Gençliğin Omuzlarında Yükselen Bir Vatan
15 Temmuz 2016 gecesi, Türk milleti tarihinde eşine az rastlanır bir sınavdan geçti. O gece yalnızca bir darbe girişimi yaşanmadı; aynı zamanda milletin iradesine, demokrasimize ve bağımsızlığımıza doğrudan yapılan bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. Ancak halkımız, o karanlık geceyi cesaretiyle ve birliğiyle aydınlığa çevirerek tüm dünyaya unutulmaz bir ders verdi.
Tankların, silahların ve savaş uçaklarının karşısında dimdik duran insanlar sadece asker değildi. Sokaklara çıkanlar arasında öğrenciler, öğretmenler, işçiler, doktorlar, anneler, babalar ve gençler vardı. Her yaştan, her meslekten insan, hiçbir çıkar beklemeden, sadece vatan sevgisiyle hareket etti. Ellerinde silah yoktu ama yüreklerinde büyük bir cesaret, özgürlük arzusu ve demokrasiye bağlılık vardı.
15 Temmuz, yalnızca bir direnişin değil, aynı zamanda bir dirilişin adıdır. O gece millet olarak farklılıklarımızı bir kenara bırakıp ortak bir ruhla tek yürek olduk. Siyasî görüşlerimiz, yaşam tarzlarımız, dünya bakışımız farklıydı belki ama bizi birleştiren ortak bir değer vardı: Vatan sevgisi. Hepimiz, özgür ve bağımsız bir Türkiye'yi koruma iradesinde buluştuk.
Sevgili gençler, unutmayın ki sizler bu ülkenin sadece geleceği değil, aynı zamanda bugünüsünüz. Eğitim hayatınız, fikirleriniz, duruşunuz ve değerlerinize sahip çıkışınızla bu ülkenin yönünü belirleyecek olan sizlersiniz. 15 Temmuz, sizlere önemli bir sorumluluğu da hatırlatıyor; demokrasiye ve cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkma sorumluluğu.
Demokrasi; sadece seçimde oy kullanmak değil, aynı zamanda düşünce özgürlüğüne saygı duymak, farklı sesleri dinlemek ve haksızlığa karşı durmaktır. Bilinçli bireyler olmak, olup biteni sorgulamak, doğru bilgiye ulaşmak, yanlışı fark etmek ve doğrudan yana olmak gençliğin en büyük gücüdür. Bu gücü doğru kullandığınızda hem kendi geleceğinizi hem de ülkenizin geleceğini aydınlatırsınız.
Eğer bugün özgürce yaşıyorsak, düşüncelerimizi korkmadan dile getirebiliyorsak ve bayrağımız dalgalanıyorsa bunu geçmişte canı pahasına mücadele eden kahramanlara borçluyuz. 15 Temmuz şehitleri ve gazileri, bu fedakârlığın en yakın tanıklarıdır. Onlar, bir geceyle sınırlı olmayan büyük bir destanın kahramanlarıdır.
Her 15 Temmuz’da, sadece geçmişi anmakla kalmamalı; aynı zamanda geleceğe olan sorumluluğumuzu da hatırlamalıyız. O gece yazılan destan, genç nesillerin hafızasında bir uyarı değil, bir bilinç olarak yer etmelidir.
Çünkü vatan, en çok da onu korumaya hazır olanların yüreğinde yaşar. Ve bu yürek, bugün siz gençlerde atıyor.
Editör
YazarMuzaffer: Zafer Kazanan, Üstün Olan (s.a.v.)Sevgili Peygamberimiz’in mübarek ism-i şeriflerinden biri de “Muzaffer”dir.Hz. Muhammed (s.a.v.)’in zaferleri, hem İslâm tarihinin hem de insanlık tarihinin...
Yazar: Editör
Anadolu irfanı; sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma, kanaatkârlık ve maneviyat gibi köklü değerler üzerine kurulu kadim bir halk bilgeliğidir. Bu bilgelik yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılmış, ...
Yazar: Editör
Bir varmış bir yokmuş… Çok ama çok uzaklarda, büyük bir padişahın küçük bir oğlu varmış. Adı Mehmet’miş. Bu Mehmet öyle sıradan bir çocuk değilmiş; çok meraklı, çok zekiymiş.Küçük yaşta kitaplar okuma...
Yazar: Editör
El-Müntakim: Suçluları Hak Ettikleri Şekilde CezalandıranEl-Müntakim, Yüce Allah'ın güzel isimlerinden biridir ve "suçluları hak ettikleri şekilde cezalandıran" anlamına gelir. Bu isim, Allah'ın adale...
Yazar: Editör