Aşırı Otoriter Anne Babalar
Otoriter anne baba deyince akla çocuklar üzerinde psikolojik baskı kurup yeri ve zamanı geldiğinde bu baskıyı hissettiren, zaman zaman da şiddet kullanabilen anne babalar gelmektedir.
Yaşadığımız çağda aşırı otoriter anne babalar tam anlamıyla kalmasa da zaman zaman aile içi ilişkilerde buna rastlanmaktadır. Zamanında anne babaları tarafından dizlerine alınıp sevilmeyen anne babalar, bugün kendi çocuklarını omuzlarından indir(e)memektedirler. El bebek gül bebek yetiştirilen ve sürekli omuzlarda taşınan bu çocuklar, zamanla anne babalara ağır gelmektedir.
Çocuklarının her şeylerine koşuşturmak, günümüz anne babalarını fazlasıyla yormaktadır. Anne babalarının fedakârlığı, çocukların sorumsuzluğu anne babaların çocuklara karşı tutumlarını tekrar gözden geçirmelerine neden olacaktır. Bu durum anne babaları -çocuklar üzerinde ağırlıklarını hissettirip denge kurmak adına- zaman zaman otoriter yapacaktır. Dize alınmama ve omzundan indirme konusunda dengeyi kurmak -aslına bakarsanız- hiç de kolay olmayacaktır. Bu kolay olmayınca anne babalar, ağırlıklarını otoritelerini kullanarak sağlamaya çalışacaklardır.
Otoriter Anne Babaların Özellikleri
Otoriter anne babaların kuralları vardır ve bu kuralların dışına çıkılmasından hoşlanmazlar. Çıkıldığı zaman da tepkileri ağır olur. Onun için de sık sık çocukların kurallara uyup uymadıklarını kontrol ederler. Kurallar zorlandığı zamanda gerekli uyarıları fazlasıyla yaparlar.
Otoriter anne babalar, çocuklar ve kendilerinden daha çok “El âlem ne der!” kaygısı yaşadıklarından çevresi tarafından çocuklar adına söz gelmesinden korkarlar. Bu korkularından dolayı da çocuklara gereğinden fazla kural koyarlar.
Otoriter anne babalar kurallar konusunda istişareye açık değillerdir. Çocukların seçme hakkı yoktur, sadece itaat vardır. Kurallar anne babaların doğruları ölçüsünde değerlendirilir, sorgulanmaz ve hata kabul etmez.
Otoriter anne babaların çocuklarıyla ilişkileri sınırlı, sevgileri de yüzeyseldir. Çocukluğunda sevgi konusunda anne babalarının fiziksel temasından uzak büyüyenler, çocuklara karşı aynı yaklaşımı sergilerler.
Otoriter Tutumun Çocuk Üzerindeki Etkileri
Çocuk eğitiminde ödülden çok ceza yöntemi uygulayan otoriter anne babalar, çocukların sağlıklı bir kişilik geliştirmelerinin de önüne geçeceklerdir.
Otoriter anne babaların aşırı kontrol ve disiplin adına mükemmeliyetçilikleri çocuklarda birçok sorunu da beraberinde getirecektir. Anne babalarının söz ve davranışlarına pasif bir direnç gösterebilecekleri gibi anne babanın mükemmeliyetçiliklerine karşı yalana da başvurabilirler. Bunun yanında tırnak yeme, tik, altını ıslatma, konuşma problemleri, davranış problemleri, kaygı, öfke patlamaları gibi birçok istenmeyen davranış ortaya çıkabilir. Yine bu çocuklarda güven problemlerine bağlı olarak güvensizlik, çekingenlik, kararsızlık, sosyal hayata ve etkinliklere katılmada isteksizlik durumları da görülebilir.
Otoriter ailede yetişen çocukların seçme hakkı olmadığı için bu çocuklar her şeyi sorgulamadan kabul edeceklerdir. Bu da çocukların özgüven eksikliğine bağlı olarak çekingen, korkak ve bağımlı olmasına neden olacaktır. Bunun sonucunda, bu çocuklar özgüven eksikliğine bağlı olarak aşağılık duygusu geliştirebilirler.
Otoriter ailelerde aile beklentilerinin yüksek olması, çocukların duygu yoğunluğunu fazla yaşamalarına bağlı olarak öfke patlamaları ve saldırganlık davranışlarına neden olabilir. Beklentinin yüksek olmasının yanında psikolojik baskı ve katı disiplin, çocuğun sosyal uyumunu zorlaştıracaktır. Bu da çocukların aileden gördükleri olumsuz tutum ve davranışları sosyal çevresinde uygulamasına neden olabilecektir.
Otoriter anne babalar, bir taraftan bütün bunları çocukların iyiliği için yaptıklarını söylerlerken bir taraftan da kendi ayakları üzerinde duran, kendi kararlarını veren, başarılı ve sosyal bir çocuk olmalarını isterler. İstenilenler olmayınca da her şeyi çocukları için yaptıklarını, onlar için gecesini gündüzüne kattıklarını fakat istedikleri gibi bir çocuk olmadıklarını söylemekten de geri durmazlar. Bunun sonucunda bu çocuklar ürkek, cezalar karşında korkak, kurallar karsında çaresiz olacağından pasif bir kişilik geliştireceklerdir.
Otoriteye dayalı korku da çocukların davranış ve yaşam alanlarını kısıtlar. Bunun sonucunda da çocuklar, çekingen, boyun eğen, güvensiz bir kişilik geliştirirler. Başka bir ifadeyle çocuklar, deneme yanılma yoluyla öğrenmekten öte, hata yapmamak için de anne babalarının doğrularıyla hareket edeceklerdir.
Sonuç olarak bu çocuklar, bastırılmış duygularından dolayı, ergenlik çağlarında kuralları çiğnemekten zevk alan, karşı gelmeyi büyüklük sanan, zaman zaman öfke patlamaları yaşayan bireyler olacaklardır. Bu durum karşısında otoriter anne babalar çocuklarının tepkilerine anlam veremeyecekler, onlar da etkiye tepki verecekler, bu da aile içinde güç çatışmasına neden olacaktır.
Aile içindeki duygusal bağların pamuk ipliğine bağlı olması, iplerin tamamen kopmasına neden olacaktır. Aşırı otoriter anne baba, duygusal anlamda kendisinden kopan çocuğu kaybedecek fakat kaybetme nedeni olarak da arkadaş çevresini suçlayacaktır. Ailesinden duygusal anlamda kopan çocuk, ailesinde samimi olarak görmediği sevgisini arkadaş çevresinde arayacaktır. Ailesinden kopan çocuk için en çok acıyı da yine anne babaları hissedeceklerdir.
Sevgi kalpte kalmayıp davranışa dönüştürülmeli. Tatlı bir söz, içten bir sarılış her şeyi çözecektir. Seversen yavrunu o da sever yavrusunu, der atalarımız. Onun için çocuklar hata yapsalar da sevgiden mahrum edilmemeli. Onun için sevgi hissedilip çocuklara da hissettirilmeli. Hissettirmek de gerek tatlı sözlerle gerekse fiziksel temas dediğimiz sarılmayla olmalı.
M. Emin KARABACAK
YazarZeyd bin Sabit Hazretleri, “Peygamberimiz (s.a.v.)’in toplum içine katılarak çeşitli konularda sahabesi ile sohbet ettiğini” belirtiyor. Katıldığı davetlerde sırf arpa ekmeği ve hurma bile olsa onu şe...
Yazar: Sema KORKMAZ
Çiçek, toprağı sevmek için bir sebepti.Çayır, çimen, ağaç, meyve, yemiş…Bin bir nimetin kalbi olan toprağın sunduğunu fark edinceKalbimi sevdim.Ay, bulut, gökkuşağı, yıldız, mavi gökyüzü...Hepsi göğü ...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Dudaklarınız kuru bir görünüme mi sahip? Yemek yerken veya gülümserken dudaklarınızda rahatsızlık hissediyor musunuz? Bu sorulara cevabınız evetse dudaklarınıza ilgi göstermenizin vakti gelmiş demekti...
Yazar: Nesibe AYDIN
Kitabın adı: Bir Yaşama Biçimi EdebiyatYazar: Bekir OğuzbaşaranYayınevi: Romantik Kitap YayınlarıYayın yeri ve yılı: Konya / 2011Sayfa sayısı: 175Yaş aralığı: 14+İşlenen konular: kültür, sanat, edebiy...
Yazar: Sait ÖZER