Bir Rüya ve Beş Dilek
Allah’ın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir:
“Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de kaç!
Sabah olur ve adam dışarı çıkar. Yola koyulup gider. Karşısına bir dağ çıkar. Bu koca dağı görünce şaşırır ve kendi kendine; “Rabb’im bana bunu yememi emretti. Rabb’im bana gücümün yetmeyeceği bir şeyi emretmez.” der ve dağı yemeye karar verir. Dağa doğru yürür. Yaklaştıkça dağ küçülür. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştür. Onu tutup yer ve baldan tatlı bulur. Allah’a hamder, yürümeye devam eder.
Karşısına altından bir leğen çıkar. “Rabb’im, bunu da saklamamı emretti.” diyerek bir çukur kazar ve leğeni gömer. Tekrar yürür, az gittikten sonra dönüp bakar ki, leğen toprak yüzüne çıkmıştır. Geri döner ve leğeni tekrar gömer. Biraz gider, tekrar bakar ki, leğen yine çıkmıştır. Yine gömer, leğen yine toprak üstüne çıkar. Kendi kendine; “Ben emredileni yaptım.” diyerek leğeni o şekilde bırakıp gider.
Tekrar yürüdüğün de karşısına bir kuş çıkar. Peşinden bir şahin onu kovalıyordur. Kuş ona; “Ey Allah’ın sevgili kulu, beni sakla. Bana yardım et.” der. Adam kuşu alır, koynuna saklar. Peşinden gelen şahin adama; “Ey Allah’ın sevgili kulu, ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak istiyorum, kısmetime engel olma.” der.
Şaşıran adam kendi kendine şöyle der: “Üçüncünün dileğini yapmam emri verildi, yaptım. Dördüncüyü üzmemem emredildi. Şimdi ne yapacağım?”
Sonra bıçağını alır ve kendi vücudundan bir parça et keserek şahine verer, o da verilen eti alır gider. Daha sonra da kuşu bırakır. Tekrar yürüyen adam bu sefer de kokmuş bir leş görür. Onu bırakıp kaçar. Akşam olunca şu duayı yapar: “Ya Rabbi, emrini yerine getirdim. Bu işlerin manası ne ise bana bildir.”
Daha sonra, yine rüyasında şöyle anlatılır:
“Birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur.
İkincisi iyi amelindir. Ne kadar saklarsan sakla o yine meydana çıkar.
Üçüncüsü, sana bırakılan bir emanettir, ona hıyanet etme.
Dördüncüsü, bir insanın senden bir dileği olursa, onu yerine getir; isterse sana lâzım olan bir şey olsun.
Beşincisi gıybettir. İnsanların gıybetini edenlerden kaç.
Şüphesiz her şeyi bilen Allah(c.c.)’tır…”
Ayşe Gül PINAR
Yazar"Erken yaşta emekli oldum ben.” diye başladı söze."Emekli olmadan evimi ve arabamı da almıştım. Dört çocuğum var, onları da evermiştim."Anlatırken gözleri yerde, kendi ayakta...Bir ben, bir hanım, bir...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Evi terk etmeye karar vermişti.Babasının “Diş fırçalarken suyu açık bırakma!”“Salondan en son kim çıktı? Işıklar neden açık!”“Makası neden yerine bırakmıyorsun?” gibi ikaz ve söylemlerine dayanamıyord...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Göz, kimi zaman sadece görmek için vardır kimi zaman ise görmekle yetinmez; derinlere işler, ruhu okşar, kalbe dokunur. İşte nergis çiçeği, yalnızca bir çiçek değildir; bir bakış, bir dokunuş, bir çağ...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU
Vakit ikindiye doğru geliyor. Pazardan alışveriş yapıyorum. Haftalık sebze ve meyve alımı... Çoğu ihtiyacı aldıktan sonra sıra meyvelerden elmaya geliyor. Çocuklara bir hafta yetecek kadar alıyorum. T...
Yazar: Ayşe Gül PINAR