Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın Önemi
Kudüs'ün İslâmiyet tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Kudüs; Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in Allah'ın huzuruna çıktığı Mescid-i Aksa'yı içinde barındırıyor.
Kudüs, en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bu yüzden birçok dine ev sahipliği yapmıştır.
Mescid-i Aksa, bütün Müslümanların, kutsal, mukaddes, canından değerli olarak kabul ettiği bir mabettir. Mescid-i Aksa; ilk kıblemiz, ikinci mescidimiz, üçüncü haremimizdir
Kudüs'ün taşında, toprağında, her bir köşesinde nice Peygamberin aziz hatıraları vardır. Bu mukaddes belde kutsaldır, dokunulmazdır; saygınlığını çiğnemek, güvenliğine el uzatmak haramdır.
Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı korumak bütün Müslümanların görevidir, çünkü;
1- Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın bulunduğu topraklar, kutsal topraklarıdır. Dinî ve dünya bereketiyle bereketlendirilmiştir.
2- Mescid-i Aksa, Hz Muhammed (s.a.v.)’in İsra ve Mirac olayının gerçekleştiği mübarek mesciddir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) Mescid-i Haram'dan veya diğer mescidlerden değil; Mescid-i Aksa'dan çıkmıştır Mirac’a. Mescid-i Aksa'dan yükselmiştir göklere.
O gece Mescid-i Aksa'da bütün peygamberlere imam olup namaz kıldırmıştır.
3- Filistin ve Kudüs toprakları peygamberler diyarıdır. Çünkü bu topraklar, birçok peygamberin ya uğradığı ya da belirli bir süre ikamet ettiği mübarek topraklardır. Bütün peygamberler Allah’a ibadet etmek ve tevhidi yeryüzüne egemen kılmak üzere gönderilmişlerdir. Dolayısıyla bu toprakların gerçek varisleri de Müslümanlar olmalıdır.
4- Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa, Allah’ın ve Rasûl’ünün övgüsüne mazhar olmuş mekânlardandır. Mescid-i Aksa, ibadet niyetiyle ziyaret edilebilecek üç kutsal mekândan birisidir. Kutsal mekânların mahzun kalmasına hiçbir Müslüman duyarsız kalamaz. İşgal altında bulunan İslâm toprağının kurtarılması için verilecek mücadele de kutsal ve mübarektir.
5- Filistin toprakları Hz. Ömer (r.a.) tarafından fethedilmiş ve kıyamete kadar bütün Müslüman nesillere bir emanetidir. Emanetlerin ise korunması gerekir.
Allahu Teâlâ, Peygamberler Şehri, Hz. Ömer (r.a.)’in emaneti olan Kudüs’ü Haçlı işgalinden kurtarmayı Büyük İslâm Kumandanı Selahaddin-i Eyyubî’ye nasip etmiştir.
Büyük komutan, Kudüs’ün Haçlı işgalinde bulunduğu dönemde duyduğu üzüntüyü bir soru üzerine verdiği cevapta şöyle belirtiyor: "Kudüs ve Beytü'l-Makdis, Mescid-i Aksa, Haçlıların işgali altında bulunduğu müddetçe ben nasıl olur da gülebilirim, nasıl olur da sevinebilirim ve istediğim gibi nasıl olur da yemek yiyebilirim? Hele hele, gözüme uyku nasıl girebilir?"
6- Kudüs ya da Mescid-i Aksa davası, bir avuç toprak ya da hükümranlık-egemenlik meselesi değildir. Bu dava, inanç davasıdır, kutsalları koruma davasıdır.
Allah’ım Mescid-i Aksa'yla bağımızı hiçbir zaman koparma. Birbirimize olan güvenimizi, sevgimizi, inancımızı daim eyle,
Mescid-i Aksa'yı işgale yeltenenlere fırsat verme, Müslüman kardeşlerimizin içinde bulundukları zor durumdan bir an evvel kurtulmaları için yardım eyle, âmin…
Naciye BEYZA
YazarHayatımızda bize en yakın olan kişiler anne ve babamızdır. Onlar bizi çok sever, bizim için her türlü fedakârlığa katlanırlar. Hiç kimse anne ve babamız kadar bizim sağlımızı sıhhatimizi mutluluğ...
Yazar: Naciye BEYZA
Nisan’la birlikte “bahar” gelir. Bahar canlılık mevsimidir. Tabiatın kış uykusundan uyanmasıdır. Bahar denilince uçuşan kuşlar, çiçekler, kırmızı, pembe uğur böcekleri ve renklerin kırmızı,...
Yazar: Naciye BEYZA
Bir milleti, millet yapan, bir arada tutan, ait olma duygusu veren çok kuvvetli değerleri vardır. İnsanlar değerleri sayesinde bir arada olmasa; dağılmaları, parçalanmaları ve yıkılmaları an meselesid...
Yazar: Naciye BEYZA
Gönül kazanmak deyimi, güzel davranış ve sözlerle birilerinin sevgisini kazanmak, iyi davranışlarla çevresindekileri kendine bağlamak anlamındadır. Gönül almak ise kalbi kırılan, üzülen, gücenen bir k...
Yazar: Naciye BEYZA