Bisiklet Parası
Ortaokul son sınıftayım. Babam Çankırı’da görevli, subay lojmanlarında oturuyoruz.
Tüm arkadaşlarımın bisikleti var, bir benim yok.
Sınıfı da geçtik.
Babama gittim.
“Bana bir bisiklet alır mısınız?” dedim.
“Çalış, kendin al.” cevabını aldım.
“Nasıl?”
Beni aldı, Çankırı’nın göbeğinde herkesin gülüşüyle tanıdığı ‘Neşeli’ diye bir manav vardı, ona götürdü. Bir kasa limon aldı, bana verdi.
“Borcun şu kadar, bir ay sonra ödersin.” dedi.
Kişiliğe bak; biz bisiklet istiyoruz, babamız limon kasası alıp veriyor.
Çok hırslandım ve sinirlendim.
Ertesi gün çarşamba sabahı erkenden Çankırı pazarına gidip limon kasamı koydum ve satışa başladım.
Lojmandan tanıdığım teyzeler geçiyor, arkadaşlarımın anneleri, kıpkırmızı oluyorum.
Bir süre sonra olayı duyan arkadaşlarım tezgâhın başına doluştular.
Ayaklarda Nike’lar, Adidas ayakkabılar, havalı kotlar…
Ben güneş altında limon satıyorum, karizma falan kalmadı.
“Oğlum, çok zevkli.”
“Hadi yaa?”
Sonraki hafta arkadaşlarım ellerinde benim limonlardan onar tane alıp pazarda dolaşmaya başladılar.
Bu arada ben babama hep kızıyorum içimden.
İki ay sonra biriktirdiğim paralarla babamın kitap okuduğu odaya girdim, parayı babamın masasının üzerine bıraktım.
“Git, bana bisiklet al!” dedim ve çıktım.
Türk filmlerinden çalışılmış bir sahne.
Nasıl gurur, nasıl gurur!..
Babam bana bal renkli, vitesli, Polo marka harika bir bisiklet aldı.
Yıllar sonra benim babamın önüne koyduğum parayla bırakın bisikleti, o bisikletin pedalını alamayacağımı fark ettim.
Bana belli etmeden paranın ve çabanın değerini öğretmişti.
Babasından aldığı harçlıklarla büyüyen bir çocuk olsaydım bugün sahip olduğum mücadele ruhunun çok ufak bir bölümüne bile ulaşamayacaktım.
O günden sonra bir daha babamdan para istemedim.
Ayşe Gül PINAR
YazarHer eğitim öğretim yılında olduğu gibi okulların açıldığı şu günlerde de anne babaların tatlı telaşları çocukların eğitimlerinin ne kadar önemsendiğinin bir göstergesidir. Nasıl başlanırsa öyle gider,...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Yaşlı bir baba kuzu etinden yapılmış yaprak döneri çok severmiş. Bir gün canı yaprak döneri çok çekmiş. Babasının isteğini fark eden oğlu, almış babasını ve güzel bir lokantaya götürmüş.Baba, yemeği ö...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Hayatta başarıya ulaşmak sadece çok çalışmakla mümkün olmaz; aynı zamanda akıllıca çalışmayı ve kendimizi geliştirmeyi de gerektirir. Bazen yoğun çabalarımıza rağmen istediğimiz sonuçları elde edemedi...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Kitabın adı: Bize Göre, Gurabâhâne-i Laklakan, Frankfurt SeyahatnâmesiYazar: Ahmet HaşimYayınevi: MEB YayınlarıYayın yeri ve yılı: İstanbul/1999Sayfa sayısı: 227Yaş aralığı: 14+İşlenen konular: Hayat ...
Yazar: Sait ÖZER