Fâtih’in Karadeniz’i Türk Gölü Hâline Getirmesi
İstanbul'un fethi, Türk tarihinin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir. Bu zafer, Malazgirt Meydan Muharebesi'ni dahi geride bırakarak Türk milletinin en şerefli hâdiselerinden biri olarak nitelenir. İstanbul'un fethiyle birlikte, Osmanlı İmparatorluğu için Avrupa'yı fethetme hedefindeki en büyük engellerden biri de ortadan kalkmıştır.
İstanbul'un fethiyle Ortaçağ kapanmış ve Yeniçağ başlamıştır. Bu fetihle Osmanlı Devleti, Tuna ve Sava Nehirlerinden, Fırat Nehri'ne ve Toros Dağları'na kadar genişleyerek iki kıtayı birleştirmiş ve gerçek bir imparatorluk hâline gelmiştir. Fâtih Sultan Mehmed'in "Fâtih" unvanını almasıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu tamamen kurulmuştur.
İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesiyle bin yıl boyunca varlığını sürdüren Doğu Roma İmparatorluğu sona ermiştir. Bu fetihle birlikte Bizans İmparatorluğu'ndan güç alan Mora Despotluğu ve Trabzon Pontus Devleti gibi siyâsî yapılar da sona ermiş, Balkanlar ve Anadolu'da Osmanlı Devleti'nin egemenliği sağlanmıştır.
Fâtih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden sonra devletin ekonomisini güçlendirmiş, ticareti artırmış ve ilim ile sanat alanlarında ilerlemeler sağlamıştır. Ayrıca deniz ticaretini kontrol altına alarak Türk denizciliğini güçlendirmiş ve Akdeniz'e hâkim olmuştur.
İstanbul'un fethi İslâm dünyasında da büyük sevinçle karşılanmış ve "Feth-i Mübîn" olarak adlandırılmıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in övgüsünü alan bu fetih, Türk ve İslâm tarihinin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir.
1475 yılında Fâtih Sultan Mehmet Dönemi’nde Kırım'ın fethedilmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Avrupa'daki durumunu güçlendirmiştir. Kırım'ın fethi, Osmanlıların Karadeniz'in kuzeyindeki stratejik konumlarını sağlamlaştırmış ve bölgedeki kontrolü ellerinde tutmalarını sağlamıştır.
Bu fetihle birlikte Osmanlı İmparatorluğu, Kırım Yarımadası'nı kontrol ederek Karadeniz'in kuzeyindeki ticaret yollarını denetim altına almıştır. Ayrıca Kırım'ın fethi, Osmanlıların Rusya'nın güneyindeki genişlemesine karşı bir önlem olarak da görülmüştür.
Kırım'ın Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesi, Osmanlıların Doğu Avrupa'da daha etkin bir şekilde hareket etmelerini sağlamış ve bölgedeki dengeleri değiştirmiştir. Bu sayede Osmanlılar, bölgedeki güç dengelerini kontrol etmekte daha fazla söz sahibi olmuşlardır.
Kırım'ın Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesi ve Karadeniz'in "Türk Gölü" hâline gelmesi, Osmanlıların bölgedeki stratejik ve ekonomik önemini artırmıştır.
Karadeniz'in "Türk Gölü" hâline gelmesi ise Osmanlı donanmasının bölgedeki etkinliği ve hâkimiyetiyle ilgilidir. Osmanlılar, Karadeniz'in stratejik önemini kavramış ve deniz ticaretini kontrol altına almak için donanmalarını bölgede güçlendirmişlerdir. Bu sayede Karadeniz, Osmanlı İmparatorluğu'nun ticaret yollarının güvenliği ve ekonomik refahının sağlandığı bir iç deniz hâline gelmiştir.
Bu gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Avrupa'daki etkinliğini artırmış ve bölgedeki dengeyi kendi lehine değiştirmiştir. Karadeniz'in "Türk Gölü" olması, Osmanlıların bölgedeki kontrolünü ve hâkimiyetini pekiştirmiştir.
Kemal DEMİR
YazarBir milletin en büyük gücü, fertlerinin birbirine bağlılığı, gönülden gelen sadâkati ve ortak değerleri etrafında kenetlenmesidir. Tarih boyunca nice zorluklar, işgaller, saldırılar ve ihânetler, mill...
Yazar: Kemal DEMİR
Dünyanın merkezi Asya’ya doğru kayarken, Türk dünyasına olan ilgi her geçen gün daha da artmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasıyla birlikte, Kafkaslardan Anadolu’ya kadar bütün Orta Asya ...
Yazar: Kemal DEMİR
İsmâil Hakkı Bursevî, 1653 yılında Bulgaristan’ın Aydos şehrinde doğmuş, hayatının büyük bir kısmını Bursa ve Üsküdar’da geçirmiştir. Celvetiyye Tarîkatı’na bağlı olan Bursevî, annesinin vefâtının ard...
Yazar: Kemal DEMİR
Tarih boyunca nice şehirler vardır ki, maddî ihtişamıyla değil, mânevî sultanlarıyla âbideleşmiştir. İşte Bursa, tam da böyle bir şehir... Osmanlı'nın ilk payitahtı olan bu kadim belde, sadece siyasî ...
Yazar: Kemal DEMİR