Kitap: Şiirler Şairler Meclisler

Kitabın adı: Şiirler Şairler Meclisler

Yazar: İskender Pala

Yayınevi: L&M Kitaplığı

Yayın yeri ve yılı: İstanbul / 2002

Sayfa sayısı: 248

Yaş aralığı: 14+

İşlenen konular: 15-19. yüzyıllar arası Klasik Türk Edebiyatı şair ve şiir meclisleri…

Kitabın ön söz bölümünde şunları okuyoruz: “Bu kitap ilmî bir iddia ile yazılmış bir kitap değildir. Amacı sadece eski şairlerin meraklı, dramatik ve tamamıyla beşerî taraflarını göz önüne sermek ve Klasik Türk Şiiri’ni sadece bu yönüyle inceleme konusu yapmaktır.” Ön sözden sonra 15-19. yüzyıllar arasında varlığını çok güçlü hissettiren Klasik Türk Şiiri, yazarın bu sözleri çerçevesinde değerlendirilmiş. Yüzyıllara göre bölüm başlıkları ise şu şekilde:

15. yüzyıl: Tercümeler ve Nazireler Çağı
    
    
16. yüzyıl: Gazeller ve Musammatlar Çağı
    
    
17. yüzyıl: Kasideler ve Mesnevîler Çağı
    
    
18. yüzyıl: Medhiyeler ve Şarkılar Çağı
    
    
19. yüzyıl: Beyitler ve Terkib-i Bendler Çağı

Divan Edebiyatı, Yüksek Zümre Edebiyatı, Klasik Dönem Türk Edebiyatı, Saray Edebiyatı gibi pek çok adlandırmalarla anılan ve Türk edebiyatının 15-19. yüzyıllar arasında Anadolu sahasında etkili olan dönemi olan bu edebiyat, geride çok büyük bir hazine bırakmıştır.

Özellikle dönem şairleri hemen her şeyi şiirlerine konu edinmişlerdir. Elbette dönemlerin dil/sanat anlayışları ve bunları ifade ediş biçimleri günümüzdekinden farklıdır. Bu durum, zaman zaman bu dönem edebiyatının dışlanmasına sebep olmuştur.

Özellikle gençler, dilinden dolayı bu edebiyata pek ilgi göstermemişlerdir ancak son yıllarda yapılan çalışmalar, bu kitabın yazarı Prof. Dr. İskender Pala ve başka edebiyatçıların yaptıkları inceleme ve araştırmalar ve bunun neticesinde bulgularını farklı üsluplarla kitaplaştırmaları özellikle gençlerin ön yargılarını kırmıştır.

İnsanlarımız, bu edebiyatın aslında anlaşılmaz bir edebiyat olmayıp tam tersine zenginliklerle dolu bir edebiyat olduğunu ve bu zenginliklere dalmanın onlara farklı bakış açıları kazandırdığını görmüşlerdir.

Prof. Dr. İskender Pala, bu eseri ve diğer eserlerinde “tezkireler, hatıralar, seyahatnâmeler ve tarihe ait bir yığın kaynağı” gözden geçirmiştir. Bunu yaparken hareket noktasını yine kendi cümlelerinden okuyalım: “Şiir tarihimizin bütün uzaklıklarını yakın etmenin başka yolu var mıydı, bilmiyorum.

Bilimin ve meslekî eserlerin, içlerinde birer tarih hazinesi barındırdıklarını inkâr etmeyeceğim ve elbette ki bilim ile yükselebileceğimizin idrakindeyim.” Bu farkındalık, beraberinde yıllarca bir şekilde unutulmuş ya da unutturulmuş ve üstü tozlanmış bir edebiyatı gençlerle buluşturma gayretini ortaya çıkarmıştır.

“Klasik Türk Şiiri’nin genç kuşaklarla birebir temasının onları eğlendirirken eğitmekten geçtiğini vehmettiğim için bu kitabı yazdım. Yani bu kitap ne üniversite edebiyat öğrencileri ne de genç şairler için yazılmıştır. Bu kitap, şiirden hoşlanan herkese hitap eder ve tamamı şiir tarihimize tertiplenmiş hülyalı bir yolculuktan ibarettir. Eğer macera arıyorsak bu bir maceradan ibarettir.”

Klasik Türk Şiiri’nin romanı da diyebileceğimiz bu eser, Klasik Edebiyat’a ilgi gösterenlerin zevkle okuyabileceği, farklı ve yeni şeyler öğrenebileceği güzellikte… Tavsiye ederim. İyi okumalar…