Küçük Kız
Yaşlı bir kadın elinde bastonu ile parkta yürüyüş yapıyordu. Evlerine yakın olan bu parka hemen hemen her gün gelirdi. Soluklanmak için durduğunda yanına beş yaşlarında bir kız çocuğu yaklaştı ve ona sordu,
- Size yardımcı olabilir miyim?
Yaşlı kadın ilk önce şaşırdı. Çocuğun kendisine hangi konuda yardım etmek istediğini anlamamıştı. Küçük kız elini uzattı.
- Burası biraz yokuş, yokuşu çıkmakta zorlanabilirsiniz, size yürümenizde yardım edeyim.
Az ileride kızın annesi onlara gülümseyerek bakıyordu. Yaşlı kadın da ona gülümsedi. Aslında kendisi çok rahat yürüyordu ama gönülden gelen bu teklifi geri çeviremedi. Küçük kızı mutlu etmek için elini tuttu. Beraber yavaş yavaş yürümeye devam ettiler. Küçük kız;
- Ne güzel. Şimdi daha rahat yürüyorsunuz değil mi? Babaannemi de babam bu şekilde yürütüyor, yürümek babaannemin hastalığına iyi geliyormuş.
- Adını öğrenebilir miyim?
- Adım Ayşe. Sizi her gün burada yürürken görüyorum. Yürümek size de iyi geliyor değil mi?
- Evet.
Minicik el kendi elini tutmuş ona yürürken eşlik ediyor, üstelik cıvıl cıvıl şen sesiyle gönlünün yorgunluğuna iyi geliyordu.
Parkta biraz birlikte yürürdüler. Küçük kız;
- Artık kendiniz de yürürsünüz değil mi, yokuş olan yeri çıktık. Bakın gideceğiniz yol artık düz. Ben az daha salıncağa bineyim, bana ihtiyacınız olursa seslenmeniz yeterli. Hemen yardımınıza gelirim.
Yaşlı kadın yine gülümsedi, küçük kıza teşekkür etti. Ayrıca küçük kızın annesine sevgi dolu gözlerle baktı. Ne güzel bir çocuk yetiştiriyorlardı. Yaşlılara yardımı kendine vazife edinen, saygı ve sevgi dolu yüreği olan bu küçük kızı çok sevmişti. Ayşe’nin salıncakta sallanışını izledi. Onun ve parktaki tüm çocuklar için hayır dualarda bulundu. Evine giderken kalbi huzur ve yaşama sevinci ile doluydu.
Emine Yılmaz DERECİ
YazarKitap fuarının son günüydü. Sevilen Yazar Bartu Soyalan kitaplarını imzalıyordu. Standa gelmesinin üzerinden yaklaşık iki saat geçmişti. Nihayet imza için bekleyen kuyruk bitmiş, o da rahat bir nefes ...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Bahçıvan Ali, yurdun bahçesinde ki gül fidanlarının dibini çapalıyordu. Gül fidanları gonca vermeye başlamışlardı. Gözleri bu goncalardaydı. Sabırla açmalarını bekliyordu. Yurdun kapısında Mehme...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Eline iki kalem aldı çocuk ve kelimeleri... Kırmızı kalemle kelimeyi, mavi kalemle anlamını... “Şefkat” yazdı önce. Fazla düşünmesine gerek yoktu. İki gün önce bir arabanın altında uyuyakalan ked...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
İnsan etten ve kemikten oluşan bir varlık değildir. İnsanı 'insan' yapan ve diğer canlılardan ayıran özellikleri ve güzellikleri vardır. Yaratılmışların en şereflisi olan insanı değerli kıl...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN