Bahar ve Çiçekler
Bahar geldi.
Etraf yemyeşil oldu.
Ağaçlar yemyeşil elbiseler gidi.
Sanki çimenler yeşil halıdır. Bu yeşil halıyı çiçekler o kadar güzel nakışlıyor ki…
Çocuklar çimenler üzerinde yuvarlanmaktan nasıl da zevk alıyorlar. Çimenlere belenerek nasıl da coşuyorlar.
Kuşlar da coşkun coşkun ötüyorlar.
Kelebekler nazlı nazlı uçuyorlar.
Baharda çiçekler değişik değişik güzellikler ortaya koyarlar.
Kardelenler uzun süre kar altında kaldıktan sonra ortaya çıkıp kendilerini gösteriyorlar.
Onların yanı sıra çiğdemler de arzı endam ediyorlar. Çiğdemlerin sarı renkleri etrafı ışıl ışıl ediyor.
Menekşenin boynu büküktür. Yüzünden hüzün okunur. Onun hüznü âdeta ciğer deliyor.
Sümbülün çiçekleri hep perişan görünür. İnsanın karmakarışık saçlarına benzer. Kokusu çok derinlerden gelir. Çok derinlere gider.
Lâlenin muhteşem, azametli bir duruşu vardır. Kırmızı rengiyle sanki fermanlar yazmaktadır.
Gelincik ve papatyalar kırları çok güzel bezerler. Bunlar sanki muhteşem ikildirler. Onların güzellikleri bakanları hayran eder.
Süsen, nergis, karanfil güzelliklerini öylesine ortaya koyarlar ki seyrine doyum olmaz.
Leylak, yasemin, zambak da ortalığı türlü renklere boğan çiçeklerdir.
Kekik, fesleğen ve reyhan gibi çiçekler gösterişli çiçekler değildir. Ama onların kokuları çok hoştur. Ne kadar koklanırsa koklansın doyum olmaz.
Çiçek denince ilk akla gelen muhakkak güldür.
Kırmızı güller derin sırlıdır.
Mahmur görünüşleriyle insanların sanki yüreklerini kanatmaktadır. Hele yanağına çiğler düşünce çok duygulandırıcı bir manzara ortaya çıkarmaktadırlar. Gül bu görünüşüyle bülbülün kalbini hançerlemektedir. Dalındaki bülbüle âh ü zâr ettirmektedir.
Her çiçeğin ayrı bir güzellik ve kokusu vardır.
Bahar ve çiçekler bu güzellikleriyle şiirimizde, müziğimizde, halk edebiyatımızda, tasavvuf müziğimizde yerlerini almıştır.
Şunlar sadece birkaç örnektir.
Bahar geldi gül açtı
Bülbül yuvadan uçu
*
Al baharlı mavi dağlar
Yârim gurbet elde ağlar
*
Lale sümbül dizi dizi
Nasıl da coşturur bizi
Halk şiirinde de şöyle bir dörtlük vardır:
Kardelen, menekşe, çiğdem, sümbülün
Süsen, nergis, lâle ve karanfilin
Kekik, reyhan, gelincik, gülün
Her türlü çiçeğin duruşu başka
Müziğimizde yer alan çiçeklerden bazıları şöyledir:
Gül budanmış dal dal olmuş
Menekşesi yol yol olmuş
*
Gül menekşeye karışmış
Küskün olanlar barışmış
*
Bahar geldi gül açtı
Bülbül yuvadan uçtu
Tasavvuf müziği alanında da en başta gelen örneklerden ikisi şöyledir:
Sen olasın dilin sözü
Yâdında gece gündüzü
Senden gayra bakan gözü
Gülüm nidem, nidem nidem…
*
Güller sümbüller, öter bülbüller
Yanık gönüller, Mevlâ’yı özler
Bahar ve çiçekler bu güzellikleriyle Allah’ın Latif isminden ışıltılar yaymaktadır.
Mustafa AKGÜN
Yazar
Zeyd bin Harise çocukken bir kafileyle yolculuk ediyordu.Ancak kafile baskına uğradı. Zeyd de diğerleri gibi esir oldu.Baba Hârise’nin yüreği yanmıştı. Oğlunun elinden alınışı onu üzmüştü.O zamanlar d...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Birbirine bitişik ya da yakın yerlerde yaşayan, yakın dükkânlarda çalışan kişilerdir komşularımız. Aramızda oluşan saygı, sevgi, hak ve görevleri, sosyal ilişkileri komşuluk olarak nitelendiririz. Kom...
Yazar: Erdal KARASU
Her toplum, kültürünü ve değerlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma amacı güder. Geleneksel çocuk oyunları, bu kültürü ve değerleri taşıyan ve öğreten önemli bir araçtır. Bu oyunlar, toplumun değ...
Yazar: Editör
Ramazan günüydü. Annesi Bilal’e mutfaktan seslendi:“Oğlum Bilâl, biraz gelir misin?”Bilal salondaki koltuklardan birine oturmuştu. Orucun verdiği bitkinlikle sessiz ve hareketsiz duruyordu. Annesinin ...
Yazar: Mustafa AKGÜN