EDİTÖR’DEN MERHABA
Bir Anadolu kasabası olan Darende’de dünyaya gelmişti Hulûsi Efendi. Kanatlı kapılı büyük evlerinin bahçesi sanki bir gül bahçesiydi. Gül dallarının, meyvelerle dolu kayısı ve elma ağaçlarının altında oynar, gününü tabiatla iç içe geçirirdi. Bu güzel ortamda iyi ahlâklı bir çocuk olarak yetiştiriliyordu. Babası Hasan Efendi onun eğitimine de çok önem veriyordu. Henüz memleketimizde arabalar bu kadar çoğalmadığı için, evlerinin ihtiyacını, babası at ile giderek çarşıdan alıp getiriyordu. Bir gün Hulûsi Efendi, babasıyla çarşıya gitmek istediğini söyledi. Babası da onu atının arkasına aldı ve yola koyuldular. Sıcaktan mıdır nedir, at biraz huysuzluk ediyordu. Hasan Efendi’nin elinde kamçısı olmadığı gibi, bir çubuk bile yoktu. Bir ağaçlık alandan geçerken yavaşça durdu. Cebinden Sivas yapımı kemik saplı, işlemeli bıçağını çıkardı, oğluna uzattı ve şöyle dedi: - Evladım Hulûsi, şuradan bir ağaç çubuk kes de ver, atımızı sürelim. Aşağıya atlayan Hulûsi Efendi, ağaçlara doğru gitti. Fakat yapraklı bir söğüt dalını kesmeye eli varmadı. "Onların da canı var, Allah’ı zikrediyorlar. Üstelik biz insanlara oksijen üretiyor, çevremizi güzelleştiriyorlar." diyerek bir tek çubuk bile kesmeden geri döndü. Babası meraklı, biraz da sert bir şekilde sordu: - Niçin eli boş geldin oğlum? Çocuk yaşta birinden beklenmeyen bir cevapla karşılaştı: - Allah’ı zikreden canlı bir ağaç dalını kesemem. Atalarımız "Yaş kesen baş keser." dememiş mi, dedi. Babasının sert çizgilerle dolu yüzü gülücükler saçmaya başladı. Atından çabucak indi, çocuğunu bağrına bastı. O arada dudaklarından şu cümleler dökülüyordu: - Ey Yüce Allah’ım! Atalarımıza lâyık bir torun, bütün yarattıklarına karşı saygılı ve gönlü sevgi dolu bir evlat verdiğin için sana sonsuz şükürler olsun. Bir çocuk ruhundaki büyük dünya, o yolculuktaki konuşmalarla ne güzel ortaya çıkmıştı. O gül gönül sahibi aradan yıllar geçecek, yaşadığı çevreyi ve tanıştığı her insanın gönlünün gül bahçesine çevirecekti…
Musa TEKTAŞ
YazarSevgili çocuk dostlarım; Size Mardin'den son kez yazıyorum. Aslında sizlere tanıtmaya çalıştığımdan çok daha fazlası var Mardin'de ama bence benim anlattıklarımı ve diğer kalanları sizler de gezin ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Ramazan Bayramı; Ramazan ayının bitiminden sonraki üç gündür. Bayramlar bizlerin en önemli sevinç günleridir. Bayramlarda Allah’ın rahmeti, merhameti ve şefkati insanların yüreklerine iner; insanla...
Yazar: Naciye BEYZA
- Kıymetli hocam öncelikle kısaca özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?- 1954 Elâzığ doğumluyum. Sırasıyla Malatya İmam-Hatip Lisesi, Erzurum Yüksek İslâm Enstitüsü’nden mezun oldum. Görev itibarıyla ...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Sevgili çocuklar; İslâm dininde yardımlaşma çok önemli bir yer tutar. Bunun en güzel olanı karşılık beklemeden yapılan yardımdır. Kimselere duyurmadan, mümkün olduğunca gizli yapılanlardır. Hani de...
Yazar: Sırrı ER