Şeyh Ata ve Dervişleri
Anadolu’da, bağımsızlığımızı kazanmak için savaşan askerlerimizin silah ve cephane ihtiyacı, büyük ölçüde İstanbul’daki tekkeler, yani tarikat üyesi dervişlerin ibadet yerleri aracılığıyla karşılanıyordu. Özellikle İstanbul’un Üsküdar semtindeki Özbekler Tekkesi ve Şeyhi Mehmet Ata Efendi, işgal altında olmalarına rağmen her türlü tehlikeyi göze alarak, büyük hizmetler yaptılar.
Ata Efendi, düşman karakollarına yapılan baskınlarla kaçırılan silah ve cephaneyi, talebeleriyle birlikte gizlice tekkeye taşıyordu. Daha sonra bunları gizli yollarla Anadolu’ya, cephede düşmanla çarpışan Mehmetçik’e gönderiyordu. O dönemde İngiliz işgal kuvvetlerinde istihbarat görevlisi olarak çalışan Harrison Armstrong, tekkelerin Anadolu’ya silah ve insan kaçırmadaki rolü hakkında kendisini hayret ve şaşkınlığa düşüren anısını şöyle anlatıyor:
- Üsküdar’da, çok tanınmış bir dinî mekân olan Özbekler Tekkesine ani bir baskın yaptık. Şeyh Ata Efendi’yi tutukladık. Hayretle öğrendik ki, İstanbul’dan Ankara’ya karayolu ile insan ve malzeme kaçırmalar burada düzenleniyormuş. Şeyh Ata ile birçok defalar konuştum. Kendisinde vazifesini severek yerine getirmiş, kararlı, azimli, cesur ve iradeli bir insan hali vardı. İfadelerinde bütün sorumluluğu üzerine aldı ve şunu söyledi:
- Bu yapılanı ben ve dervişlerim olmasa bile yapacak birçok insan olduğundan hiç şüpheniz olmasın!
Şeyh Ata Efendi’nin büyük hizmetleri silah nakliyle sınırlı kalmadı. Millî Mücadele’ye katılmak isteyenleri gizli yollardan Anadolu’ya gönderme de çok önemli görevler üstlendi. Gündüzleri Üsküdar’ın çarşı ve kahvelerinde dolaşıyordu. Önceden belirlenmiş parolalarla gelen kişilerle buluşuyordu. Anadolu’ya kaçacak olan kişileri, tekkesine getiriyordu. Gerekli emniyet tedbirlerini aldıktan sonra, 15-20’şer kişilik kafileler halinde Çamlıca eteklerinden İstanbul dışına çıkarıyordu.
Şeyh Ata’nın tekkesi aracılığıyla, şu önemli kişiler Anadolu’ya geçirildi: Fevzi Çakmak Paşa, İsmet Paşa, Nurettin Paşa, Mehmet Akif, Halide Edip, kocası Dr. Adnan, birçok milletvekili, yazar, kumandan ve daha niceleri... İstiklal Marşı şairimiz, Mehmet Akif de Anadolu’ya, Özbekler Tekkesi aracılığıyla geçti. Anadolu’ya geçerken, Şeyh Ata Efendi’yi eşsiz hizmetlerinden dolayı şöyle övmüştü:
- Ne mutlu sana şeyhim! Kurtuluş savaşçılarına yaptığın bu büyük hizmetler, inan ki, hiçbir zaman unutulmayacak. Milleti, istiklâle kavuşturacak yıldızlar arasında, “Şeyh Ata” adı, daima saygıyla anılacak. İmreniyorum, senin bu şerefli konumuna ve seni bekleyen şerefli geleceğine...
Şeyh Ata ise şöyle karşılık vermişti:
- Buradaki vazifemin tamamlandığı an, aranızdayım inşallah!
İsmail ÇOLAK
YazarSafiye Hüseyin, Osmanlı’nın ilk hasta bakıcılarındandı. Savaş sırasında Reşit Paşa Vapuru Hastanesinin baş hastabakıcısıydı.Burada, yüzlerce Mehmetçik’in yarasını bir anne şefkatiyle sarmıştı.Safiye H...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Maraşlı Müderris Mehmed Alparslan Efendi, halk arasında “Vezir Hoca” ya da “Vezir Fakı” olarak bilinirdi. O belki de, hocaların ve sarıklı mücahitlerin “veziri” idi.1883’de Maraş’ta doğdu. Aslen Cerit...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Sevgili çocuk dostlarım;Her taraf karlarla kaplandı. Çocuklar kartopu oynamayı ve kızaklarla bayır aşağı kaymayı çok seviyorlar. Uzun Kulak Zeliş’in, ben de Ömer’in arkasına biniyorum ve birlikte bayı...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Hangi ülkeden ve yöreden olursa olsun, yeryüzünde yaşayan tüm insanların temel ihtiyaçları; beslenme, barınma, eşit birer birey olarak yaşayacakları güvenli bir ortamdır. Bunların dışında her bireyin ...
Yazar: Erdal KARASU