MÜSLÜMAN KIZLARIN KİŞİLİK GELİŞİMİNDE TESETTÜRÜN ETKİSİ
Kılık kıyafet, kadın erkek herkesin inanç, örf, kültür, gelecek, iklim şartları ve kişisel beğeni ile tercih edip giyindiği giysilerdir. Tesettür ise, kadın ve erkek için genel sınırları Kur’an’da ve hadis kaynaklarında belirlenen, şekli ve tarzı yöre ve iklime göre değişen giysilerdir fakat genellikle tesettür denilince akla daha çok kadının kıyafeti ve başörtüsü gelir. Yapılan araştırmalar, giyinmenin üç temel insanî ihtiyaca cevap verdiğini ortaya koymuştur: a) İnsanı soğuk, sıcak, kar, yağmur gibi tabii etkenlerden korumak, b) Örtünmek, c) Şekil ve güzellik kazanmak için. İnsanın elbisesi, bir nevi onun evine benzetilir. Elbise insanın ilk evi, daha özel bir evidir. Çünkü insan önce elbisesi içinde sonra evinde oturur.1 Kıyafet tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Giysinin türü iklime göre, şekli de inanç ve kültüre göre değişiklik gösterir. Toplumlar, birbirinin kıyafet tarzından etkilenir. Kıyafet, aynı zamanda kişinin milliyetini, inancını ve kültürünü ele veren bir semboldür, onun hangi gruba ait olduğu konusunda görenlere fikir verir. Peygamberlerden Hz. İdris (a.s.), terzilerin piri sayılmıştır. Hz. İdris, ilk elbise diken kişidir, ondan önce insanların hayvan derisi giydikleri rivayet edilir.2 İnancımıza göre tesettür, salt bir kıyafet, folklor, kültür ve yöresel bir giyim tarzı değildir. Tesettür, inancın ve iffetli görünmenin bir gereği olarak giyilen, belli ölçüleri olan bir kıyafettir. Kıyafet, ibadette zorunlu olduğundan bir yönü ile ibadet hükümleri, sosyal hayatta oluşturduğu olumlu imaj sebebiyle de ahlaki hükümler arasında zikredilebilir. İslam’da kadın, Batı’da olduğu gibi bedenini teşhir etmek için değil, kendilerine namahrem olan erkeklerin bakışlarından kendisini korunmak için giyinir. Buna göre tesettür, kadının derisi değil, ilk evidir, kamuflajıdır. Tek başına tesettür, ahlaklı olmanın bir ölçüsü değil, ahlaklı duruşu tamamlayan bir giysidir. Bunun tersi açılıp saçılmak da ahlakî noksanlık olarak kabul edilmelidir. Ahlakî bütünlük bireyi erdemli kişiliğe götürebileceği gibi ahlakî noksanlık da kişisel zaaflara yol açacaktır. Dolayısı ile tesettür ile kişiliğin gelişimi ve oluşumu arasında güçlü bir bağ vardır. Dipnot 1. Ümit Meriç, Sosyolojik Açıdan Kılık Kıyafet ve İslâm’da Örtünme, İslâm’da Kılık Kıyafet ve Örtünme, İSAV-Ensar Yay. 3. Baskı, İstanbul, 2010. 2. Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih- Hulefa, Bedir Yay. İstanbul, 1981, c. 1, s. 18.
Emine Büşra YÜKSEL
Yazarİnsanlar dünyaya ümmî olarak gelirler. Yani insanlar annelerinden doğduğunda bedenleri çıplak, beyinleri ve kalpleri saf, yalın, arı ve duru bir haldedir. İnsan, fıtratında yer alan hem iyiye hem de k...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Anadolu irfanı; Anadolu’da oluşan ve çevreye yayılan İslâm dini menşeli bilgece düşünce ve yaklaşımdır, tarihten günümüze tevarüs edilen bir bilgelik mirasıdır. Anadolu Müslümanlarının dinden beslener...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Ramazan ayı, bereketiyle gelir. Bu ayın kadr ü kıymetini bilen, gündüzünü oruçla, gecesini ibadetle geçiren herkes onun bereketinden istifade eder. Peygamberimiz (s.a.v.), “Ramazan ayının başı rahmet…...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Çocuklarda güçlü bir kişilik oluşumu, sağlıklı bir ruh yapısının inşası, dinî ve millî aidiyet duygusunun gelişimi değerler eğitimi ile mümkün olmaktadır. Hayatın anlamlandırılması ve gerçekçi bir gel...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL