Bahara Katılan Çocuk
Küçük kız elindeki dal parçasını aldığı yere bıraktı. Diğer çocukların yanına gitti. Bugün önemli bir gündü. “Bahara Katılım Belgesi” almaya hak kazanacak çocuğun seçileceği gündü!
Yarışmadaki ilk görev, yetkililerin dağıttığı bahar fidelerini toprağa dikmekti.
Küçük kız koşarak az önce elinden bıraktığı dal parçasını aldı ve toprağı kazmaya başladı. Ellerini kürek olarak kullanıyor, toprağı avuçlayıp kenara koyuyordu. Yeterince derin kazdığını düşündüğünde fideyi güzelce yerleştirdi. Ve eğilip içinden geçen güzel cümleleri fısıldadı.
Küçük kızın bu hareketi yetkililerin gözünden kaçmadı.
Diğer çocuklar fideleri toprağa koyup hızlıca ve özensizce fidenin üzerini kapatıyorlardı. Bu da yetkililerin gözünden kaçmadı elbette...
Sıra, baharda açan çiçekleri tanıma oyunundaydı. Önceden belirlenmiş numara sırasına göre çiçeklerin adını elindeki kâğıda doğru bir şekilde yazan kişi, en yüksek puanı alacaktı.
Küçük kız bir numaraya doğru hızla koştu. Karşısında yeni açmış mavi sümbüller vardı. Kokuları, daha yanlarına yaklaşmadan, duyuluyordu. Hemen elindeki kâğıda “sümbül” yazıp iki numaraya doğru yürüdü. Bu sırada diğer çocuklar çiçeğin adını tartışıyorlardı. Biri “Hepiniz yanılıyorsunuz, bu bir kaktüs!” deyince herkes şaşkınlıkla birbirine baktı.
İkinci, üçüncü ve dördüncü sıradaki çiçeklerin adını da doğru bir şekilde elindeki kâğıda yazan küçük kız, yetkililerin yanına ilk ulaşan kişiydi.
Hepsi ellerindeki defterlere notlarını aldı ve sıranın son yarışmaya geldiğini söylediler.
Herkes yerine oturdu. Önlerinde bir kâğıt ve bir kalem vardı. Yetkililerden biri “Sizden istediğimiz, ‘bahar’ kelimesini kullanmadan, baharı bir cümleyle önünüzdeki kâğıtlara yazmanızdır. Süreniz başladı. Başarılar.”
Kız çok heyecanlıydı. Kalemi aldı. Önce aklına hiçbir şey gelmedi. Düşündü. Düşündü. Sonra...
Sonra annesiyle çimenlere yatıp bulutları seyrettiği gün geldi aklına. Yazmaya başladı...
“Bulutlardan atlarımıza binip manolya, nergis ve sümbül kokularının bizi uzak diyarlara götürdüğü o gün; hayalle gerçek arasında bir mevsimin ortasında olduğumu anladım...” Cümlenin sonuna nokta koyduktan sonra kâğıdını yetkiliye uzattı.
Tüm kâğıtlar toplandı. Uzun günün sonu yakındı.
Kısa süre sonra bir yetkili elinde sonuçlarla geldi. Çocuklar heyecanla adamı bekliyordu.
“Bu yıl, bahara katılım belgesi almaya hak kazanan öğrencimizin adı; Bahar Çiçek!”
Küçük kız gökyüzüne baktı. Galiba bir dua yollamanın tam zamanıydı...
Seda BAYRAK DURGUT
YazarÇocuk soru işaretleriyle dolaşırdı. Bazen sırtında bazen omuzlarında, bazen paçalarında… Hep onlarlaydı. Soru işaretleri durmadan çocuğun kafasını karıştırırlardı.Çocuk bu durumdan şikayetçi değildi. ...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Genelde bilinen ismi cennet hurmasıdır ve Türkiye’de Trabzon hurması olarak bilinir. Sonbahar mevsiminde hasat edilir. Kış başlarına kadar tezgâhlarda bulunur. Ham ve sert haldeyken sarıdır, olgunlaşt...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Esen ılık rüzgâr kendini saran dış yapraklarına değiyor açması için onu teşvik ediyordu.- Aç küçük tomurcuk, korkma!Yapraklarını sıkı sıkı kapatmış rüzgârı dinliyordu. İçinde ki korkuyu atamıyor, bir ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
“Dalgalandı birden suskun deniz...” diye havalı bir giriş cümlesi sanırım iyi olur yeni yazım için...“Az önce kocaman bir yük gemisi geçti, fark etmedin mi?” dedi yanıma konan beyaz tüylü kırmızı gözl...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT