Bir Kitap: Kardeş Şehirler Kudüs

Kitabın adı: Kardeş Şehirler Kudüs

Yazar: Sema Çelem

Yayınevi: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları

Yayın yeri ve yılı: Ankara/2024

Sayfa sayısı: 52

Yaş aralığı: 8+

İşlenen konular: vatan sevgisi, özlem, birlık-beraberlik, mücadele…

İnsanın dedelerinden miras kalan yüzyıllarca yaşadıkları topraklara hasret kalması, kendi vatanında esir olması, aşağılanması, yok sayılması, yurdunu terk etmeye zorlanması ne acı bir durum değil mi sevgili çocuklar. “Allah kimseyi vatansız, bayraksız, çaresiz bırakmasın.”

Bugün sizlerle paylaşacağım kitap hepimizin ortak derdi, ortak yarası Kudüs ile ilgili. Kitabımızın kahramanı Tarık. Tarık artık çok ama çok gerilerde kalan Kudüs’ü, yaşadıklarını, hatıralarını, özlemlerini anlatacak bu kitapta bize. Kardeş Şehirler Kudüs aynı zamanda bizi tarihte bir yolculuğa çıkaracak.

Tarık, son zamanlarda Ölü Deniz kıyılarına gidip Filistin tepelerinin ardından güneşin batışını izlemektedir. O gün yine güneşin batışını izlemeye giderken bir zeytin ağacının üzerinde güçlükle ilerleyen kahve-gri karışımı bir böcek görür. Bu böceğin ilerlediği dalın zirvesine ulaşması neredeyse imkânsızdır ancak böcek yuvarlanıp düşmekte fakat yoluna kaldığı yerden tekrar devam etmeye çalışmaktadır.

Tarık bu mücadeleci böceği geride bırakıp bu kez de Nibû Dağı’na çıkar ve buradan kutsal Filistin topraklarını izlemeye koyulur. Uzaklardan baktığı ana/ata yurdu Filistin’in hasreti içini âdeta bir kor gibi yakmaktadır. Bu esnada omzuna bir el dokunur. Bu elin sahibi ilkokul öğretmeni Seyyid Musa’dır.

Öğretmeninin elini öpen Tarık 5-6 yaşlarını hatırlar. Okula yeni başlayacaktır ve çok heyecanlıdır. Aynı zamanda da çok korkmaktadır. Anne ve babası onu okula götürdükleri ilk gün tir tir titremektedir ancak Seyyid Musa Öğretmenini görünce korkusu ortadan kalkmıştır zira öğretmeni ona büyük bir güven vermiştir.

Tarık okula başladığı günlerle beraber o zamanki huzur dolu Kudüs’ü de hatırlar. Eski Kudüs’ün surları Osmanlı Padişahı Kanûnî Sultan Süleyman tarafından yapılmıştır. Bu surlardan şehre girmek için yedi de kapı bulunmaktadır. Bu kapıların önü her zaman insanlarla doludur.

Şehirde her dinden insan kardeşçe yaşamaktadır. Tarık babası, annesi ve kardeşleriyle bu kapılardan geçip çarşı etkinliklerini hatırlar. Ne güzel günler yaşamıştır ailesiyle. Hele abisi Beşir ve ablaları Ayşe ve Hatice ile oynadıkları lokomotif oyunu… Annesinin ziyaret ettiği el dokumaları, cam eşyaların sergilendiği tezgâhlar, sıcacık felafil ekmekleri…

Hepsi artık çok gerilerde kalmıştır.  Arz-ı Mukaddes, Dârü’s-Selâm, Kudüs yani güvenli şehir artık hatıralarda yaşamaktadır. Seyyid Musa’nın anlattıkları dün gibi hafızasındadır. Hani okula başladığı ilk gün kendine güven veren öğretmeni,Seyyid Musa… Öğretmenleri onlara Kudüs’ün Hz. Süleyman’dan Hz. Ömer’e, Selahaddin-i Eyyûbî’ye, Sultan II. Abdülhamid’e varıncaya kadar hangi yöneticileri gördüğünü, neler yaşadığını birer birer anlatmıştı.

Hatta bir tiyatro bile oynamışlar, o tiyatroda Tarık Nureddin Zengî rolünü canlandırmıştı. Tarık bunları düşünürken yanlarına can dostu Yusuf’ta gelir. Seyyid Musa onlara birlik-beraberliğin önemi hakkında da yine bazı nasihatler eder.

Artık ayrılma vakti gelmiştir. Yusuf ve Seyyid Musa önden gider. Tarık buraya gelirken gördüğü böceği merak etmektedir. Zeytin ağacının yanına varınca böceğin hedefine ulaştığını görür ve NecmSûresi’nin 39.âyetini hatırlar;“İnsan ancak çabasının sonucunu elde eder.” Kardeş şehirler Kudüs, Kudüs’ü tanımanız ve unutmamanız için güzel bir kitap. İyi okumalar…