Birlik ve Beraberlik Ruhu
Allah (c.c.) Âl-i İmrân Sûresi 103. ayetinde "Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” buyuruyor. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir defasında ashabına şöyle buyurmuştu: “Allah’ın peygamber ya da şehit olmayan öyle kulları vardır ki kıyamet gününde Allah’a olan yakınlıkları sebebiyle, peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler.”
Bu büyük müjdeyi işiten sahâbe-i kirâm, “Ya Rasûlallah! Bunlar kimlerdir?” diye sordu. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şu cevabı verdi: “Bunlar, aralarında akrabalık bağı ya da herhangi bir menfaat bulunmayan, sırf Allah için birbirlerini sevenlerdir.”
Yüce dinimiz İslâm, tevhid ve vahdet dinidir. Birlik ve beraberlik dinidir. Yardımlaşma ve dayanışma dinidir. Dinimiz, toplumun bütün fertleriyle iyilik ve adalet esasına dayalı ilişkiler kurmamızı, sevgi ve saygı içinde kardeşçe yaşamamızı, şefkat ve merhametle birbirimize muamele etmemizi emretmiştir. Birbirimize sırt dönmeyi, ilgi ve alakayı kesmeyi, kardeşlik bağlarını koparmayı, her türlü olumsuz söz ve davranışta bulunmayı da yasaklamıştır.
İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy,
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
diyerek bu ayet-i kerimeyi muhteşem bir şekilde anlatmaya çalışmıştır.
Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz de bir hadis-i şerifinde bizleri şöyle uyarmaktadır: “Birbirinizle ilgi ve alakayı kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun.”
Bizler, aynı dine inanan, aynı Allah’a kulluk eden, aynı kıbleye yönelen, aynı kitabı rehber edinen, aynı Peygamber (s.a.v.)’e gönül veren mü’minleriz. Dünyaya barış ve adaletin en güzel örneklerini sunan, din, vatan, bayrak ve mukaddesat uğruna fedâ-yı can eyleyen şanlı bir ecdadın torunlarıyız.
Başa kakmadan, karşılık beklemeden, kökenine, inancına, mezhebine ve düşüncesine bakmadan, insan onurunu rencide etmeden ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi kendine şiar edinen bir medeniyetin temsilcileriyiz. Böylesine köklü bir medeniyetin mensubu olan bizlere düşen, kardeşlik ahlakını kuşanmak, gönül alıcı söz ve davranışlarla birbirimizin hukukunu gözetmektir.
Hürriyetimizin nişanesi, hepimizin ortak yurdu olan cennet vatanımız, ecdadımızın bizlere bir emanetidir. Şanlı bayrağımız bağımsızlığımızın sembolüdür; gölgesinde kardeşçe yaşayabilmek için hepimize yer vardır. Şehadetleri dinin temeli olan ezan-ı Muhammedî, bizleri birliğe ve kardeşliğe çağırmaktadır.
Öyleyse farklılıklarımızı bir zenginlik kabul edelim. Bizi kardeş kılan, bizi millet yapan değerlerimize sımsıkı sarılalım. Allah Rasûlü (s.a.v.)’in şu hadisini asla unutmayalım: “Mü’minler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden gibidir.”
Aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum. Cenabı Hak Enfâl Sûresi 46. ayetinde; “Allah’a ve Rasûl’üne itaat edin, birbirinize düşmeyin; sonra gevşersiniz ve gücünüz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” buyuruyor.
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarÖğretmenlik, kutsal bir meslektir. Gönüllere girilmeden zihinlere girilemez. Öğretmeni seven öğrenci, dersi de sever. Öğretmenler; öğrencilerini maddeten ve manen yetiştirmek ve geliştirmek, eğitim ve...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Bahar ayları, doğanın canlandığı, güneşin içimizi ısıttığı ve çocuklar için açık hava aktivitelerinin en keyifli hale geldiği dönemlerdir. Açık hava sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve ruh...
Yazar: Nesibe AYDIN
Günümüzde en çok değerini kaybeden konulardan biridir mahremiyet. Toplumu ifsat eden, zihinleri bulandıran, hayatı zehir eden davranışların başında mahremiyete uyulmaması gelmektedir. Aile mahremiyeti...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Tatil başladı, kuş cıvıltılarıyla yarışan çocuk sesleri dört bir yanda yankılanıyor. Tatilin gelişiyle sevinçle dolan minik yürekler, yazı karşılamak için sabırsız. Ancak bir yanda da durmadan koşan, ...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ