Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba 1331-1412
Talas’tan yukarı doğru tırmandığınız vakit, Reşadiye (Erciyes kasabası), Zincidere derken Zincidere’nin mahallesi durumuna gelen eski Akçakaya köyüne ulaşıyorsunuz. Burada Somuncu Baba’nın camii şerifi var. Asıl adı Şeyh Hamid-i Veli olan bu mübarek zat, aslen Akçakayalı’dır. Cami, Somuncu Baba’nın uzlete çekildiği mağaranın üzerine yapılmış. Caminin iç bölümünde uzlete çekildiği mağarayı bugün de görmeniz mümkündür.
Akçakaya’da Somuncu Baba’nın efsanevî bir hayatı var. Rivayete göre, Somuncu Baba’nın Akçakaya’yı terk edişinin nedeni sırrının ifşâ olmasıymış. Çobanlık yaparken hayvanlarla konuştuğunu fark eden komşuları bunu dilden dile anlatmaya başlayınca Somuncu Baba, Kayseri’den ayrılmayı daha uygun bulmuş. Onun efsanelere dayanmayan hayat hikâyesi ise şöyledir:
Asıl adı Hamid Hamidüddin’dir. Somuncu Baba olarak da bilinen Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid Han zamanında yaşamıştır. Miladi 1331 tarihinde Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğmuştur. Anadolu’ya manevî fetih için gelen Horasan erenlerinden Şemseddin Musa Kayseri’nin oğludur. Soyu Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e ulaşır, 24. kuşaktan torunudur, seyyiddir. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri ilk tahsilini babası Şemseddin Musa Kayseri’den almıştır. Bilge kişiliği olan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, ilim alanındaki çalışmalarını Şam, Tebriz ve Erdebil’de sürdürmüştür. Alaaddin Erdebili’den ve Bayezid-i Bistamî’nin ruhaniyetinden manevî terbiye almıştır.
Dinî ve dünyevî ilimlerle ilgili icazet alarak irşad vazifesi için Anadolu’ya dönüp Bursa’ya yerleşmiştir. Bursa’da çilehanesinin yanında yaptırdığı ekmek fırınında somun pişirip çarşı pazar dolaşarak “Somunlar Mü’minler” nidasıyla insanlara ekmek dağıtmıştır. Bu sebeple Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, Somuncu Baba ve Ekmekçi Koca olarak da tanınmıştır. Zamanın Padişahı Yıldırım Beyazıd Han Niğbolu Zaferi’ni kazanınca Allah’a şükür nişanesi olarak Bursa Ulu Cami’yi yaptırmıştır.
Ulu Cami’nin açılış hutbesini Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri okumuş, hutbede Fatiha Sûresi’ni yedi farklı şekilde yorumlamıştır. Bu olağanüstü hutbeyi dinleyen cemaat Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’ne büyük bir teveccüh ve tazim göstermiştir. Manevî kişiliği ve bilgelik yönü ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri şöhretten korktuğu için talebeleriyle birlikte Bursa’dan ayrılarak Aksaray’a gelmiştir. Aksaray’da Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’ni dünyaya ve ahirete ait ilimlerde eğiterek yetiştirmiş, irşad vazifesi için Ankara’ya görevlendirmiştir.
Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, 1412 (H. 815) tarihinde Darende’de ebedî âleme göç etmiştir. Kabr-i şerifleri, kendi zamanında halvethane olarak kullanılan, misk ü anber kokulu, şimdiki Şeyh Hamid-i Veli Camii içerisinde olup estetik yapılı cevizden oyma sanduka ile de kaplıdır. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’nin Yusuf Hakiki, Halil Taybî ve M. Said Taybî adında üç oğlu, Mahmude adlı bir kızı olduğu bilinmektedir. Yusuf Hakiki, Aksaray’da kalarak burada hizmetlerde bulunmuş ve Aksaray’da vefat etmiştir. Diğer oğlu Halil Taybi, hacdan döndükten sonra babası ile birlikte Darende’ye yerleşmiştir. Diğer çocukları hakkında kayıtlarda pek fazla bilgi geçmemektedir.
Somuncu Baba Hazretleri ve en meşhur talebesi Hacı Bayram-ı Veli’nin Osmanlı Devleti’nde yani Anadolu ve Rumeli üzerinde çok büyük etkileri vardır. Osmanlı kültürünü etkileyen bu önemli simaların hizmetlerini ve kültürümüze katkılarını anlamak için yetiştirmiş oldukları bazı isimleri zikretmemiz gerekir. Böylece kültürümüz için ne kadar önemli olduklarını ve büyük değerler ifade ettiklerini anlamaya çalışabiliriz.
Bu önemli isimler ve medfun oldukları yerler şunlardır: Halil Taybi Darende, Baba Yusuf Hakiki Aksaray, Akşemseddin - Beypazarı – Göynük, Ömer Dede Göynük, Hızır Dede Bursa, Akbıyık Sultan Bursa, Yazıcıoğlu Gelibolu, Şeyh Lutfullah - Balıkesir, Şeyhî - Kütahya, Şeyh Üftade - Bursa, Aziz Mahmud Hüdayi İstanbul, Muslihiddin Halife - İskilip, Uzun Selahaddin – Bolu.
Somuncu Baba Hazretleri’nin günümüze kadar gelen uzantıları ve yansımaları o kadar mükemmel ki Anadolu’nun her köşesinde bir parçasını bulmak ve yüreklerde hissetmek mümkündür. Âlim ve tasavvuf ehli kimseler üzerinde emeği ve etkisi bulunan Somuncu Baba Hazretleri için kültürümüzün temel taşlarından biridir diyebiliriz. Öyle ki uzantılarının günümüze kadar devam etmesi neseb-i âliyesinin halen etken olması günümüz insanları için Allah’ın bir lütfudur.
Somuncu Baba, zâhirî ve bâtınî ilimlerdeki derin bilgisine rağmen, çok az eser vermiş veya çok az eseri bize ulaşmış bir âlim kişidir. Onun fazla eser vermiş olmaması, daha evvel işaret ettiğimiz melâmet meşrebinden de kaynaklanmış olabilir. Nitekim onun yanında yetişmiş bulunan ve halifesi olan Hacı Bayram-ı Veli de müderris olmasına rağmen eser yazmamış ve hatta Muhammediyye müellifi halifesi Yazıcıoğlu eserini kendisine takdim ettiğinde, “Mehmet, bununla uğraşacağına bir gönül hak etseydin; bir gönle girip onun terbiyesiyle meşgul olsaydın, daha iyi olmaz mıydı?” diyerek kendi düşüncesini de dile getirmiştir. Bu zikredilen hakikate rağmen, Somuncu Baba’nın bize kadar ulaşan Şerh-i Hadis-i Erba‘în, Zikir Risalesi, Silâh’u-l Mürîdîn eserleri mevcuttur.
Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’nin soyu Darende’de, Halil Taybi ile günümüze kadar devam etmektedir. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, “Arşiv Belgeleri Işığında Somuncu Baba ve Neseb-i Âlisi” adlı eserinde arşiv kayıtlarına dayanarak Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin nesebi, nesli ve kabr-i şerifi hakkında genişçe bilgiler vermektedir.
Şeyh Hamid-i Veli neslinden büyük devlet adamları, âlim ve fâzıl zatlar yetişmiştir. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi de bunlardan bir tanesidir.
Gizli ve aşikâr her yerde Allah’tan korksunlar. Az yesinler, az konuşsunlar, az uyusunlar. Tüm masiyet ve kötülüklerden uzak dursunlar. Daima şehvetlerden kaçınsınlar. Cemaatten ayrı kalmasınlar. Şüpheli hiçbir lokmayı yemesinler.
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarAtalarımız, "Yarım elma gönül alma." demişler. Amacımız; gönül kırmak, incitmek, üzmek mi yoksa gönül kazanmak, gönül almak, gönüllere girmek mi olmalı? Hayırlı ve güzel işler yapanları asla unutamayı...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
İnsanı mutlu eden duyguların başında, elinde olanı başkalarıyla paylaşmak gelir. İhtiyaç sahibi insanları arayıp bularak; aralarında ayırım yapmadan, hâlini, hatırını, derdini, sıkıntısını, ihtiyacını...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Allahu Teâlâ’nın insanlara verdiği her şey emanettir. İnsanın canı, bedeni, tasarruf ettiği malları, yiyip içtiği her şey Allah’ın bir lütfudur. Allah’ın diğer mahlûkattan farklı olarak insanlara verd...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Günümüzde önem vermemiz gereken bir konu da çevreye karşı duyarlı olmaktır. Yüce Rabb’imiz Rûm Sûresi 41. âyetinde, “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ