Esmâ-i Nebî: Halilullah
Sevgili Peygamberimiz, göklerin ve yerin hükümranlığının Allah'a ait olduğunu insanlara anlatıp Allah'ı yegâne dost edindi; O'nun yardımına mazhar oldu. Onun için bir ismi de “Halilullah/Allah'ın dostu” idi. O Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Allah'ı dost edinenlerin yolu Rasûlullah'tan geçer.
Allah ve Rasûl’ü hiçbir zaman mü'minleri bırakıp inkârcıları dost edinenleri dost kabul etmedi. Kimin dini, iyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hakka yönelen İbrahim'in dinine tabi olan kimsenin dininden daha güzeldir? Allah, İbrahim'i dost edindi. Hz. İbrahim (a.s.) de “Halilullah” olarak anıldı. Allah'ın dostuydu. Bir de Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘Allah'ın Dostu’ lakabını aldı.
O’nun ümmetinden salih mü’minler de O’nu dost edinerek, Allah'a ulaşmaya yol buldu. O Allah'ın dostu olduğu için daima Allah düşmanlarıyla çarpıştı, Allah yolunda başına gelenlerden yılmadı, zaafa düşmedi, boyun eğmedi. Sabretti, sabrı tavsiye etti. Peygamberimizin yolundan giden hakiki mü’minlerin dostu ancak Allah'tır, Rasûl’üdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir.
Allah'ı, O’nun peygamberini ve inananları dost edinenler şüphesiz Allah taraftarları sayılıp galip olanlardır. İnanan her zaman imanında, ihlâsında, amelinde doğru yolda gitmeli, doğruluğu tavsiye etmelidir. Bundan dolayı inanmayanlar eğer yüz çevirirlerse bilin ki Allah yegâne dosttur. O ne güzel dosttur, O ne güzel yardımcıdır!
Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve Rasûl’üne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Şüphesiz, göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allah'ındır. O, diriltir ve öldürür. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. Allah kimi doğru yola iletirse işte o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Onlar kıyamet günü körler, dilsizler ve sağırlar olarak yüzüstü haşredilecektir. Varacakları yer cehennemdir. Cehennemin ateşi dindikçe, onlar çılgın ateşe atılır. Yüce Allah buyuruyor ki: “De ki: ‘Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O'na aittir. O ne güzel görür, O ne güzel işitir! Onların, O’ndan başka hiçbir dostu da yoktur. O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.” (18/Kehf, 26)
Editör
Yazar
Sevgili çocuklar;Gözlerinizi kapatıp bir ormanı hayal edin: Kuşların cıvıltısı, rüzgârda sallanan yapraklar, sevimli tavşanlar, koşan sincaplar... İşte Rabb’imizin bize sunduğu bu güzellikler, sadece ...
Yazar: Editör
Çocukluğumda, benden iki yaş büyük ablamla hemen her gün tartışırdık hatta bazen tartışmamız kavgaya kadar giderdi. Bazen bir de bakmışsınız, saç baş birbirimize girmişiz. En şiddetli kavgalarımızda b...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Kültürümüzde bahar ve çiçek; genellikle yenilik, tazelik, doğanın uyanışı ve hayatın yeniden canlanması gibi temalarla ilişkilendirilir. Bahar, kışın zorluklarından sonra gelen ferahlık ve tazelik anl...
Yazar: Editör
Sevgili arkadaşım;Hiç düşündün mü, evimiz neden bu kadar kıymetli? Çünkü içinde en çok sevdiğimiz insanlar var: anne, baba, kardeşler, bazen dede ve nine... İşte bu güzel kalpli insanlarla birlikte ya...
Yazar: Editör