Hüseyin’in Kanlı Mektubu
İstiklâl Savaşı Dönemi’nde Maraş ve Antep’in kurtuluş mücadelesinde, Maraşlı Hüseyin’in yazdığı destan, en acıklı olanlardan biriydi. Hüseyin, Maraş savaşına katıldıktan sonra, gönüllü olarak Antep’in savunmasına koştu. Dört yerinden yaralandı. Aldığı yaraların ağırlığına dayanamadı ve şehit oldu.
Maraşlı Hüseyin, kabrine konurken, koynuna sakladığı kanlı bir kâğıt ve saç bulundu. Kâğıtta, hasret gittiği nişanlısı Emu’ya yazdığı destansı bir şiir vardı. Şiirinde, nişanlısı Emu’nun saçının, kendisiyle beraber mezara gömülmesini istiyordu. Kanlı kâğıtta Hüseyin, nişanlısı Emu’ya şu şekilde sesleniyordu:
Çanakkale harbine gittim ölmeden geldim
Nişanlım Emu’yu evinde buldum
Evlenmek için bir ay daha durdum
Jandarma Artin’i evimde gördüm
Arkama döndüm edeme (kardeşime) baktım
Edemin öldüğünü haber aldım
Edemin öcünü almaya Anteb’e gidiyorum harbe
Konu komşularla hakkını helal eyle
Emu ölürsem kimse ile evlenme
Antep’ten gelinceye kadar yolumu bekle
Kömür gözlüm Emu sabret ne olur
Allah’ın emri yerini bulur
Emu’m yalnız bırakma beni daima ziyaret et
Diktiğin gülden başıma bir gül dik
Verdiğin saçı öper koklarım
Antep’te de gâvurlarıinşaallah paklarım
Ölürsem de ehemmiyeti yoktur
Saçını mezarım da öper koklarım.
Kâğıdın alt kısmında ise, annesinin Hüseyin’e yaptığı vasiyet yazılıydı. İnsanın tüylerini diken diken eden bu vasiyette, şu ibret verici sözler yer alıyordu:
“Oğlum Hüseyin Dayın Rusya’da, baban Balkan, kardeşin Maraş harplerinde şehit oldular. Son yongam sensin! Minareden ezan sesi kesilecekse, camilerin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun! Öl de köye dönme! Harbi kazanır da dönersen Emu’ya kavuşursun. Harpten kaçar gelirsen inşallah Emu’yu ölmüş mezarda görürsün! Haydi, yolun açık olsun oğlum!”
İsmail ÇOLAK
YazarTütün illeti, şifalı ot adı altında Batılı tüccarlar tarafından Osmanlı Ülkesine sokulduktan kısa zaman sonra kendine ticarî kazanç sağlayacak bağımlı bir kitle ve pazar bulmayı başarmıştır. Osmanlı t...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Bilecik İstasyonu tıklım tıklım doluydu. Askeri tren, ağzına kadar asker doluydu. Yine, bitmek bilmeyen bir cepheye uğurlama günü daha yaşanıyordu. İstasyon ana baba günüydü.Analar, babalar, nineler, ...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Sultan II. Abdülhamid'in, baş ikbal iken dördüncü zevcesi olan Müşfika Kadınefendi’den dünyaya gelen kerîmesidir. 1 Kasım 1887 tarihinde Yıldız Sarayı’nda doğmuştur. Babası Abdülhamid Han, doğmadan ön...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Yusuf Ağa’nın kızı olan Fatma Seher (Erden), 1888 yılında Erzurum’da doğdu. Millî Mücadele’deki kahramanlıklarından dolayı tarihe, “Kara Fatma” adıyla geçti. Binbaşı Derviş Bey ile evlendi. 1912 yılın...
Yazar: İsmail ÇOLAK