ESTERGON’DA ÇÖZÜLEN SIR
Hüsrev Paşa, sadrazamın elini öpmek için eğildi. Bir de ne görsün? Sadrazamın eteğinde kan lekeleri vardı. Durakladı ve şaşırdı. İçine bir şüphe düştü. Yavaşça başını kaldırdı. Sadrazamın aksakalına dikkatle baktı. İçinden, “Evet, o ihtiyar savaşçı, Lala Mehmed Paşa’nın ta kendisi.” dedi. “Paşa baba, o sendin, sendin! Bizim yapamadığımızı küçük bir birlikle sen yaptın, o ihtiyar savaşçı sendin!” diyerek, sevinçle sadrazamın eline sarıldı, ayaklarına kapandı. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Sadrazam, Vezir Hüsrev Paşa’yı tutup kaldırdı. Tebessüm ederek alnından öptü. Sonra şöyle dedi: “Bundan kimseye bahsetme! Biz şöhret için dövüşmedik. Allah’a ve padişahımıza karşı vazifemizi yaptık. Şimdi sıra Estergon’da. Gün gayret günüdür. Göreyim seni, paşalığının hakkını ver!”
İsmail ÇOLAK
YazarBilim tarihinin erken dönemlerinden itibâren pek çok İslâm âlimi, yaptıkları çalışmalarla adlarından söz ettirmişlerdir. Birçok bilim dalının temellerinin atılmasında, ilmî ve kültürel alanlarda mühim...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Ramazan Bayramı; Ramazan ayının bitiminden sonraki üç gündür. Bayramlar bizlerin en önemli sevinç günleridir. Bayramlarda Allah’ın rahmeti, merhameti ve şefkati insanların yüreklerine iner; insanla...
Yazar: Naciye BEYZA
Sevgili çocuklar; İslâm dininde yardımlaşma çok önemli bir yer tutar. Bunun en güzel olanı karşılık beklemeden yapılan yardımdır. Kimselere duyurmadan, mümkün olduğunca gizli yapılanlardır. Hani de...
Yazar: Sırrı ER
Çanakkale’nin köylerinden her gün bıyığı henüz terlememiş, çocuk denilebilecek yaştaki yüzlerce genç, savaşa katılmak üzere birliklere katılıyordu. Kısa süreli bir eğitimden sonra bölük bölük cepheye ...
Yazar: İsmail ÇOLAK