Şenlikli Okul
Çocuk iki gündür geçmeyen karın ağrısıyla bugün de baş etmek zorunda kalacaktı. Uyandığından beri karnında olan anlam veremediği o ağrı, yine canını yakıyordu. Annesi çocuğun hâline üzülüyor ve elinden gelen her şeyi deniyordu…
“Oğlum, ıhlamur yapayım mı ballı, limonlu? İyi gelir.”
“Hayır anne istemiyorum, dün içtim ıhlamur, iyi gelmiyor.”
“Oğlum, hadi gel biraz yürüyüşe çıkalım, kedilere mama da veririz istersen?”
“İstemiyorum anne, yatayım ben.”
“Oğlum sütlaç yaptım bak yer misin? Oğlum gel çekirdek çitleyelim, oğlum bak yağmur yağıyor gel birlikte izleyelim...” Annesi elinden gelen her şeyi denedi. Ve sonunda...
“Tamam oğlum. Benden bu kadar. Biliyorum, okula gitmek istemiyorsun. Fakat sen de şunu biliyorsun ki okula gitmek zorundasın. Yarın sabah gidiyoruz. Emin ol, hiçbir şey korktuğun gibi olmayacak.” Annesi son noktayı koydu. Çocuğun odasının kapısını kapattı ve onu düşünceleriyle baş başa bıraktı.
Sabah olduğunda okulun kapısında toplanmış heyecanlı kalabalık, günün ilerleyen saatlerinde neler yaşayacağını asla tahmin edemezdi...
Öğretmenler uzun zamandır, okulun ilk günü gerçekleştirecekleri şenlik için hazırlık yapıyorlardı. Şekerlerle süslü büyüklü küçüklü ağaçlar, dev maskot hayvanlar, renkli balonlar, sulu ve tatlı meyveler, açıldığında gemi şeklini oluşturan fıskiyeler, resim yapmayı seven çocuklar için dev duvar kâğıtları ve boyalar, yazı yazmayı seven çocuklar için dev yazı tahtaları ve kalemler, bir de çocukları bekleyen öğretmenlerin gülümseyen yüzleri...
Okulun kapısı açıldığında anne ve babalarının ellerini tutan çocuklar, yaklaşık üç saniye durup şaşkınlıklarını attıktan sonra, bahçeye fırladılar. Heyecan, korku, hüzün hepsi bir anda uçup gitmişti sanki.
Günlerdir karnı ağrıyan çocuk, şenlikli bahçeye bakakaldı. Böyle bir şey düşünmemişti. İşin aslı, böyle bir şeyi aklının ucundan bile geçirmemişti. Annesine baktı. Karnı ağrımıyordu. Annesi gülümsedi. Bakışları “Ben sana demiştim.” der gibiydi. Çocuk koşarak diğerlerinin arasına karıştı. Okulun ilk günü oldukça şenlikli geçeceğe benziyordu.
Yersiz korkularıyla başa çıkmayı öğrenen çocuk, hayatı boyunca şenlikli okulun ilk gününü unutmadı...
Seda BAYRAK DURGUT
Yazar“Ortalıkta kimse yokken şu kutuyu kapının önünden alıvereyim.” dedi kıvırcık saçlı uçarı çocuk. Evlerinin önünde duran büyük karton kutuyu aceleyle odasına götürdü. Yağmur yağmak üzereydi. Kutu ıslanm...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
“Dalgalandı birden suskun deniz...” diye havalı bir giriş cümlesi sanırım iyi olur yeni yazım için...“Az önce kocaman bir yük gemisi geçti, fark etmedin mi?” dedi yanıma konan beyaz tüylü kırmızı gözl...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Annesine yardım etmek için mutfağa koştu çocuk. Bir yandan saate bakıyor, bir yandan tabakları sofraya diziyordu. Heyecanlıydı, ilk gündü bugün… Geçen yıl bayram sonrası “Allah’ım inşallah yine R...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Soğuk mu soğuk bir kış günü pencereden bakıyordu. Kar taneleri gökyüzünden damla damla akıyordu, diye bir giriş yazacaktım kiiiii. En parlak hâliyle gözlerime çarpıp kısa bir süreliğine görmemi engell...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT