İnsanların Islah Sorumluluğu
Allah, tabii varlık âlemini, kâinatı ve onun içinde yer alan canlı ve cansız bütün varlıkları bir ölçüye göre yaratmıştır; Allah’ın düzeninde kaos olmaz. Allah, yaratılıştaki mükemmelliğin ve ahengin korunması konusunda kullarını şöyle uyarır: “Düzetildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Ona, korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki Allah’ın rahmeti iyilik edenlere yakındır.”[i]
Dünya tarihi, ıslah ve ifsat mücadelesinden ibarettir, denilse yeridir. Islah, işin doğrusunu ve güzelini yapmak, yani salih amel işlemek ve işlerde meydana gelen arızaları gidermeye çalışmaktır. İfsat ise varlığın özgün yapısında meydana gelen bozulma, çürüme ve eşyanın tabiatına aykırı hareketlerdir. Sulh ve salah ile aynı kökten gelen ıslahın çoğulu maslahattır. Maslahat, iyi ve faydalı olan şeyleri ifade eder. İfsat eden ve fesada sebep olan şeylere ise mefsedet denir.
Hz. Âdem (a.s)’ın oğlu Kabil, kardeşi Habil’i öldürerek dünyada ilk ifsat hareketini başlatmıştır. Kur’an-ı Kerim, fesada uğrayan kavimlerden Nuh, Ad, Semut ve Medyen kavimlerinin feci akıbetlerinden bizleri haberdar etmiştir. Semut kavmine gönderilen Salih (a.s.), yaptıklarının ifsat olduğunu söyleyerek müfsitlerin sonunun iyi olmayacağı konusunda kavmini uyarmıştır.
Dünya tarihi boyunca bütün dünyada tamamen kötülüklerin veya tamamen iyiliklerin hâkim olduğu bir dönem hiç olmamıştır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in daveti ile başlayan “Asr-ı Saadet (Mutluluk Çağı)”te Ebu Cehil, Ebu Leheb ve Velid bin Muğire gibi müfsitler de yaşamıştır.
Hayat dinamiktir ve sürekli değişim hâlindedir. Eğer değişim iyiden kötüye doğru gidiyorsa buna ifsat, yok eğer kötüden iyiye doğru gidiyorsa buna da ıslah denir. Peygamberler ve onların vârisi olan âlimler (muslihler) daima ıslahın, müfsitler ve zalimler ise ifsadın öncüsü ve lideri olmuşlardır.
Kur’an-ı Kerim’e Göre İfsat Sayılan Eylemler:
1- Allah’ı inkâr etmek, O’nun rububiyetini kabul etmemek ve emirlerine karşı gelmek:
İman etmemek, ilahi davetten yüz çevirmek ve Allah’ın davetinden alıkoymak en büyük ifsattır. Bu tür bozulmalar, kişinin maneviyatında başlar ve kişinin nüfuzu nispetinde topluma sirayet eder. Nemrut ve Firavun, Allah’a isyanın sembol isimleridir.
2- İnsan haklarını ihlal etmek: Adam öldürmek yaralamak, zulmetmek, hırsızlık yapmak, ölçü ve tartıyı eksik yapmak, kamu düzenini bozmak, ekini (ticareti), nesilleri mahvetmek, hak ve adalet sınırını aşmak (tuğyan), bozgunculuk yapmak, her türlü aşırılık vd. Son iki yılda İsrail’in Filistinlilere yaptıkları tam olarak budur. Bozgunculara Allah lanet eder: “Fakat Allah'a verdikleri sözü belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiği ilişkileri koparanlar ve yeryüzünü fesada verenler; işte bunlar, lanet olsun onlara ve yurdun kötüsü de onlara olsun!”[ii]
3- Allah’ın yarattığı tabii dengeyi bozmak: Özellikle 20. ve 21. yüzyılda insanlığın sınır tanımayan tüketim hırsı tabiata zarar vermeye ve tabii dengeyi bozmaya başlamıştır. 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli deprem hâlâ hafızalarımızda canlıdır. İhmal ve tedbirsizlik doğal bir hareketi felâkete dönüştürmüştür.
Isınma ve barınma amacı ile ormanlar kesildi ama yerine fidan dikilmedi. Bir iş yaparken ve fabrika kurarken çevreye vereceği zarar düşünülmedi. Kimyasal sanayi atıkları çevreyi ve içme sularını kirletti, fabrika bacalarından çıkan ve atmosfere karışan zehirli duman ozon tabakasını tahrip etti.
Küresel ısınmanın bir sonucu olarak dünyanın bazı bölgelerinin hiç su bulamayacağı, bazı yerlerde ise aşırı yağışlar sebebi ile sel felaketlerinin yaşanacağı söylenmektedir. Rum Suresi 41. ayet bu gerçeği şöyle ifade ediyor: “İnsanların kendi elleri ile yaptıkları işler yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın ki belki böylece (tuttukları kötü yoldan) dönerler.”
İnsanların ve Yeryüzünün Islahı:
1- Allah’ın yarattığı fıtratı koruyarak ve O’nun emirlerine uyarak.
2- İyiliği emretme, kötülükten sakındırma: Müslüman’a ıslah sorumluluğunu, İslam’ın temel prensiplerinden biri olan “marufu (iyiliği) emretme ve münkerden (kötülük) sakındırma” görevi yüklemektedir.
3- Allah’ın nimetlerini ölçülü kullanma ve yeryüzünü imar ve ıslah için çalışma:
Dünya, bütün canlıların ortak evidir ve burada her canlının ihtiyacını görebileceği nimet ve imkânlar mevcuttur. Bizler bu dünyayı dedelerimizden ve babalarımızdan devraldık ve daha mamur bir hâlde çocuklarımıza ve torunlarımıza devretmek durumundayız. Özellikle ülkesinde ve dünyada yetki sahibi olan kimseler, sorumluluklarının bir gereği olarak yeryüzünün imarı ve ıslahı için üzerine düşeni yapmak durumundadır.
Islah sorumluluğunu özetle “fıtratı koruma ve bozulanı düzeltme” şeklinde ifade edebiliriz. Islah faaliyetine öncelikle kendimizden başlamak durumundayız.
[i] 7/Arâf, 56.
[ii] 13/Ra’d, 25.
Emine Büşra YÜKSEL
YazarHoşgörü, ailede ve içinde yaşadığımız sosyal çevrede hayatın akışı içinde cereyan eden fakat pek de tasvip etmediğimiz ifade ve olayları olgunlukla karşılamak ve en uygun tepkiyi vermektir. Hoşgörü, k...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Kâinat, Allah’ın varlığının ve kudretinin en büyük delilidir ve Allah’ın belli bir gaye için yarattığı eserler bütünüdür. Allah hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Tabiatta her varlığın bir görevi ve gö...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Sevgili okurlarımız;Yaşadığımız dünya; gökyüzüyle, toprakla, denizlerle ve içinde barındırdığı sayısız canlıyla Allahu Teâlâ’nın kudretini gösteren büyük bir ayet gibidir. Gözümüzü nereye çevirsek Rab...
Yazar: Editör
Kâinatta her şeyin yaratıcısı, sahibi ve yöneticisi Allah’tır. “Allah” lafzı, O’nun özel adıdır. Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak aklî ve ahlakî bir mecburiyettir. Çünkü akıl, zaman ve mekânı b...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL