Sahici Büyük Kimdir?
“Sahici büyük, kendi halinde olandır; işini yapan, hem de en iyi yapan? İşine aşkla odaklanan, sadece aklını değil, gönlünü de katan.”
Büyük insan kimdir, kızım? Sahi, kime büyük adam diyeceğiz? Bu soru önemli; çünkü etrafında hep birer reklam yıldızı gibi arzı endam eden büyük insanlar veya bu büyük insanların peşinde koşan alkışçı kalabalıklar olacak. Koca bir ömrü heder etmemek için, insanı tanımak lazım? Lakin ne güç bir iştir bu.
İki çeşit büyük insan gördüm; yalancı büyüklük ve sahici büyüklük...
Reklam yıldızları, rol icabı büyük insan suretine bürünmüş aktörler, sahnede alkış peşinde icrâ-ı sanat eden müzisyenler? Sözüm onlara değil; onlar birer profesyonel, işlerini yapıyorlar. Yalancı büyüklük, küçüklüğünün idrakinde olmakla birlikte büyük taklidi yapanlardır. Oynadıkları rolü hayatın bütün safhalarına taşırlar.
Sanki onlara göre, bu dünya hayatı baştan sona setten ibarettir. Hep bir projenin peşinde koşup dururlar. Bazen senaryosunu kimin yazdığı bilinmeyen bir projenin içinde başkahraman olarak görürsün onları. Rollerini öylesine itinalı oynarlar ki, kitleler onları sahici bir büyük olarak algılar; kalabalıklar hâlinde peşine takılır gider?
Sahici büyük, kendi hâlinde olandır; işini yapan, hem de en iyi yapan? İşine aşkla odaklanan, sadece aklını değil, gönlünü de katan. Onlar mütevazıdırlar; kapılarını çalıp içeri girebilir, söz pınarlarından kana kana içebilirsin. Yolda görsen, içtenlikle selâmını alır, size temenna etmekten kaçınmazlar.
Küçük bir çocuğa kulak vermek için eğilir, onu dinler; sonra hiç yüksünmeden kalkar kendini şâh ve padişah sananlara anlayacakları lisandan konuşur. Nerede bir dert var, dindirmek için koşar. Koşacak mecali yok ise, gönülden dua eder, yalvarır yakarır. Harabe gönülleri mamur etmek için çalışır çabalar.
O sahici büyük, eğer bir ilim adamıysa, kütüphanesinde, araştırmalarını yaptığı laboratuvarında, dersini verdiği sınıfta ve yazdığı eserlerinde dert yüklü hâliyle çıkar gelir karşına. Yok, bir esnaf ise, alış verişinde, işçisi ve müşterisiyle muamelesinde görürsün o samimi büyüklüğü. Bir devlet adamıysa, işgal ettiği makam ve mevkiinin sunduğu gücün cazibesine kapılmama hâlinden çıkarırsın o sahici tavrı. Demem o ki kızım, her mesleğin, her halin, her durumun büyükleri vardır; onları bazen pazarda, bazen gittiğin restoranda, bazen parkta, bazen sokakta görürsün?
Lakin bana sorarsan her anne de analık ruhunu müdrik her anada bir büyüklük saklıdır? O büyüklükle bebek, insana evrilir. Evine helal lokma götürmek için çabalayan, çoluk çocuğunu sarıp sarmalayan, ailesini gözeten her babada işaret ettiğim sahici büyüklük mayası vardır. Ama şunu bil ki, sanat, edebiyat, düşünce ve ilim alanında temayüz eden sahici büyükler, milletlerin hem anası, hem de babasıdır. Bunlar millet büyükleridir. Milletler bu büyükleriyle varlık savaşı verir.
İmdi sevgili kızım, o sahih, o samimi millet büyüklerinden olmak yahut onları yetiştirmek senin yegâne amacın olsun!
Bilal KEMİKLİ
YazarBu toprakları maddî ve mânevî anlamda işleyip bizlere kazandıran aziz ve büyük ruhların huzurunda sizleri selamlıyorum. Bir düşünürümüz diyor ki; “Büyük mezarların üstünde büyük vatanlar vardır.” Sonr...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Daha önce yazma fikrine dair on temel konuyu ele alıp incelemiştik. Yazmanın, okuma, dinleme, seyahat etme, inceleme, araştırma, anlama ve düşünme gibi kavramlarla akrabalığına işaret etmiştik. Şimdi ...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Âşıklık geleneği, sadece biçimle, dille ve ahenkle alakalı olmasa gerektir. Elbette biçim önemlidir; ölçüler, kafiyeler, mahalli söyleyişler ve musiki bu tarzın olmazsa olmaz özelliklerindendir. Ancak...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Daha evvel farklı veçheleriyle İstanbul duraklarımdan söz etmiştim. Bir “taşralı” yahut Divan şairinin ifadesiyle “kenar” yazarı olarak aynama yansıyan İstanbul siluetini tasvir etmiştim. O tasvirlerd...
Yazar: Bilal KEMİKLİ