Sahabe Albümü: Amr Bin Avf
Hz. Amr (r.a), İslâmiyet’in ilk yayıldığı yıllarda Müslüman olma şerefine nail olan güzide ve bahtiyar insanlardan birisidir. O da diğer sahabiler gibi Medine-i Münevvere’ye hicret etti. Hendek Savaşı’na katılarak İslâm’ın yayılması için hiç çekinmeden Allah ve Rasûlü için canını ortaya koyarak mücadele verdi.
Hz. Amr bin Avf bu İslâm savaşında büyük kahramanlıklar gösterdi. Yine Tebük Gazvesi’ne katılmayı çok istemesine rağmen yol hazırlığı için maddî gücü olmadığından bu sefere katılamadı. Bu duruma çok müteessir oldu. O sırada Medine-i Münevvere’de çok büyük maddî sıkıntı vardı. Maddî durumu iyi olan sahabiler bile bu gazveye iştirak etmek için hazırlanmakta zorluk çektiler.
Hz. Amr, kendisi gibi maddî durumu olmayan birkaç sahabiyle birlikte Hz. Peygamberimize durumlarını üzüntüyle anlatmaya gitti. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’e, bu cihadda verilecek olan sevaptan mahrum kalmak istemediklerini söyleyip Tebük Cihadı’na iştirak etme hususunda kendilerine yardımcı olmalarını istediler.
Fakat Hazreti Peygamber (s.a.v.)’in binit olarak verebilecek bir şeyi yoktu. Bu sahabiler üzgün bir vaziyette ağlayarak Hazreti Peygamberimiz’in yanından ayrıldılar. Bu olay üzerine Cenab-ı Hak (c.c.) Tevbe Sûresi’nin 92. âyeti kerimesini inzal buyurdu. Bu âyette Hazreti Allah:
“Binebilecekleri bir hayvan vermen için sana geldiklerinde, ‘Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum.’ dediğin zaman, sarf edecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden ağlaya ağlaya geri dönenlere de bir günah yoktur.” buyurarak bu sahabelerin adeta gönüllerini alıyordu. Hz. Amr bin Avf Hazreti Peygamberimizden birkaç hadis de rivayet etmiştir. Hz. Muâviye’nin hilafeti zamanında rahatsızlanarak vefat etti.
Onun Rasûlullah (s.a.v.)’den rivayet ettiği hadislerden birisi şu mealdedir:
“Kim benden sonra terk edilmiş bir sünneti yaşatırsa, onunla amel eden insanların sevabından hiçbir şey eksiltilmeksizin, onların sevaplarından bir mislini alır. Kim de Allah ve Rasûlü’nün kabul etmediği, hoşlanmadığı bir bid’at çıkarırsa, aynı şekilde onunla amel eden insanların günahlarından hiç eksiltilmeksizin bir mislini yüklenmiş olur.”
N.Nida DURAN
YazarMedine’de İslâm nuruyla şereflenenler günden güne çoğalıyordu. Genç Müslümanlardan birisi de Muaz bin Amr (r.a.) idi. Hazreç Kabilesi’nin Benî Seleme koluna mensuptu. Kendisiyle birlikte, aynı kabiley...
Yazar: N.Nida DURAN
Hz. Beşir (r.a.), Medineliydi. İkinci Akabe Biatı’na iştirak etmiş, her türlü tehlikeye karşı Allah’ın Rasûlü’nü koruyacağına dair orada söz vermişti. Hayatı boyunca bu sözüne canı gönülden sadakat gö...
Yazar: N.Nida DURAN
Hz. Berâ (r.a.) Medineliydi. Babası da Müslümandı. Kendisi küçük yaşta Müslüman olmuştu.Berâ (r.a.), İslâm davasının kahraman bir mücahidiydi. Uhud Savaşı’ndan itibaren Peygamberimiz (s.a.v.)’le birli...
Yazar: N.Nida DURAN
Bir gül için ne çilelere katlanır bahçıvan. Ta en uzak kuyulara kadar gider. Bazen eli boş döner. Kurumuştur kaynaklar. Ama hep ümitle gider, ümitle döner bahçıvan. Bugün yoksa yarın vardır. Yarını ya...
Yazar: Esra GÖKTEPE