Hepsi Bir Evde mi?
Ben sekiz yaşındayken, Vefa’dan Fatih’e, otuz altı dairelik büyük bir apartmana taşınmıştık. Komşularımızın çoğu Karadenizli olduğu için, bizim adımız Malatyalılardı. İlk tanışırken, komşumuz Hafız Hanım -(ki o zaman annem ve o 38 yaşındalar-) anneme kaç çocuğu olduğunu sormuş, annem de “Yedi!” deyince, “Hepsi bir evde mi?” diye çok şaşırmıştı. Biz de onun bu kadar şaşırmasına çok gülmüştük. Hafız Hanım evli olmadığı için şaşırması normal karşılanabilir ama annemlerin jenerasyonunda yedi sekiz çocuğunun olması olağan bir durumdu. Bırakın ikiyi, üçü;, dört çocuğu olana bile “Siz az çocuk yapmışsınız.” denirdi.
Bize gelince, yani seksenler ve doksanlarda, bu sayılar üçe, dörde, üçe hatta ikiye düştü. Özellikle seksenlerde, ciddi bir aile planlaması yapılıyordu. Hatırlıyorum da benim üç, ablamın dört çocuğu olmasına, insanlar bayağı tepki göstermişlerdi. Hatta üniversite okuduğumuz hâlde bu kadar çok (!) çocuk sahibi olmamıza şaşıranlar olmuştu.
O zamanlar sezaryenle doğumlar da artmaya başlamıştı. Sezaryen birçok yönden çocuk sahibi olmayı kısıtlayan bir doğum yöntemi. Şimdilerde ise bu oran daha çok arttı. 2024 verilerine göre, doğumların yüze 61,5’u sezaryenle yapılıyor ki bu oran, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği sınırın tam dört katı. Avrupa Birliği ülkeleri arasında ise oran yüzde 29.
Günümüze gelindiğinde ise, bunların yanı sıra doğum oranının düşmesinin başka birçok sebebi var. Bunlar arasında, ağırlaşan hayat şartlarına paralel olarak, kadınların çalışma hayatı içinde daha çok yer alması, annelik izinlerinin kısa olması ve hatta evlilik yaşının yirmilerden daha çok otuzlara çıkması bile sayılabilir.
Çoğu Avrupa ülkesinde annelik izninleri bir sene ve bir senenin sonunda anne işe döndüğünde, baba izin kullanmaya başlıyor. Çocuk 15-16 aylık olunca da kreşe başlıyor. Batı dünyasında da nüfusun yaşlanma problemi olduğundan, çocuk sahibi olmayı teşvik için kanunlar oldukça iyileştirilmiş durumda. Devlet ayrıca çocuklar için belli bir ödeme yapıyor ve bu da eğitim masraflarına oldukça katkıda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Yyardımcısı Cevdet Yılmaz yaptığı açıklamada, en kısa zamanda Nüfus Politikaları Kurulu oluşturulacağı ve bu kurul dâhilinde nüfusun yaşlanmasını önlemek için çalışmaların hızlandırılacağı bilgisini verdi. Bu konuda işverenlerin de devletle iş birliği halinde olması önemli.
Biraz daha basite indirgeyerek söyleyelim, en azından, yeni evli bir kadını işe alırken sadece yeni evli olduğu için tereddüt göstermemeli. Ülkemizin geleceğini düşünüyorsak herkes gerektiği gibi elini taşın altına koyabilmelidir.
Raziye SAĞLAM
YazarBülbül gibi güle aşık değilsenNe dikene dokun ne gülü incitMaşuka gönülden bağlı değilsenNe yüreğe dokun ne kulu incitGül kokarsın bahçesinde gezersenMuhterizsin gül yaprağı ezersenGülşenlere kara yaz...
Şair: Hulusi TATAR
Hz. Dıhye, Medineliydi. Asıl ismi “Dıhye bin Halife” idi. Fakat o, “Dıhyetü’l-Kelbî” ismiyle meşhur olmuştu. Sima olarak ashâbın en güzel olanıydı. Cebrail birkaç defa Peygamberimiz’e onun suretinde g...
Yazar: N.Nida DURAN
Sevgili çocuk dostlarım;Hafize Teyze bu bağbozumunda, üzüm bağlarını durumu iyi olmayan köylülerle paylaşmaya karar verdi. Bugün de üzümler toplanacak. Bütün köylülerin gelmesiyle birlikte; türküler, ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Muslih (s.a.v): Islah Edieci, Düzene KoyucuSevgili Peygamberimiz’in mübarek isimi şeriflerinden biri de “Muslih”tdir.Tarih, en kapsamlı ve en mükemmel ıslah faaliyetinin Hz. Muhammed (s.a.v.)’in gerçe...
Yazar: Editör