Seven Samimi Kul Olmak
İnsan kendi varlığını, varlığının kemâlini ve devamını sever, kemâlinin azlığını ise sevmez. Bu durum insanı Allah’ı sevmeye götürür. Kendisini ve Rabb’ini bilen, varlığının devam ve kemâlini kendinden değil, Allah’tan olduğunu bilir. İnsana her çeşit nimeti veren Allah’tır. Âyeti kerimede “Allah’ın verdiği nimetleri sayacak olsanız bitiremezsiniz.” buyurulmaktadır.
Çok kere Allah’ın nimetleri bir insan vasıtasıyla diğer insana intikal eder. Nimetin gerçek sahibi ise Allah’tır. Yine insanı yaratan ona her türlü iyiliği veren O’dur. Âlemdeki bütün güzellikleri yaratan Allah, bu yönüyle de sevilmeye lâyıktır. Cenab-ı Allah bir fayda ummak için değil, yalnız güzelliğinden ve kemâlinden ötürü sevilir. Allah zat ve sıfatları ile güzeldir. Dolayısıyla bu yönü itibariyle de en çok sevilmeye lâyık olan yine Allah’tır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar: “Allah bir kulunu sevdiği zaman Cebrail’e: ‘Ey Cebrail, Ben falanca kulumu seviyorum, onu sen de sev.’, buyurur. Cebrail, o kulu sever ve sema halkına; ‘Allahu Teâlâ, falanca kulunu seviyor, onu siz de seviniz.’ diye nida eder. Bundan sonra semadakiler de o kulu severler. Sonra Allah o kulun yeryüzünde de hüsnü kabul görmesini sağlar, herkes ona teveccüh eder.” Hadisin râvisi olan Mâlik diyor ki, “Allah bir kuluna buğz edince sevdiği kul için söylediğinin zıddını söyleyeceği kanaatindeyim.” diyor.
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri, Dîvânında:
"İsteyen seni O’dur sen anı istemesen
Dileyen senden ön O sen anı dilemesen
Bildiren sana O’dur sen anı bilemesen
Sen yâr olmasan dahi yârdır sana sevdiğin"
Allah’ın istemesi ve yüce sevgisi ile sen onu istememiş olsan bile, O senden önce seni sevmiş, sevdirmiştir. Senin O’nu dilemenle sen O’na ulaşamazsın. Âl-i İmran Suresi’nde: “(Rasûl’üm!) De ki: ‘Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye kadirsin.” ayetinde geçtiği gibi her şey onun dilemesiyle olur. İlmin gerçek sahibi Allahu Teâlâ bildirmezse kimse bilemez. O’nun bildirmediğini kimse bilemez. Ancak O dilediğine dilediği şeyi bildirir. Onun için Allah isteyip sevdikten sonra sen sevsen de sevmesen de O’nun sevgisi kâfidir.
Hz Dâvud (a.s.) dualarında Allah’tan kendisini sevmesini isterdi. Ebu’d-Derda (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Dâvud (a.s.)’ın dualarından biri şöyle idi: ‘Allah’ım Senden, Senin sevgini ve Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine beni ulaştıracak amelleri dilerim. İlâhî, Senin sevgini nefsimden ehl ü ıyalimden ve serin sudan daha sevgili kıl.”
Cenab-ı Allah bizleri de samimi olarak seven ve içten dua den kullarından eylesin.
Editör
YazarMüşâvir: Kendisine Danışılan (s.a.v.)Sevgili Peygamberimiz’in mübarek ism-i şeriflerinden biri de “Müşâvir”dir.İslâm dini, istişareyi yalnızca önerilen bir davranış biçimi değil, aynı zamanda toplumsa...
Yazar: Editör
Sultan II. Abdülhamid’in dördüncü kadınıdır. Abdülhamid Han’ın en tanınmış ve saygın zevcelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Gerçek adı Ayşe’dir. Resmî kayıtlarda, doğum tarihi 10 Aralık 1867,...
Yazar: Bengisu HAYAT
Dua bir ibadettir, hatta ibadetin özüdür. İnsanlar Allah’a muhtaçtır ve ihtiyaçlarını dua ile Allah’a bildirirler. İnsanlar, ihtiyaçlarını Allah’tan istemeli ve beklemelidir. Allah’tan başka hiç kimse...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Zü’l-Celâli Ve’l-İkrâm: Azamet ve Kerem SahibiZü’l-Celâli ve’l-İkrâm, “azamet sahibi, yüce ve noksan sıfatlardan münezzeh ve kemâl sıfatlarıyla muttasıf olmak” anlamında “azamet ve kerem sahibi” demek...
Yazar: Editör