Kalbi Olan Çocuk
Resim defterini açtı çocuk. Sarı saçlarını mavi tokasıyla topladı. Muzlu sütünden bir yudum içti. Kurşun kalemini eline aldı. Sayfanın ortasına kocaman bir kalp çizdi. Beğenmedi, suratını astı. Kalbi sildi, tekrar çizdi. Gülümsedi bu defa. Çizdiği kalbin şekli tam istediği gibi olmuştu.
Kalbin içine önce uzun boylu bir adam çizdi. Sonra küçük bir çocuk. Sonra bir kadın çizdi. Hepsinin elinde birer balon vardı. Mutlu görünüyorlardı. Çocuk mutlu olmalarını istiyordu.
Sonra... Kalbin dışına yalnız çocuklar, kırık bisikletler, patlak balonlar çizdi çocuk.
Çizecek bir şey kalmadığına emin olduktan sonra, renkli kalemlerini aldı önüne. Önce kalbin dışını boyadı. Koyu renkler vardı etrafta. Sararmış yapraklar. Kül rengi bulutlar. Yalnız, çocukların kıyafetlerini boyamadı. Patlak balonların da rengi olmamalıydı. Kırık bisikletleri siyaha boyadı. Öylece bıraktı kalbin dışındaki dünyayı.
Sonra kalbin içini en sevdiği pembeyle boyamaya başladı. Çizdiği uzun boylu adamın üzerine giydiği kazağı mavi olmalıydı. Küçük çocuğun saçları sarı. Kadının çantasını parlak bir turuncuya boyadı. Rengârenkti burası. Balonları unutmadı. Onları da yeşil, kırmızı ve mora boyadı. Gülümseyen yüzlerin yanına minik birer yıldız kondurdu.
Resmini bitirdiğine karar verdiğinde, kâğıdı yukarıya kaldırdı ve dikkatle baktı. Bir şey eksikti sanki. Ne olduğunu anlayamadı çocuk...
Düşündü, düşündü. Düşünürken akşam oldu. Babası eve gelmiş, annesi sofrayı hazırlamıştı.
Yemeğe oturduklarında çocuk resmini gösterdi gururla. Annesi de, babası da gülümsedi. Sonra çocuğa baktılar ve “Çok güzel ama bir eksik var burada!” dediler aynı anda.
Çocuk ne olduğunu anlayamadı. Annesi onu kucağına aldı ve kulağına fısıldadı. “Bu kalbin içine bir kişi daha çizmen gerekiyor. Çünkü yakında ailemize senin gibi tatlı bir kız daha geliyor!”
Çocuk koşarak kalemini ve boyalarını getirdi. Kalbin içine küçük bir bebek çizdi. Özenle boyadı giysilerini. Minik yüzüne gülücükler kondurdu.
Yatmadan önce resmini katlayıp yastığının altına koydu. Mutluydu. Ellerini açtı. Ailesinin varlığı için, mutluluğu için, etrafındaki tüm güzellikler için şükretti. Ve tatlı bir uykuya daldı...
Seda BAYRAK DURGUT
YazarÇocuk iki gündür geçmeyen karın ağrısıyla bugün de baş etmek zorunda kalacaktı. Uyandığından beri karnında olan anlam veremediği o ağrı, yine canını yakıyordu. Annesi çocuğun hâline üzülüyor ve elinde...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Eline iki kalem aldı çocuk ve kelimeleri... Kırmızı kalemle kelimeyi, mavi kalemle anlamını... “Şefkat” yazdı önce. Fazla düşünmesine gerek yoktu. İki gün önce bir arabanın altında uyuyakalan ked...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Uzun zamandır annesini izliyordu çocuk. Annesi, gözlüğünü yakına bakarken çıkarıp uzağa bakarken takıyordu. “Anne, niye uzağa bakarken gözlük takıyorsun?” diye dayanamayıp soruverdi bir gün. “Uzağı iy...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Çocuk soru işaretleriyle dolaşırdı. Bazen sırtında bazen omuzlarında, bazen paçalarında… Hep onlarlaydı. Soru işaretleri durmadan çocuğun kafasını karıştırırlardı.Çocuk bu durumdan şikayetçi değildi. ...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT