Gönülde Açan Güller
Bahçıvan Ali, yurdun bahçesinde ki gül fidanlarının dibini çapalıyordu. Gül fidanları gonca vermeye başlamışlardı. Gözleri bu goncalardaydı. Sabırla açmalarını bekliyordu. Yurdun kapısında Mehmet belirdi. Mehmet bu sene yurtta yatılı kalmaya başlayan güler yüzlü bir çocuktu. Bugün nedense bakışlarında bir hüzün vardı. Bahçıvan Ali’nin yanından geçerken;
- Kolay gelsin Ali Amca.
- Sağ ol Mehmet. Ne bu hâlin, bugün yüzünden düşen bin parça.
- Şey, bir şey yok Ali Amca.
Konuşmak istiyor da konuşamıyor gibiydi. Bahçıvan Ali onu iyi tanırdı. İşini bırakıp gel şu bankta biraz oturalım dedi. Birlikte gidip güllerin hemen önünde ki banka oturdular.
- E… Söyle bakalım.
- Şey, ailemi özledim. Bizim köyümüzde okul yok, ilçede okumak zorunda kaldım. Sonrada buraya geldim.
- Ne güzel işte. Burada ilim öğreniyorsun, yarın bir gün bu hasrette bitecek, ailene geri döneceksin.
İkisi de bir süre sustular. Sonra Bahçıvan Ali;
- Şu tomurcuklara baktığım zaman sizler geliyorsunuz aklıma. Günün birinde bilginizle bir gül olup açacaksınız, gönüllere ilminizle nice gül fidanları dikeceksiniz. Onlarda bir gün tomurcuğa duracak. Düşünsene Mehmet, güller diyarında yetişmiş bir birey olarak memlekete faydalı olacaksınız. Sende azıcık aile hasreti çekmeye değmez mi? Bende hasretle gül tomurcuklarının açmasını bekliyorum, bugün yarın açtı açacaklar. Gerçi şimdi de yurdumuzda çok gonca gül var ya.
Sözlerini bitirmen tebessüm ederek Mehmet’e baktı. Mehmet ise gül fidanlarına göz gezdiriyordu.
- Ne çok tomurcuk var, çok gül açacak gibi.
- Bu yurtta çok gül fidanı var, yarın bir gün hepsinin de gönüllerinde güller açacak inşallah. Eee söyle bakalım, derslerin nasıl?
- Çok iyi.
Ali müsaade isteyerek yurda girdi. Çalışması gereken dersler vardı. Ali Amcanın sözleri aklına geldikçe mutlu oluyordu. Ne demişti Ali Amca; “Bu yurtta çok gül fidanı var, yarın bir gün hepsinin de gönüllerinde güller açacak inşallah.”
Emine Yılmaz DERECİ
Yazarİki sincap ceviz ağacının dibinde ceviz arıyordu. İçlerinden biri, bir çıtırtı duyunca diğerini uyardı:-Kaç birileri geliyor!İkisi de var güçleri ile yakında bulunan kestane ağacına doğru koştular. Ağ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Yavru tavşanlar, çayırlıktaki yuvalarında mutluydular. Anne ve babaları onlara yiyecek getirir, küçük oldukları için sık sık dışarıya çıkmalarına izin vermezdi. Anne tavşan her zaman yavrularına nasih...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Kiraz, ağacında açan çiçekleriyle baharın, meyvesiyle yazın müjdecisidir. Ağaçları, hem göz alıcı güzellikleri hem de sundukları lezzetli meyvelerle pek çok kişinin bahçesini süsleyen kiraz, küçük ve ...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Köy evinin kileri oldukça büyük olmasına rağmen içi tıkış tıkıştı. Bir köşeye un çuvalları, yağ tenekeleri, bir köşeye pirinç, şeker, tuz paketleri dizilmişti. Kilerin duvarındaki raflarda tencereler,...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ