Camgöz ve Üç Geyik Yavrusu
Sevgili çocuk dostlarım;
Kış iyice bastırdı. Ormandaki hayvan dostlarımıza yiyecek bırakma zamanı gelmişti. Kahvaltıdan sonra hazırlıklar yapıldı ve köyden gelen diğer çocuklarla birlikte hemen çıktık. Karlar içinde orman bir harikaydı. Biz ormanda yürürken Ömer eliyle ileriyi işaret ederek;
- Şuraya bakın ileride üç tane geyik var.
Ömer’in sesini duyan yavru geyikler, telaşla bize baktı ve sonra hızla koşarak uzaklaştılar. Bu geyikler ince bacaklarıyla ne kadar hızlı koşuyorlardı. Ben hemen Uzun Kulak’a baktım. O da aynı şeyi düşünmüş olmalı ki bana bakıp gülümsedi ve bizimkilerden ayrılıp hemen geyiklerin peşinden koşmaya başladık. Karın üstünde ayak izlerini takip ederek kısa sürede yetiştik onlara. Yanlarına yaklaşınca Uzun Kulak seslendi;
- Hey! Merhabaa!
Onlar da bizi görünce yanımıza doğru geldiler. Üçü de birbirinden güzel üç tane geyik yavrusuydu. İçlerinden en iri olanı;
- Merhaba! Bizi takip mi ettiniz.
Ben;
- Evet. Sizinle arkadaş olmak istedik. Ben Camgöz, bu da arkadaşım Uzun Kulak.
- Ben de Mavi Gök, bunlar da kardeşlerim Toprak’la Çınar.
Uzun Kulak;
-Ne güzel isimleriniz var. Hem boynuzlarınıza da bayıldım.
-Boynuzlarımızı, tehlikelere karşı kendimizi korumak için kullanırız. Biz de yemek yiyecektik. Burada çok taze otlar var. Hadi gelin hep beraber yiyelim.
Uzun Kulak’la birbirimize bakıp güldük.
Çınar;
- Kedi ve köpekler bizim gibi ot yemez. Et, balık, ciğer yerler,deyince Mavi Gök de güldü.
- Haa doğru. Unutmuşum.
Ben;
- Bizi görünce neden kaçtınız.
- Biz tanımadığımız insanlardan, kendimizi korumak için kaçarız. Siz ne yapıyordunuz ormanda.
Uzun Kulak;
-Çok kar yağınca gelip, ormandaki dostlarımız aç kalmasın diye her tarafa yiyecek bırakırız.
Toprak;
- Ne güzel,dedi ve kardeşlerine dönüp
-Onlar iyi kalpli insanlar. Bize zarar vermezler.
Çınar heyecanla;
- O zaman gidip çocuklarla oynayabiliriz.
Karların arasında zıplayarak gidip bizimkileri bulduk. Çocuklar geyikleri görünce çok sevindiler. Üç kardeş geyik de kafalarını onlara doğru uzatıp, başlarını okşamalarına izin verdi ve ormanda işimiz bitene kadar yanımızdan ayrılmadılar.
Günün sonunda ormandaki hayvanlar için iyilik yaparken, üç tane de birbirinden güzel geyik arkadaşımız oldu.
Görüşmek üzere çocuklar, hoşçakalın…
Raziye SAĞLAM
Yazar
Sevgili çocuk dostlarım;Havalar ısınınca, ağaçlar tomurcuklanıp çiçek açmaya, kuşlar hep bir ağızdan daha canlı ötmeye başladılar. Uzun bir kışın ardından bugün ilk kez Selman, Ömer, Zeliş ve köyün ke...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Yerinden kalktı aslan.Bulutlara baktı.Etrafındaki hayvanlara baktı sonra.Tavşan, kapkara olmuş havuçlarla bakışıyordu bir kulağı bükük.Köstebek, delik deşik olmuş toprağın üzerinde yürüyordu hüzünle.K...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
İçinde bulunduğumuz ayda, 29 Mayıs 1453, İstanbul’un fethini kutluyoruz. İstanbul’un fethi, son zamanlarda bazı çevrelerce basitleştirilmeye çalışılsa da insanlık tarihindeki en önemli olaylardan biri...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim. Saygıyı sevgiyi rehber edinip ak satırlara kelimeler beledim. Meledi tavuklar, miyavladı filler. Havladı serçeler. İnanın, inanmayın, sözlerime kanmayın...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ