Hz. Peygamber’den Sevgi Öğütleri
Hz. Peygamber (s.a.v.), asıl amacının Allah’ı sevmek ve bu sevgiyi başkalarına da aşılamak olduğunu belirtmiştir. Bu doğrultuda, tebliğ ve insanlarla iletişiminde sevgiyi merkeze almış ve sosyal yaşamda muhabbetin egemen olmasını sağlamak amacıyla tavsiyelerde bulunmuştur. Onun sevgisi, Kur’anî değerlere dayanmaktadır.
Allah, yarattığı tüm varlıkları sevdiği gibi, Hz. Peygamber (s.a.v.) de her bir yaratılanı sevgiyle kucaklamıştır. İnsan, Allah’ın yarattığı en değerli varlık olduğundan, muhabbetin en çok insanlara yönelmesi gerektiğine inanmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.); ırk, renk, kültür veya inanç fark etmeksizin her insanın değerli ve sevgiye layık olduğunu ifade etmiştir.
Allah, sevgi duygusunu insanın yaratılışında var etmiş ve bu konuda gerekli mesajları peygamberler aracılığıyla tüm insanlara iletmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.), sevgiyi en değerli kılanın, her şeyi sadece Allah için sevmek olduğunu vurgulamıştır. Asr-ı Saadet’te, birbirine düşman olan kişiler arasında bile, Allah için sevgi duygusu oluşmuş ve Medine’deki ensar ve muhacir arasında kardeşlik bağı kurulmuştur. Bu, sevgi ve yardımlaşmanın güçlü bir şekilde hissedildiği bir toplum yaratmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.v.), toplumda sevgi değerini güçlendirmek için, "Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki iman etmeden cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de mü’min olamazsınız. Aranızda sevgiyi artıracak olan şeyi size haber vereyim mi? Selamı aranızda yayınız." şeklinde bir öğüt vermiştir.
Sevgi, gerçek imanın bir göstergesi olarak, bireyler arasında barış, fedakârlık, şefkat ve yardımlaşma gibi faziletlerin gelişmesine yardımcı olur. Ayrıca, "Hiçbiriniz, kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için istemedikçe, iman etmiş olmazsınız." diyerek, sevginin kalıcı hale gelmesi için bu değerin hayatın her alanında uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
Bu öğüt; tüm bireylerin, statü ve meslek farkı gözetmeksizin, yaşamlarında uygulaması gereken temel bir ahlaki kuraldır. Sevgi ve kardeşlik üzerine kurulu bir toplum düzeni, huzur ve güven ortamını tesis eder. Hz. Peygamber (s.a.v.), sevginin yaşamın her alanında vurgulanması gerektiğini söyleyerek, çevresindeki insanlara da sevgiyle hareket etmelerini öğütlemiştir. "
Mü’min, kendisine yakınlık duyulan kişidir. Yakınlık duymayan ve duyulmayan kişide hayır yoktur." diyerek, İslâm toplumunun sevgi dolu bireylerden oluşması gerektiğini ifade etmiştir. Bu öğretiyi hayatında benimseyen bir insan, zamanla sevgiye dayalı bir yaşam tarzı geliştirecek ve toplumda huzurlu ilişkilerin oluşmasına katkı sağlayacaktır.
Editör
YazarPeygamberler, tarihin kötü seyrini değiştirmek ve zorbaların zulmüne müdahale etmek için Allah’ın insanlığa gönderdiği seçkin ve kâmil insanlardır. İslâm tarihi, aynı zamanda peygamberler tarihidir. Ç...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Sultan II. Mustafa’nın diğer bir kızıdır. 13 Ekim 1696’da dünyaya geldi. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın oğlu Maktulzâde Ali Paşa ile nişanlandı. Babası II. Mustafa, nişanlanan ya da nikâhlanan öteki...
Yazar: Bengisu HAYAT
Bir süredir İsveç Göteborg’dayım. Soğuk ama temiz havası, geniş cadde ve sokakları, yemyeşil ormanları ve kıyılarında çöp yığınları olmayan sayısız gölleriyle, daha önce de birkaç kez bahsettiğim gibi...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Ramazan ayı, aileyle birlikte vakit geçirmenin, değerleri paylaşmanın ve ibadet bilincini güçlendirmenin harika bir fırsatıdır. Özellikle yemek vakitleri, çocuklar için hem eğlenceli hem de öğreticidi...
Yazar: Editör