Eski Anne Babalar Psikolojinin P’sini Bilmezken
Sosyoloji mezunu köşe yazarı bir veli; “Hocam, eski anne babaların birçoğu doğru dürüst okuma yazma bilmedikleri gibi, psikolojinin P’sinden de anlamazlardı. Buna rağmen çocuk eğitiminde yetersiz değillerdi. Günümüzdeki anne babaların birçoğu lise ve üniversite mezunu oldukları gibi, çocuk eğitimiyle ilgili de birçok kitap okumaktadırlar. Buna rağmen günümüzdeki anne babaların çocuk eğitiminde yetersiz olduklarını görüyoruz. Bunun sebepleri neler olabilir?” diye bir soru sormuştu.
Okur Yazar Anne Babalardan Üniversite Mezunu Anne Babalara
Ülkemizin içinde bulunduğu şartlardan dolayı -malumunuz olmak üzere- eski anne babaların birçoğu -bırakın psikolojiyi- doğru dürüst okuma yazma dahi bilmezdi. Annelerin birçoğu, bulundukları yerde okul olmadığı için okuma yazma öğrenemediler. Öğrenenler de özel gayretleri ile öğrenmişlerdi. Babalar da aynen anneler gibi, okula gidemediklerinden okuma yazma öğrenemediler. Öğrenenlerin birçoğu da askerde öğrenmişlerdi. Onların öğrendikleri okuma yazma da ancak bir mektup yazıp okuyabilecek kadardı.
Sonraki kuşakta köy ve kasabalarda ilkokullar açılmış, o zaman çocuk olanların birçoğu ilkokulu bitirmişlerdir. Bazı yörelerimizde kız çocukları, değişik mazeretler adı altında aileleri tarafından okula gönderilmemiş olsa da birçoğu bir iki yıl da olsa okula giderek okur-yazar olmuşlardı.
Günümüzdeki anne babaların ise en az ortaokul mezunu oldukları, birçoğunun ise lise ve üniversite mezunu olduklarını görüyoruz. Zorunlu eğitim on iki yıla çıktığı için bundan sonra anne babalar da en az lise mezunu olacaktır.
Anne babalar, en az lise mezunu olunca teknoloji ve teknolojinin beraberinde getirdiği yenilikleri de yakından takip edebilmektedirler. Günümüz anne babaları her konuda olduğu gibi, çocuk eğitimi konusunda da teknolojinin getirdiği bütün yeniliklerden faydalanabilmektedirler. Eskiden insanlar bilgiye ulaşmak için köy köy, şehir şehir dolaşırken günümüzde her türlü bilgiye akıllı telefonlarla parmak ucuyla dokunarak ulaşabilmektedirler.
Eski Anne Babalar Psikolojinin P’sini Bilmezken
Eskiden anne babalar, çocuk eğitiminde akademik bilgilere ulaşamadıklarından çocuklarını, içinde bulundukları kültüre ve anne babalarından gördükleri şekilde yetiştirmeye çalışırlardı. Yine çocukların eğitiminde sadece anne babalar etkili olmadığı için yalnız da değillerdi.
Aileler geniş aile olduğu için dede, büyükanne, aile büyükleri, çevre ve toplumsal değerler de çocuk eğitiminde kendini hissettiriyordu. Yani çocuklar, kitabına ya da psikolojiye göre değil, içinde bulunduğu toplumun değerlerine göre yetiştirilmeye çalışılırdı.
Çocuklarda olumsuz bir davranış görüldüğü zaman, aile büyükleri ya da çevredekiler gereken müdahaleyi yapabiliyorlardı. Ve bu müdahaleye anne babalar tepki vermedikleri gibi onu desteklerlerdi. Çünkü kötü arkadaş ve kötü çevrenin dönüp dolaşıp kendi çocuklarını bulacaklarını biliyorlardı. Günümüzde ise bırakın çevreyi, çocuğa öğretmeni dahi müdahale edememektedir. Ettiği takdirde veliler şikâyet için üst mercilere gitmektedirler.
Geçen gün sınıfımda, sürekli arkadaşlarını rahatsız edip sınıfın huzurunu bozan bir çocuk vardı. Ben de bunu kontrol amaçlı olarak tek başına en ön sıraya oturttum. Bir saat sonra annesi çıkıp geldi: “Hocam, sen benim çocuğuma nasıl ceza verirsin?” diye söylenmeye başladı.
Sınıf disiplininden bahsetsem de anlamıyordu. Peki, çocuğunuz arkadaşlarını rahatsız ettiğinde ne yapmamı gerektiğini söylediğimde; “Beni ara, ben gelip cezasını veririm!” dedi. “Ya!” dedim, ”Senin çocuğun on dakikada bir yaramazlık yapıyor, ben on dakikada bir sizi mi arayacağım?” “Evet!” dedi. “Kusura bakma, ben burada öğretmenim; telefon sekreteri değilim, sıkıntınız varsa okul idaresiyle görüşün.” dedim.
M. Emin KARABACAK
YazarSabah kahvaltısı, çocuğun kendisine ve okuluna verdiği önemi ifade etmektedir. Okulu seven çocuklar, okula kahvaltı yaparak giderler. Bu çocukların kendilerine güvenleri tam olduğu gibi, arkadaş...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Eskiden fakirlik olduğu için çocuklar da yoktan anlarlardı. Kılık kıyafetlerin yenisi sadece bayramlarda alınırdı. Ramazan Bayramı’nda alınan bayramlıklar giyildikten sonra tekrar Kurban Bayramı’nda g...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in amacı ise sadece insanların davranışlarını düzeltmek değil, kalplerine hitap ederek onları içten değiştirmekti. O; çıkarcılığa, kabileciliğe ve kana dayalı güvensizlik üzerin...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Kardeşlik… Sözün sadeliğinde derin bir çağrı gizli. Öyle ki insan ruhunu birbirine bağlayan bu kavram, sadece bir kan bağıyla değil, gönül bağıyla da örülür. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Veda Hutbesi’nde ...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU