Camgöz ve Dostluk Oyunları
Sevgili çocuk dostlarım;
Hatırlarsanız çiftliğimize Karatavuk kuşları gelmişti. Bu kuşlar gün geçtikçe hepimize daha çok alıştılar ve geldikleri ülke olan İsveç’e dönmeyi de düşünmüyorlar. Özellikle Hafize Teyze’ye öyle alıştılar ki, o yemek yerken masanın kenarına konuyorlar ve o ne yerse onlara da veriyor.
Çocuklar da onları gülerek izliyor ve “İyice aileden oldular.” diyorlar. Esma ile Atlas da her gün onları görmeye geliyor. Gece ile Güneş çocukları görünce, başlıyorlar güzel güzel ötüp başlarının etrafında uçmaya. Bu kuşlar zaten hareketli olan hayatımıza daha bir hareket getirdi sanki. Hepimiz çok sevdik, ötüşlerine bakılırsa onlar da bizi sevdiler.
Bugün Uzun Kulak’la birlikte köydeki bazı hayvanlarla buluşup dostluk oyunları oynayacağız. Biz giderken Gece ile Güneş de bizimle geldiler. Yol boyunca kâh uçtular kâh başımıza kondular ve birlikte yürüdük. Köyün dışındaki düz bir alana köydeki kedi, köpek, eşek, kaz, horoz ve tavuktan oluşan yaklaşık 30 arkadaş gelmişti.
Gece ile Güneş’i görünce çok şaşırdılar. Daha önce böyle bir kuş görmediklerini söylediler. Uzun Kulak’la ben tanıştırdık herkesle. Hemen arkadaş oldular.
İlk oyunumuz en güzel şarkı söyleyen hayvanı seçmek. Orada toplanan herkes kendi dilinde şarkı söylemeye çalıştı. Bazılarının sesi gerçekten çok güzeldi. En son Gece ile Güneş birlikte öttüler. Sesleri o kadar güzeldi ki; herkes hayran hayran dinledi.
Ötmeleri bitince, hepimiz hoplayıp zıplayarak “Yaşayın!” “Harikasınız!” diye tezahürat yaptık. Bu arada kazlardan biri acıyla bağırdı. Ayağına küçük bir diken batmıştı ve canı çok yanıyordu. Herkes ne yapacağını düşünürken eşek;
- Üzerime binersen köye kadar taşıyabilirim seni, dedi.
Güneş;
- İyi fikir sen eşeğin üzerine çıkıp ayağını uzatabilirsen, ben de kuvvetli gagamla dikeni çıkarırım hemen.
Gerçekten de Güneş gagasıyla dikeni tuttuğu gibi hemen çıkardı. Kaz çok rahatlamıştı. O kadar çok teşekkür etti. Güneş;
- Teşekküre gerek yok. Yapabildiğim için mutluyum.
Herkes tekrar hoplayıp zıplayarak teşekkür ettiler ve “Bundan sonra sizler de bizim en iyi arkadaşlarımızsınız.” dediler.
Dostluk oyunlarımız gerçek iki dost kazanarak geçmişti. Alandan ayrılarak hepimiz çok mutluyduk.
Görüşmek üzere çocuklar, hoşçakalın…
Raziye SAĞLAM
Yazar
Ramazan günüydü. Annesi Bilal’e mutfaktan seslendi:“Oğlum Bilâl, biraz gelir misin?”Bilal salondaki koltuklardan birine oturmuştu. Orucun verdiği bitkinlikle sessiz ve hareketsiz duruyordu. Annesinin ...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Çocukluğum köyde dedemlerin yanında geçti. Dedem ve babaannem doğaya farklı bir gözle bakıyorlardı. Doğa ile iç içe, mutluydular. Birgün dedemle ormanın içinde dolaşırken kırmızı bir manta...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Allahu Zülcelal Hazretleri Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) hakkında Tevbe Suresi’nde şöyle buyurmuştur: "Ey mü’minler! And olsun ki içinizden size sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, siz...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Birkaç senedir ekim ayının ilk haftasında, cennet vatanımızın güney kıyılarına gitmeyi tercih ediyoruz. Allah (c.c.)’ın “El Musavvir” isminin tecellisi olarak gördüğümüz denizi ve yemyeşil doğasıyla h...
Yazar: Raziye SAĞLAM