile beraber Beyrut’a gider. Bir müddet Rauf Bey’den gelen nafakayla geçimini sağlar. Fakat Rauf Bey’in işinden atılmasıyla o da kesilir ve Hatice Sultan çok sıkıntılı günler yaşar.
1937’de evlendirdiği kızı Selma’nın Hindistanlı kocası Kutvâre Nevvâbı Seyyid Hüseyin Sâcid’in bağladığı ve İngiliz makamlarının izniyle ödenen 10 sterlin maaşla geçinmeye çalışır. Hatice Sultan, yaşadığı onca ıstıraba daha fazla tahammül edemez ve aynen kız kardeşi Fehime Sultan gibi, 13 Mart 1938’de yoksulluk ve yalnızlık içerisinde dar-ı bekaya irtihal eder. Mezarı, Şam’daki Süleymaniye Camii haziresindedir. Hayat hikâyesi, Selma Sultan’dan olma torunu Kenize Murad’ın “Saraydan Sürgüne” adlı kitabında konu edilmiştir.
Bengisu HAYAT
YazarSultan II. Mustafa’nın kızı ve ilk çocuğudur. 30 Nisan 1696’da doğmuştur. Padişahın ilk çocuğu olması hasebiyle büyük şehirlere doğumunu bildiren fermanlar gönderilmiştir. Aynı devirde yaşayan Sultan ...
Yazar: Bengisu HAYAT
Er-Ra’ûf: Sonsuz Merhamet Ve Şefkat Sahibi OlanAllah’ın en güzel isimleri arasında yer alan Ra’ûf ismi, Rahîm isminden daha özel bir anlam ifade eder. Hikmetinin bir gereği olarak, Allah’ın Ra’ûf oluş...
Yazar: Editör
Sultan I. Ahmed’in ilk kızıdır. II. Osman’ın üvey kardeşi, IV. Murad ve I. İbrahim’in ablaları, IV. Mehmed’in de halasıdır. Doğum tarihi 1605 olarak gösteriliyorsa da doğruluğu şüphelidir. Annesinin K...
Yazar: Bengisu HAYAT
İçinde bulunduğumuz ayda, 29 Mayıs 1453, İstanbul’un fethini kutluyoruz. İstanbul’un fethi, son zamanlarda bazı çevrelerce basitleştirilmeye çalışılsa da insanlık tarihindeki en önemli olaylardan biri...
Yazar: Raziye SAĞLAM