Sebepler Zinciri
Çiçek, toprağı sevmek için bir sebepti.
Çayır, çimen, ağaç, meyve, yemiş…
Bin bir nimetin kalbi olan toprağın sunduğunu fark edince
Kalbimi sevdim.
Ay, bulut, gökkuşağı, yıldız, mavi gökyüzü...
Hepsi göğü sevmeye birer vesileydi.
Bir nizam, bir intizamla örülmüş bu âlemde sebepler zinciriyle sarıldım güzelliğe.
Bir anne ile çocuğun kan bağıydı sebep,
Yavrusuna yönelen şefkat,
Evladın evi süsleyişi,
Sevginin doruğa çıkışıydı.
Yeni nesillerin varoluşu,
Sevgiyi çoğaltmanın, yeryüzüne yaymanın bahanesiydi.
Varlığa yol veren Yüce Rab,
Birçok şeyi birbirimize sebep kıldı.
“Ol!” dediğinde her şeyi olduran O,
Sebeplerin neticesiyle bizi dayanıklı eyledi.
Hastalıkları şifaya ulaşınca şükür vesilesi yaptı.
Azaldıkça ten yüceldi can.
Ölümü felahın kapısı kıldı.
Çünkü ani olan her şey can yakar.
Ama sabreden, yakışır kaderine.
Sevdim sebepleri…
Her sancıda anneliği beklemeyi,
Her geceyle doğacak güneşi,
Her kırıkla Bir’le bütünleşmeyi,
Her yokuşta zirveyi,
Her damlada deryayı sevdim.
Sevdim sebepleri;
Acıtmadan dokunduğu için,
Acıtsa da alıştırdığı için.
Yokuşlar çıkışa sebepti,
Dizlerimin bağı çözülse de
Varlıktan sonra yokluğu,
Yokluktan sonra varlığı sevdim.
Varlık gidince emanet bilincini
Uzadıkça örülebilen saçlarımı,
Yandıkça değen gölgeyi,
Kurudukça gelen yağmuru,
Islandıkça yüzüme doğan güneşi sevdim.
Dünya kokuştukça
Toprağın kokusuna daha çok yöneldim.
İnsan bozuldukça
Goncayı, tomurcuğu,
Çocuğu ve çocukça her şeyi sevdim.
Ruhun arınmışlık damarına sebep bilip
Sevdim sadeleşmeyi.
Sevdiklerimin sır perdesini kaldırmadan
Çizgi çizgi oluşan hayatlarına hayran kaldım.
Dertlerime ram oldum,
Hiç gocunmadan öğrendim.
İnce ince sevilmenin şifasıyla,
Rabb’imin beni sebeplerle halk ettiğini bildim.
Ve üzerime sindirdiği terbiyeyi sevdim.
Kalbim dermanım oldu,
Işığım, suyum…
Sebepleri sevdikçe hâllenip genişledim.
Darlanmadım.
Gönül kentim, gönül kendim oldum.
Dikenlerin ucunda gülendim,
Kanla yeşerdim.
Vaktin sevdası hep ısıttı beni.
Çalıştıkça güçlenmeyi,
Kopmayan zincirleri,
Her kapının başka bir kapının habercisi oluşunu sevdim.
Bitmeyen bir şevk,
Her işin ardından çoğalan sevgiyi…
Mezun ettikçe öğrencilerimi,
Topluma kattıkça öğretmen olmayı sevdim.
Gönülleri iyileştirdikçe yazmayı,
Yazı vesilesiyle uğradığım yürekleri,
Onların şahitliğini sevdim.
Hastane odalarında günlerce yatıp
Ölüme yakınlığı içselleştirmeyi sevdim.
Zor denilen nice işte
Aklımın tahammülünü, ruhumun direncini…
Sebeplerin bana kattıklarını düşündükçe
Daha çok sevdim.
Tohumu uçurup başka yerlere bırakan rüzgârı,
Birbirine değmeden düşen yağmur tanelerinde
Tek gelip tek gitmenin hikmetini düşündüm.
Rahmeti, yalnızlığı ve kendimle yüzleşmeyi sevdim.
Ne için dua ettiysem,
Çaba gösterdiysem
O yolda açılan her kapıyı sevdim.
Kitabı, okumayı,
Yaz-kış demeden konuştuğumuz kalabalıkları…
Açılmasını istediğim kilitlerin anahtarlarına olan inancı sevdim.
Sebepleri halk eden Rabb’im,
Her sebebin içinde inşirahı dalga dalga ruhuma yayarken
Teslimiyetle büyümeyi sevdim.
Keşke demeden,
Reddetmeden hoşça bakmayı öğrendim.
İçimde çoğalan şelalelerin çağlayan sesini sevdim.
Beklentiye girmeden,
Ummadan yaşamayı…
Daha çok sevmeyi,
Vermeyi, paylaşmayı öğretti bana sebepler.
Sebepler, kalbimin sebepsiz atmadığını gösterdi.
Ve bu kıymetli ömrün heba edilmeden yaşanması gerektiğini…
Zincirin halkalarına dokunmadan,
Sırlarla, rahmetle, hikmetle örülmüş bu ömür zinciri halkalarını
koparmadan yaşamak gerek. Vesselam...
Nilüfer Z. AKTAŞ
YazarBazen kokulardır nostalji… Alır götürür sizi bir yerlere… Çocukluk koklarız en çok da. O tarifsiz bir güzelliktir; gül gibi, leylak gibi...Çocukluğumun geçtiği iki katlı, çokça odası olan bir evdi bab...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Yaza rayiha katan esinti Geceye gün damıtan yıldızlar...Bir İstanbul muştusu verir gözlerim fetih arifesi İstanbul’u anlamak, bir şehri değil, bir efsaneyi çözmeye çalışmaktır. Marmara ile Karadeniz a...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Zeyd bin Sabit Hazretleri, “Peygamberimiz (s.a.v.)’in toplum içine katılarak çeşitli konularda sahabesi ile sohbet ettiğini” belirtiyor. Katıldığı davetlerde sırf arpa ekmeği ve hurma bile olsa onu şe...
Yazar: Sema KORKMAZ
Tüm elbiseler dünyayı hatırlatıyorİğretiO da faniliği...Bir cenaze merasiminden birkaç gün sonra merhumeye ait eşyalar, elbiseler toplanırken yazmıştım bu dizeleri.Sandığından çıkan nerdeyse iki yüz y...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ