Camgöz ve Kırmızı Gaga
Sevgili çocuk dostlarım;
Bugün köyün bütün çocuklarıyla birlikte göle gidiyoruz. Esma ile Atlas’ın atları İpek de arkamızdan geldiği için, Hafize Teyze Rüzgâr’ı oldukça yavaş sürüyor. Göle vardığımızda çocuklar neşe içinde suya atladılar. Biz de koşup oynamaya başladık. Birden tiz bir sesin bize seslendiğini duyduk.
Durup dikkatle bakınca gri beyaz çizgili, kırmızı gagalı bir kazın öfkeli adımlarla bize doğru geldiğini gördük. Biz onun hâline kendimizi tutamayıp gülünce, kaz daha çok sinirlendi ve anlamadığımız birçok şey söyledi. Yanımıza gelince İpek başını öne doğru uzattı ve;
-Tanışalım mı? Ben İpek.
Uzun Kulak’la ben de isimlerimizi söyledik. Kaz biraz sakinleşir gibi olmuşken İpek;
-Bize neden kızdın? Bilmeden bir şey mi yaptık sana,diye sordu.
O anda kaz tekrar sinirlendi. Gri tüyleri havaya dikildi ve sinirden vücudunu sallayarak konuşmaya başladı;
-Ne koşuyorsunuz burada? Sizin yeri sallamanızdan yumurtalarımın üzerinden düştüm. Onlar da yerinden oynadı.Oysaki civcivlerimin çıkmasına ne kadar az zaman kalmıştı. Şimdi ya onlara bir şey olduysa?
Uzun Kulak;
-Kusura bakma arkadaş. Seni görmedik. Haydi, hemen gidip bir bakalım.
Adının “Kırmızı Gaga” olduğunu öğrendiğimiz kaz önde biz arkada hep beraber gittik. Tam on tane yumurta bir arada duruyordu. Kırmızı Gaga, onları sağlam görünce öfkesini unuttu ve sevinçten gözleri dolarak geçip üzerlerine oturdu. Biz tam yanından ayrılacakken birden sallanmaya başladı ve yavaşça kalktı.
O sırada yumurtalardan bazıları çatlamaya başladı. Çatlayan yumurtalardan ince sesli küçücük başlarıyla yavrular kafalarını uzatmaya başladılar. Yavrular ne kadar sevimliydi. Çok geçmeden bütün yavrular yumurtalarından çıktılar ve hepsi bir ağızdan ötmeye başladılar. Onların seslerini duyan çocuklar ve Hafize Teyze de geldi. Hafize Teyze;
-Çocuklar geriden bakın biraz. Yavrular ürkmesin, dedi.
Bu arada Kırmızı Gaga da solucan gibi yiyeceklerle yavrularını beslemeye başladı.
Çocuklar o gün gölde eğlenirken, yumurtadan yeni çıkan kaz yavrularını da gördükleri için çok mutlu olmuşlardı.
Biz de Uzun Kulak ve İpek’le oradan ayrılırken Kırmızı Gaga’ya tekrar geleceğimize dair söz verdik. Ne de olsa orada artık yeni ve öfkeli arkadaşımız Kırmızı Gaga ile on tane yavrusu vardı.
Görüşmek üzere çocuklar, hoşçakalın…
Raziye SAĞLAM
YazarBen sekiz yaşındayken, Vefa’dan Fatih’e, otuz altı dairelik büyük bir apartmana taşınmıştık. Komşularımızın çoğu Karadenizli olduğu için, bizim adımız Malatyalılardı. İlk tanışırken, komşumuz Hafız Ha...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Bir süredir İsveç Göteborg’dayım. Soğuk ama temiz havası, geniş cadde ve sokakları, yemyeşil ormanları ve kıyılarında çöp yığınları olmayan sayısız gölleriyle, daha önce de birkaç kez bahsettiğim gibi...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Duyulunca tatlı sesinBayram olur anneciğim.Nurlu yüzün gülümsesinBayram olur anneciğim.Hak’tan indi yüce ferman,"Öf " diyenin hâli yaman.Rızanı aldığım zamanBayram olur anneciğim.Başımda sen durduğund...
Şâir: Ahmet Sami BENLİ
Tatil mevsimi nedeniyle yurt içi ve yurt dışı seyahatlerin arttığı bir dönemdeyiz. Ben de seyahat etmeyi çok severim. Çünkü benim için seyahat etmek, gezip gördüğüm yerlerde Allah’ın nimetlerini düşün...
Yazar: Raziye SAĞLAM