Aynü'l-A'yân (Gözdelerin Gözü) Fâtiha Tefsiri
Molla Fenarî Hazretleri tarafından keleme alınan Fâtiha Sûresi Tefsiri¸ Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Akpınar'ın gayretleriyle özetlenmiş ve günümüz Türkçesine aktarılmıştır. Eser Nasihat Yayınları tarafından neşredildi.
Eserin takdim kısmında şu bilgilere yer veriliyor: "Fâtiha Sûresi¸ Kur'ân'daki ilahî hazinelerin anahtarıdır. Yedi ayetten oluşur¸ her ayetini okuyana cehennemin yedi kapısı sırayla kapanır. Bir günde beş vakit namazda kırk defa okunmaktadır. Somuncu Baba da Fâtiha Sûresinin tefsirinde manaları manevî açıdan açıklamıştır. Öyle ki¸ Somuncu Baba ledün ilminin bazı sırlarını Bursa halkına açıklarken namazın nasıl kılınması gerektiğini¸ namazda okunan Fâtiha Sûresinin önemini ve içeriğini açıklamıştır. Yani insanlara yaratıcıya yapılacak olan ibadetin gerçek boyutunu göstermiştir."
Kitapta Fenârî'nin hayatı ve eserleri geniş bir şekilde ele alınıyor. Fenârî'nin Aynü'l-Â'yân Tefsiru Sûreti'l- Fâtiha'sı hakkında Prof. Dr. Akpınar şunları söylüyor: "Bizim çalışmamızda esas aldığımız nüsha 1325'te Der-seâdet Rifat Bey Matbaasında birinci baskı olarak basılan eser olup 376 sayfadır.
Eser iki bölümden oluşur: Birinci bölüm¸ tefsir ilmi¸ tanımı¸ tefsire duyulan ihtiyaç¸ tefsirin konusu¸ Kur'ân'ın tanımı¸ hükümleri¸ tesbiti¸ isimleri¸ sûreleri¸ âyetleri ve harfleri gibi konulardan oluşur. İkinci bölüm ise Fâtiha Sûresi tefsirine ayrılmıştır. Eser çok yönlü ve donanımlı bir âlimin kaleminden çıkmakla çok yönlü ve kapsamlı bir eserdir.
Müellif¸ bu eserinde adeta bütün birikimini ortaya koymaya çalışmıştır. Fenârî¸ bu kıymetli eserini Karaman'da Karamanoğlu Alaaddin Bey oğlu Mehmet Bey'e ithafen kaleme almıştır. Müellif¸ eserini 63 yaşına ayak bastığı sırada¸ bir yıl gibi kısa bir sürede kaleme almıştır. Arapça olarak kaleme alınan eser güzel¸ akıcı¸ yer yer de zorlu bir üsluba sahiptir.
Onun Fâtiha Sûresi tefsirini yazmayı düşündüğü sıralarda Bursa'da yaşadığı şu olay¸ tefsirin özellik ve güzellikleri hakkında bilgi vermektedir: Molla Fenarî Bursa kadısıdır. Dönem Yıldırım Beyazıt'ın sultan olduğu devirdir. Sultan Niğbolu Zaferi'nden (799/1396) sonra Bursa Ulu Camiini inşa ettirmiş ve açılısında Cuma hutbesini Somuncu Baba namıyla meşhur Şeyh Hamid-i Veli okumuştur. Fenârî'nin de hocası olan Somuncu Baba¸ hutbede Fâtiha Sûresini tefsir etmiştir. Onu dinleyen cemaatin arasında Fenârî de vardır.
Fenârî izlenimlerini söyle anlatır: "Somuncu Baba¸ öyle bir hutbe irâd etti ki¸ herkes hayran kaldı. Fâtiha Sûresi ile ilgili bizim de bir kısım müşküllerimizi halletti. Sûrenin yedi türlü tefsirini yaptı. Birinci tefsirini bütün cemaat anladı¸ ikinci tefsirini cemaatin bir kısmı anladı¸ üçüncü tefsirini ise anlayanlar pek az kimselerdi. Dördüncü ve sonraki yorumlarını ise pek anlayan yok gibiydi"
Eserin Mukaddime kısmından bir bölümü okuyucuların istifadesine sunmak isteriz: "Rabbimiz Biz Senin indirdiğin her şeye iman ettik ve Peygamberine tabi olduk. Bizleri şahitlerle beraber yaz. Allah'ım Biz Sen'den nebilerin anlayışını¸ resullerin ezberleyişini¸ gözde meleklerinin ilhamını ve salih kullarının tevfîkini istiyoruz. Allah'ım Bizi¸ zoru kolaylaştırmak için ilim ve amelle tefsire rağbet edenlerden eyle. Yoksa kendini beğenmişlerden olmak yahut lüzumsuz tartışmalara dalmak için tefsir yapanlardan eyleme Bizi amellerin meyvelerini devşirip yücelere erenlerden¸ kemal seviyesinin izlerini sürenlerden eyle.
Tûl-i emel pırıltılarında yananlardan¸ tembellik ve ihmalkârlık tiryakisi olanlardan eyleme." Kitabın belkemiğini oluşturan Fatiha Sûresi ile ilgili kitaptan bir bölümü nakledelim: "Fâtihatü'l-Kitâb: Kitap onunla açıldığı¸ eğitim onunla başladığı ve hamd her sözün başı olduğu için "Kitabin açıcısı" anlamına bu isim verilmiştir. Ona¸ ilk inen sûre yahut Levh-i Mahfuz'a ilk yazılan sûre olduğu için veya dünya ve ahret kapılarını açan sûre olduğu için bu ismin verildiği de söylenmiştir. Fetih¸ yardım ve zafer anlamlarına gelir. Bu sûreyi okuyan da yardım ve zafere nail olur. Aynı zama sûre¸ tüm hakikatlerin kapısını aralayan sûre olduğu için bu isimle isimlendirilmiştir."
Editör
Yazar“En-Nakî” ismi, ruhen, bedenen, ahlâken ve amelen tertemiz olan bir zatı ifade eder. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hayatı, bu ismin mükemmel bir tecellisi olarak karşımıza çıkar. O, sadece zahirî temizlik...
Yazar: Editör
El-Muksit: Adâletle Hükmeden, Adâletle PaylaştıranEl-Muksit, Arapçada, “âdil olmak” anlamındaki “kıst” kökünden türemiş, Yüce Allah’ın en güzel isimlerinden biri olup “adâletle hükmeden, âdil” mânâsın...
Yazar: Editör
Müşâvir: Kendisine Danışılan (s.a.v.)Sevgili Peygamberimiz’in mübarek ism-i şeriflerinden biri de “Müşâvir”dir.İslâm dini, istişareyi yalnızca önerilen bir davranış biçimi değil, aynı zamanda toplumsa...
Yazar: Editör
Fetih ruhu, İslâm'ı kabul etmiş milletler için en önemli değerlerden biridir. Her milletin geçmişinde, ona yol gösteren, heyecan ve umut aşılayan birtakım değerler vardır. İnsanlar bu değerler etrafın...
Yazar: Editör