Tatilde Her Eve Bir Çocuk Kütüphanesi
Benim yaşıtlarım iyi hatırlar. Geçmişte bu kadar çok fazla çocuk kitabı yoktu. Hatta bazı kitapçılarda sadece ders ve yardımcı ders kitapları satılırdı ama çocuk kitapları deyince sadece Ömer Seyfettin’in hikâyeleri önümüze konulurdu. Hâlbuki bilindiği gibi değerli hikâyecimiz, çocuklardan ziyâde büyükler için yazmıştır.
Şanslıysanız ve uğradığınız kitabevi biraz büyükse belki Kemalettin Tuğcu’nun birkaç romanını görebilirdiniz, o kadar. Şimdi maşallah boy boy, renk renk, desen desen, envâ-i çeşit çocuk kitabı, kitapçılarımızın raflarını, fuarlarda da yayıncıların stantlarını süslüyor.
On on beş sene öncesine kadar çocuk yayıncılığına, çocuk edebiyatına en çok emek ve değer veren birkaç yayınevi vardı. Ve bunlar bilhassa çocuk kitapları neşrederdi. Yetişkinlere dair ürünleri olsa da çocuk neşriyatından asla vazgeçmezlerdi; masallar, hikâyeler, romanlar, çocuk şiirleri, destanlar…
Bir teşekkür borcu olarak adlarını anmalıyım; Damla, Erdem, Nar, Nesil ve Alioğlu Yayınevleri. Bu yayınevlerimizin emeklerine saygı duymak zorundayız. Benim ürünlerini görmediğim başka yayınevleri de vardır. Bu kültür gönüllüleri, yüzlerce çocuk kitabının yayılmasına, evlere ve okullara alınıp okunmasına vesile oldular.
Zaman zaman şöyle düşünürdüm; Türkiye’de yüzlerce yayınevi var ama niçin sadece bu beş yayınevi çocuk kitabı hazırlıyor ve yayınlıyor? Onlara bu hususta bir engel mi vardır? Diğer yayınevlerinin çocuk kitabı çıkarmamasının sebebi, hikmeti nedir acaba? Doğrusu bunu yadırgardım.
Demek ki doğru düşünmüşüm ki, son senelerde anlı şanlı büyük yayınevleri de kitap neşriyatında çocuk alanına girdiler ve birbirinden güzel kitapları çocuklarımıza armağan ettiler. Şüphesiz bu ilginin temelinde sadece kültürel kaygı yoktu biraz da arz-talep meselesi vardı. 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’de kitap okumada ciddi bir artış görüldü. Bu olumlu gelişmede, hükümete bağlı kurumların, valiliklerin, kaymakamlıkların ve belediye başkanlıklarının da büyük katkısı oldu.
Çocuklarımız Kitabı Keşfetti
Büyükler, anne ve babalar, öğretmenler, kültür sanat insanları ve elbette yayıncılar çocuğun yetişmesinde, gelişmesinde kitabın önemini vurguladıkça çocuklarımızın kitaba, okumaya ilgisi giderek arttı. Okullarda okuma saatleri başlatıldı. Büyükler, çocuklarıyla birlikte şehirlerinde ve ilçelerinde açılan kitap fuarlarını ziyâret etmeye başladılar.
Memleketlerine gelen yazarlarla, şairlerle tanıştılar, onlara kitap imzalattılar, sohbetlerini dinlediler. Bu müspet gelişmeler karşılık buldu. Artık bugün yayın dünyamızda ‘çocuk bölümü’nün çok büyük rolü ve ehemmiyeti vardır. Zira bugün Türkiye’de, ilk ve orta öğretimde okuyan 20 milyondan fazla çocuğumuz vardır.
Bir Fuar Hatırası
Yeri geldi, bir hatıramı sizinle paylaşayım. Vakanın üzerinden belki on sene geçmiştir. Türkiye Diyanet Vakfı, Sultanahmet’te kitap fuarı düzenliyordu. Ben de kitaplarımı neşreden Çağrı Yayınları standında oturmuş, arzu edenlere kitaplarımı imzalıyordum. Bir baba ve oğlu geldi, standın önünde kitapları seyrettiler.
Baba, “Size oğlumu şikâyet etmek istiyorum. Hiç kitap okumuyor! Biraz nasihat etseniz.” deyiverdi. Çocuğa baktım bir suçlu gibi, ezilmiş, büzülmüştü. Tebessüm ettim, o da gülüverdi. Sonra babaya döndüm; “Kusura bakmazsanız size bir soru sormak istiyorum. Ama lütfen doğru cevap verin, siz kitap okuyor musunuz?” Durdu, biraz düşündü.
Lâfın nereye geleceğini tahmin etti ama dobra dobra şu cevabı da verdi: “Valla ne yalan söyleyeyim, hiç okumuyorum. Annesi de okumuyor zaten. Ben maçlardan, hanım da dizilerden başımızı kaldıramıyoruz ki…” Mesele anlaşılmıştı. Dedim ki; “Kabul ederseniz oğlunuza değil de size öğütte bulunmak isterim.”
Olgun bir insandı, anlayışlıydı. Oğluyla fuara geldiğine göre kitaba aslında dosttu. Dilimin döndüğü kadar okumanın faydalarından bahsettim. Sözüm bittiğinde memnuniyeti yüzüne aksetmişti. Kendisine, eşine ve oğluna kitaplar aldı, imzalattı. Mesele, tatlı bir sona bağlanmıştı.
Çocuğun sevinci ise sonsuzdu. Hem azarlanmamış, hem de kitap sahibi olmuştu. Anlayışlı baba, benimle vedâlaşmadan önce şunları söylemişti: “Bugün bizim için bir milât olacak inşallah. Akşam hanıma da söyleyeceğim, ben maçlara o da dizilere vedâ edeceğiz. Bundan sonra bol bol kitap okuyacağız. Alakanız ve bu samimi sohbetiniz için de ayrıca çok teşekkür ederim.” Doğrusu sevinmiştim.
İstanbul Sohbetleri
Bizim arkadaşlarla, dostlarla, gençlerle bir araya gelip kurduğumuz sohbet meclislerimiz vardır. Eyüpsultan’da, Esenler’de, Sultanahmet’te ve iki de Fatih’te olmak üzere beş ayrı kültür toplantısı düzenliyoruz. Cuma günü Hekimoğlu Ali Paşa Camii’nin medresesinde yıllardır sürdürdüğümüz “İstanbul Sohbetleri”nin 42’ncisindeydik. Hekimoğlu Ali Paşa Kültür Merkezi’nin bahçesinde oturduk.
Hatibimiz, emektar yayıncılarımızdan, fikir ve kültür dünyamızın mümtaz sîmâlarından Ahmet İyioldu’ydu. Ahmet Ağabey Ötüken Neşriyat’ın kurucularındandır. Bize yayın dünyamızı, fikir hareketlerini, basın ve yayın âleminde yaşadığı ilgi çekici hatıraları anlattı. Uzun süren fakat doyamadığımız bir sohbet meclisindeydik.
Dinleyiciler arasında da kıymetli yazarlar, gazeteciler, eğitimciler, kültür ve sanat dünyamızdan seçkin sîmâlar vardı. Tam bir beyin fırtınası esti ve herkes memnun kaldı. Ahmet İyioldu Ağabeyimiz, yıllar önce Ötüken Neşriyat’ın Genel Müdürü Ertuğrul Alpay’a yayınevinin “çocuk yayıncılığı”na da girmesi gerektiğini söylemiş.
Vakti gelince bu temenni tahakkuk etmiş. Şimdi Ötüken Neşriyat da çocuklarımız için birbirinden güzel kitapları titizlikle hazırlıyor ve yayınlıyor. Bu kitapları görünce insanın yeniden çocuk olası geliyor inanın. Emek verilerek hazırlanıyor. Henüz okula başlamayan iki torunum bize geldiklerinde bazen televizyonlardaki çocuk filmlerini bırakıp bu kitaplara yöneliyor ve sayfalarını çevirip resimlerine bakıyorlar.
Demek ki iyi hazırlanmış kitaplar çocukların ilgisini çeker. Ötüken Çocuk/Gençlik Serisinden yeni çıkan kitapların isimleri ve yazarları şöyle: Kamana’dan Türk Dünyası Masalları (Kırgız-Kırım-Tatar-Kumuk-Nogay-Türkmenistan), Hazırlayan: Hilal Koçyiğit, Resimleyen: Fatma Hanecioğlu Alparslan; Eyvah! Başımız Çöplerle Dertte, Yazan: Ümmühan Öztürk, Resimleyen: Nur Demirbağ; Kafası Karışık Hayalet, Yazan-Resimleyen: Berna Şentürk; Boğaç Edirne’yi Kurtarıyor, Yazan: Dilek Bayraktar, Resimleyen: Berk Öztürk; Yakut Peri Masalları, Yazan: Marina Makeeva, Resimleyen: Mikhailova Aitalina Ivanovna, Çeviri: Ümit Şahin; Dülger Balığının Ölümü, Sait Faik Abasıyanık, Uyarlayan: Büşra Tan Ezik, Resimleyen: Gözde Eyce.
Damla Damla Birikenler
Değerli ilâhiyatçılarımızdan, emekli Eminönü Müftümüz Mehmet Doğru Hoca, Damla Yayınevi’ni 1970’li yıllarda kurduğunda yetişkinler için önemli eserler neşrederken çocukları da unutmuyor, onlar için de çocuk kitapları yayımlıyordu. Damla’nın yarım asırdan beri devam eden bu hizmeti aralıksız sürüyor.
İkinci hatta üçüncü nesil, yayınevinin başına geçti ama çocuklara yapılan bu kültür hizmetini hiç bırakmadılar. Hem eğitim kitapları hem de çocuk edebiyatı alanındaki çalışmalara yer verdiler. Genç Damla’dan ve Çocuk Damla’dan yeni çıkanlar şöyle: Gizemli Sisin Peşinde, Onur Ömer Düzgün; Afacan Polisler İş Başında, Yavuz Ali Bilge; Kitabüs, Nur Dombaycı, Uçan Kitap, Nehir Aydın Gökduman, Duygularımı Keşfediyorum (On kitaplık seri).
Nar’ın İçindekiler
Tayfur Esen yönetimindeki Nar Yayınları, en çok çocuk ve gençlik kitabı yayımlayan kuruluşlarımızdandır. Türkiye’de ve yurtdışında kitap fuarlarını en çok takip eden, yazarlarıyla okuyucularını buluşturan seçkin ve başarılı yayınevlerimizden biridir Nar. Genç Nar’dan çıkan Yasin Yarar’ın üç romanın isimleri şöyle: Zeytin Ağacının Gölgesi, Şehrin Kayıp Şarkısı, Dijital Labirent.
Hasan Kallimci’den Beş Eser
Hasan Kallimci, ömrünü çocuklarımıza, gençlerimize adamış bir edebiyat ustasıdır. Bugüne kadar kaleme aldığı eserlerle on binlerce çocuğumuzun kalbine dokunmuş, rûhuna hitap etmiş, onlara güzel telkinlerde bulunmuş, faydalı ve hayırlı bir hayatı yaşamalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
Yazarımızın bu hizmeti elbette unutulamaz. Çocuk edebiyatçımız Hasan Kallimci’nin Töre Yayıncılık’tan yeni çıkan eserlerinin isimleri şöyle: Bana Babamı Anlat, Elif Abla, Süpermarketteki Sürpriz, Karınca Çocuklar, İkiz Kardeşler. Önümüzdeki hafta yaz tatili başlıyor. Şimdi çocuklarımızın ufuklarını açacak olan kütüphanelerini zenginleştirme ve renklendirme zamanıdır. Çocuklarımıza keyifli, zevkli, eğlenceli okumalar dilerim.
Mehmet Nuri YARDIM
Yazar15 Temmuz, ihânet sarmalının yüreğimizi çepeçevre sardığı, dondurucu vefâsızlığın iliklerimize işlediği ve Temmuz'un kavurucu sıcağında buz kestiğimiz, kan donduran bir kabus gecesidir. Din kisvesi al...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Osmanlı Devleti’ni 624 yıl boyunca “devlet-i ebed müddet” olarak sağlam ve ayakta tutan unsurlardan biri de arşivlere verdiği üstün değerdi. Peki, sadece devletler mi arşiv tutar? Hayır, aslında her k...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM
İstanbul’a güzelleme yapmak mümkün mü? O zaten güzeller güzel bir şehir. Ona en büyük, un ulvî, en ulaşılmaz ve erişilmez övgüyü Hazret-i Peygamber (s.a.v.) yapmamış mı? Bu kutlu şehrin Fâtih’ini ve a...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM
Çocukluk yıllarımızdan itibâren Tarık bin Ziyad bizim için diğer İslâm kahramanları gibi öncüydü ve büyük fetihlerin efsâne komutanıydı. Sonra bir fetret döneminde hem bu yiğit öncüyü hem de Endülüs r...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM