AYASOFYA TEBESSÜMÜ
Kitabın adı: Ayasofya Tebessümü Yazar: Muhsin İlyas Subaşı Yayınevi: Mihrabad Yayın yeri ve yılı: İstanbul/2020 Sayfa sayısı: 202 Yaş aralığı: 14 İşlenen konular: Ayasofya’nın inşa(ları)sı ve bu süreçte Batı dünyasında yaşananlar, İstanbul’un Fethi… Tarihin önemli dönüm noktaları vardır, bu dönüm noktalarının da sembol isimleri ve sembol mekânları. Aradan yüzyıllar geçse de bu sembol isimler yaptıklarıyla manen hatırlanırken, mekânlar müşahhas olarak varlıklarını sürdürürler. İşte İstanbul’un fatihi “Ebu’l-Feth, Çağ Açan Hükümdar, Kayser-i Rûm” olarak adlandırılan VII. Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet (Avnî) (ö. 1481), sembol isim ve onun millîleştirip İslâmlaştırdığı mekân Ayasofya. Şair-Yazar Muhsin İlyas Subaşı bu tarihî romanında, okuru Ayasofya’nın ilk temellerinin atıldığı zamanlardan günümüze başından geçenleri anlattığı uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Mahzun mabedin ne badirelerden geçtiğini bu romanda görmek mümkün. Ayasofya Tebessümü, tarihî bir romanın ötesinde, tarihî bir belgesel olarak da okunabilir. Romanda olay örgüsü daha çok insan kahramanların etrafında şekillenirken Ayasofya Tebessümü’nde romana yön veren olaylar zinciri Ayasofya’nın etrafında şekillendirilir. İmparator Konstantinos, babası İmparator I. Konstantinos’un 325’te topladığı Ekümenlik Konsili’nde İncil üzerinde yapılan tartışmaların Hıristiyanlığa çok şey kattığı ancak bunun yeterli olmadığı görüşündedir. O, Hıristiyanlık dünyasına büyük bir eser kazandırma düşüncesindedir. Çalışmalar büyük bir hızla başlar ve 360 yılı geldiğinde “Megale Ekklesia/Büyük Kilise” gösterişli bir törenle açılır. Ancak kilisenin yapım aşamasında, halktan haksız vergiler toplanmıştır. Bu durum, fakir halkı galeyana getirir. Halk kiliseye saldırır ve her tarafı yakıp yıkar. Ayasofya’nın tekrar inşası 415 yılında tamamlanır. İkinci defa inşa edilen kilisenin ömrü 117 yıl sürer ve yine Hıristiyanların iç mücadeleleri yüzünden yine saldırılara maruz kalır. Ayasofya’nın “Kutsal Bilge” yolundaki üçüncü inşası ise İmparator Jüstinyen’in iradeli karısı Theodere sayesinde gerçekleşir. Tabii Ayasofya üçüncü kez inşasıyla ayakta kalamaz ve ondan sonra da özellikle depremlerde aldığı hasarlar neticesinde sık sık tamir görür. Hıristiyanların din savaşlarında özellikle de Katoliklerin Ayasofya’yı merkez yapma düşünceleri ve bunun neticesinde de IV. Haçlı Ordusunun Konstantinopolis’e gelip burayı yağmalaması maalesef Ayasofya’ya da çok şey kaybettirir. Ayasofya’nın kaderi Ortodoks Bizans’ın kaderi hâlini alır. Yalnız hiçbir problem çözümsüz değildir. Her karanlık gecenin bir de sabahı vardır. İşte Ayasofya’nın kaderini değiştirecek, henüz 21 yaşındaki genç Mehmet’tir. 29 Mayıs 1453’te İstanbul’un fethiyle hemen kolları sıvar ve ilk iş olarak Ayasofya’nın adını değil ama mekân olarak tasarımını baştan sona değiştirir. İlkin, ilim erbabı için bir medrese inşa edilir. Bütün harcamaları Fatih, devletin kasasından ve gönüllü bağışlardan sağlar. Fatih Vakfiyesi ile de yine Ayasofya Camii’nin bütün ihtiyaçları karşılanır. Elbette bundan sonrasını biliyorsunuz. Bilmeyenler için Ayasofya Tebessümü hem bir roman hem de tarihî bir belgesel olarak sizleri bekliyor. İyi okumalar…
Sait ÖZER
YazarDil, O'nun güzelliğini anlatmaya çalıştıkça anlaşıldı, can kulağı O'nun ismini duydukça hakikati sezdi. Kelâm gönüllere inciler dizdi. Kalem Allah (c.c.)'ın adından sonra O'nun adını yazdı. Hattatl...
Yazar: Editör
Bahar mevsimi, umutları canlandıran, iç acıcı ve gönül ferahlatıcı duyguları ilham eder. Her bahar; yeni bir başlangıç, yeni bir umut, taze bir kandır. Güz mevsiminde yapraklarını döken ağaçlar bahard...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Hey Gidi Çanakkale Dağlar taşlar inledi Hey gidi Çanakkale!... Yedi düvel dinledi Hey gidi Çanakkale!... Canlar ayrıldı dosttan Yürekler yandı yastan Yazıldı büyük ...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Hz. Hamne, Peygamberimiz’in halası Ümeyme bint-i Abdülmuttalib’in kızıydı. Aynı zamanda mü’minlerin annelerinden Zeyneb bint-i Cahş’ın (r. anha) kardeşi olduğundan Rasûlullah’ın baldızı olma şerefini ...
Yazar: N.Nida DURAN