Fesübhanallah
Kur’an-ı Kerim okurken mealiyle birlikte okumaya gayret ederim. Kur’an’ı bu şekilde okumak hem daha heyecan verici oluyor hem de insan ayetlerden daha çok faydalanabiliyor. Kur’an’ı biraz da olsa anladıkça, insan Peygamber Efendimizi daha iyi tanıdığı için daha çok seviyor. Tabii her ayetin mealini yüzde yüz anlayabildiğimizi söylemek kesinlikle çok yanlış olur. Bu sadece ayetler hakkında biraz fikrimiz olmasını sağlıyor. Zaten -elhamdülillah- daha iyi anlayabilmemiz için başvurabileceğimiz çok güzel tefsirlerimiz var.
Yurt dışında yaşayan genç bir kadın, bizden Kur’an-ı Kerim meali istemişti. Kur’an-ı Kerim’i merak ettiği için okuyup anlamak istemiş. Biz de tabii çok sevinerek hemen aldık gönderdik. Sonradan duyduk ki meali okumaya başlamış ama azap ve cehennemi anlatan ayetleri okuyunca okumayı bırakmış.
Sebebi, çok korkutucu ayetlerin olmasıymış. Fesübhanallah! Ona “Bu ayetlerin yanı sıra Allah’ın şefkat ve merhametini anlatan, tevbe edildiğinde Allah’ın affedici olduğunu, hardal tanesi kadar iyiliğin ve kötülüğün karşılıksız kalmayacağını anlatan ayetler de var. Hesap gününü ve cehennemi yok sayarak onları (haşa) tabii ki yok edemezsin. Hazır bu dünyada ve hazır vakit de varken o büyük güne hazırlanmalıyız. Hazırlanırken aslında Allah’ı gerçekten sevip saymanın güzelliğini görerek tek gayenin onun rızasını kazanmak olması gerektiği şuuruna erişmeliyiz.” gibi birçok şeyi anlatmak isterdim ama maalesef sonradan görüşmek hiç mümkün olmadı.
Birkaç sene önce rahmetli annemle, ağabeyimin evinde talihsiz bir yemeğe katılmak zorunda kalmıştık. Yaşları benden oldukça büyük karı koca arkadaşları da vardı. Herkes istediği inanca sahip olabilir ama bizi dindar görüp de aynı fikirde olmayan insanlar, nedense din konusunda çok doğru bilgilere sahiplermiş de bizi de bu doğruya inandırmak istiyorlarmış gibi bir fikirle başlarlar konuşmaya. Bu defa da öyle oldu.
Kadın, yemek yerken birden “Aslında cennet cehennem yok. İnsanların iyi insan olmaları için uydurulmuş şeyler.” dedi. Tövbe estağfirullah! Ben birden kalakaldım ama hemen toparlanarak “Cennet ve cehennem vardır, Kur’an-ı Kerim’de geçer ve biz de kesinkes inanırız.” dedim. Oradakiler, kadının cevap vermesine fırsat vermeden alelacele konuyu kapattılar. Tartışmanın uzamasından korktular sanırım.
Aslında bu insanlar, birkaç sene önce kırklı yaşlarda bir oğullarını kaybetmişlerdi. Keşke evlat acısını çekerken, bu acı onların hidayetine vesile olabilseydi. Yüce Rabb’imizin Secde Suresi 21. ayet-i kerimesinde belirttiği gibi; “En büyük azaptan önce onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız. Olur ki (imana) dönerler.”
Raziye SAĞLAM
YazarAynı ana babadan dünyaya gelen kan bağıyla başlar kardeşlik. Aile içinde başlayan bu bağ birliktir, sevgidir, öğrenmedir, öğretmedir. Ablanın, ağabeyin öğretmenliğidir. Tecrübe çerçevesidir. Küçükleri...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Sevgili çocuk dostlarım;Bugün Hafize Teyze ile Ömer, Zeliş, Atlas, Esma, çocukların anne ve babaları ve köyden on kadar kişi hacca gidiyor. Esma’nın atı İpek, onlar dönene kadar bizde kalacak. İpek’le...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin sevgili eşi Hacı Naciye Hanımefendi’yi, ya da cümlenin dediği gibi, Hacı Validemizi bir nisan gününde ebedi yolculuğuna uğurladık. Hayatımda o kadar müstes...
Yazar: Raziye SAĞLAM
“Bizi burada, bu uçsuz bucaksız çölde, hiçbir insanın, hiçbir yoldaşın bulunmadığı bu yerde yalnız başımıza bırakıp nereye gidiyorsun İbrahim?”İbrahim (a.s.) susuyordu. Ulu’l-azm peygamberlerden biri ...
Yazar: Esra GÖKTEPE