KANİJE’YE BOMBA GİBİ DÜŞEN HABERLER!
Budin Beylerbeyi Mehmed Paşa ile Mehmed Kethüda’nın şehit düştüğü haberi geldi. Daha da kötüsü, Sadrazamın İstoni Belgrad Kalesi’nde yenildiği haberi de hemen arkasından ulaştı. Arka arkaya gelen iki uğursuz haber Kanije’de bomba etkisi yaptı. Düşman ordusu bundan faydalanarak şu tehditte bulundu: "Sadrazamınızın ordusunu darmadağın ettik. Gelin, ümitsiz direnişinizden vazgeçip teslim olun!” Üst üste yaşanan bu gelişmeler, Osmanlı kalesinde buz gibi bir hava estirdi. Askerler, ümitsizliğe kapıldı. Teslim olma düşüncesi ağırlık kazanmaya başladı. Tiryaki Hasan Paşa tekrar sahneye çıktı. Düşman tarafından gelen haberleri yalanladı. Şöyle haykırdı: “Yalancılar! Bizi kandıramazsınız! Her şeyimiz yeterli, sonuna kadar dayanacağız! Sadrazamımız da yakında burada olacak...” Ardından, askerlerimizi toplayarak, onları yüreklendiren şu tarihî konuşmayı yaptı: “Bizi kandırmak istiyorlar. Kanije’yi alamayacaklarını sandılar. Sadrazamın bu tarafa gelmekte olduğunu öğrendiler. Bu yüzden bir an önce bizi kandırıp kaleyi elde etmeye çalışıyorlar. Bana inanın: Düşman, Kanije’yi alamayacak!”
İsmail ÇOLAK
Yazar 
                                    Kadın savaşçılarımızdan bir diğeri de, Gördesli Makbule Hanım idi. 1902 yılında, Manisa’nın Gördes ilçesinde dünyaya geldi. 12 yaşında babasını kaybetti; ağabeyinin himayesinde büyüdü.Yunan birlikleri...
Yazar: İsmail ÇOLAK
 
                                    Kurtuluş Savaşı boyunca bütün Anadolu, imkânsızlıklara ve şartların ağırlığına aldırış etmedi. Varını yoğunu, elinde ve avucunda ne varsa, vatanın bağımsızlığı için harcamaktan çekinmedi. Yapılan feda...
Yazar: İsmail ÇOLAK
 
                                    1909 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası bir subaydı; hem Osmanlı Ordusu’nda hem de TBMM’nin kurduğu Düzenli Ordu’da önemli görevlerde bulundu, birçok savaşa katıldı.Nezahat, çocukluk çağını hiç...
Yazar: İsmail ÇOLAK
 
                                    Bilecik İstasyonu tıklım tıklım doluydu. Askeri tren, ağzına kadar asker doluydu. Yine, bitmek bilmeyen bir cepheye uğurlama günü daha yaşanıyordu. İstasyon ana baba günüydü.Analar, babalar, nineler, ...
Yazar: İsmail ÇOLAK
 
        